Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR
İsrafil K.KUMBASAR

CHP, yeniden gayri milli solun eline mi geçecek?

1 Ağustos 2007 tarihinde kaleme aldığımız “Baykal’ın CHP’yi Atatürk’ün çizgisine oturtma harekatı” başlıklı yazımızda aynen şöyle diyorduk:
Türk devletinin kurucusu olan CHP, 1940’lı yıllardan sonra, sistemli bir şekilde ‘asli yörüngesinden’ uzaklaştırılarak ‘halka yabancı’ bir kurum haline getirildi.
1960’lı yılların ortasında rotayı ‘ortanın soluna’ çevirip milletin çoğunluğunu dışlayan parti, gün geldi emperyalizme alkış tutan ‘işbirlikçi’ ve ‘bölücü’ çetelere teslim oldu.
Öyle ki, 12 Eylül ihtilalinin ardından CHP’nin artık ‘Atatürk’ ile herhangi bir bağlantısı kalmadığını itiraf eden Bülent Ecevit, genel başkanlıktan istifa ederek ‘ulusal sol’ çizgisindeki DSP’yi kurmak zorunda kaldı.
CHP; 1990’lı yıllarda yeniden kurulup SHP ile birleştikten sonra, sık sık ‘bölücülerin ekmeğine yağ süren’ raporlarla gündeme geldi.
18 Nisan 1999 seçimlerinin ardından istifa etmek zorunda kalan Baykal, geri döndüğünde CHP’yi ele geçiren çetelere karşı ‘ince’ bir operasyon başlattı.
Partinin en tepesinden, en alt noktalara kadar, ‘milli/ulus’ devlete karşı çıkan, ‘Türk düşmanlığı’ yapan ne kadar ‘işbirlikçi’ ve ‘bölücü’ varsa teker teker tasfiye etti.
CHP’yi yeniden ‘milli çizgiye’ oturttu.
***
4 Aralık 2009 tarihinde kaleme aldığımız “Baykal, CHP’yi millete açmakta samimi mi?” başlıklı yazımızda aynen şu ifadeleri kullanıyorduk:
Baykal, ‘Türk’ kelimesinden bile rahatsızlık duyan, ‘etnik kimlikler’ve ‘mezhepler’ üzerinden siyaset yürütmeye çalışan ‘bölücü’ çeteleri CHP’den tasfiye etti.
Sıra, ‘din ve vicdan hürriyetinin’ bir güvencesi olan laikliği, ‘din düşmanlığı’ olarak dayatmaya çalışanları saf dışı bırakarak, ‘millet’ ile kucaklaşmaya geldi.
Baykal’ın son zamanlarda bu yönde atmaya başladığı adımlar, CHP’yi ‘kendi amaçları’ doğrultusunda kullanmak isteyenleri topyekun harekete geçirdi.
‘Ilımlı İslam’ ve ‘ılımlı milliyetçilik’ ile merkez sağı kontrol altına alan karanlık güçler, şimdi de ‘ılımlı sol’ söylemi ile CHP’yi teslim almaya çalışıyorlar.
Tetikçiliği ise solculuktan ‘işbirlikçiliği’anlayan eski tüfekler üstlenmiş durumda.
Baykal’ın yapacağı daha çok iş var.
Halkın ‘inançlarına’ saygıyı bile fazla gören unsurlara daha fazla seyirci kalamaz.
İktidar alternatifi olmak istiyorsa eğer, bir yolunu bulup ‘çekirdek’ kadrosunda yer alan Önder Sav gibi kişileri mutlaka hal’(!) etmelidir.
***
Okyanus ötesinde kurgulanan bir ‘darbe’ile CHP’nin başından uzaklaştırılan Deniz Baykal, son anda karşı karşıya kaldığı ihaneti aynen şöyle özetliyor:
- “Ben önder Sav’ın nelerini kapattım, onu korudum, o bana bunu yaptı.”
Ne acıdır ki Baykal’ın zamanında icabına bakmayıp korumaya kalkıştığı kişiler, şimdi onu tamamen ‘silmeye’ çalışıyorlar.
Önümüzde artık bir CHP kongresi var.
CHP üst kurul delegeleri, Baykal’ın istifasının ardından boşalan ‘genel başkanlık’ koltuğunu doldurmak için sandık başına gidecekler.
Son anda sürpriz bir isim ortaya çıkmazsa eğer Kemal Kılıçdaroğlu tek aday gibi görünüyor.
‘Yolsuzluk’ dosyaları dışında halihazırda herhangi bir icraatına tanık olmadığımız Kılıçdaroğlu hakkında kesin bir yorum yapmak için henüz erken.
Eminiz ki, bugüne kadar CHP’ye oy vermeyenler bile şu sorunun cevabını arıyorlar:
CHP, ‘Atatürk’ün çizgisine’ oturma yolunda ilerlemeye devam mı edecek, yoksa rota değiştirip yeniden ‘gayrimilli solun’ tahakkümü altına mı girecek?
Cevabı, Gandi’nin tercihi belirleyecek.

Yazarın Diğer Yazıları