Doğu Türkistan'da yapılan soykırım ve Çin zulmü protesto edildi. İYİ Parti il başkanlığının organize ettiği basın açıklamasına CHP'li Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin, İYİ Parti İl Başkanı Necat Kaşıkçı, CHP İl Başkanı Ahmet Biber, CHP Kadın Kolları İl Başkanı Gülşen Kurul, İYİ Parti İlçe Başkanları, İl Yönetimi ve vatandaşlar katıldı.
Basın açıklamasını Yusufeli İYİ Parti İlçe Başkanı Avukat Recep Akyürek yaptı.
Akyürek, basın açıklamasını yaparken gözyaşlarına hakim olamadı. Yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi;
"Tarihli Doğu Türkistan da yapılan Çin zulmü nedeniyle basın açıklamasıdır. Değerli basın mensupları ve değerli katılımcılar basın açıklamamıza hepiniz hoş geldiniz. Bu gün burada içimiz kan ağlarken bir kısım açıklamalarda bulunacağız , bu açıklamalarımız bir matem açıklaması olduğundan alkış olmamasını özellikle istirham ediyoruz.
Artvin İYİ Parti İl Başkanı Necat Kaşıkçı ve yönetimi öncülüğünde, Artvin Arhavi, Hopa, Kemalpaşa, Borçka, Murgul, Ardanuç, Şavşat, Yusufeli ve Merkez ilçe başkanı ve yönetimlerinin birlikte hazırladığı bu basın açıklamasını siz değerli basın mensupları ve değerli halkımız ile paylaştığımız bu basın açıklamasına hoş geldiniz.
Bu basın açıklamamızın konusu katil terör devleti Çin hükümetinin ve başındaki Şi Cinping ‘ in talimatı ile mazlum, suçsuz, sahipsiz soydaş ve dindaşlarımız olan Doğu Türkistan‘ da yaşayan Uygur Türklerine karşı gerçekleştirdikleri akıl almaz işkenceler ile şehit edilmelerini, toplama kamplarında yapılan eziyet ve işkenceleri ve gerçekleştirdikleri sistematik soykırımı en şiddetli şekilde lanetliyor ve Yüce Allah'tan Allaenat ya İlahi diyerek Çin’i lanetlemesi için niyaz ediyoruz.
Şehit olan kardeşlerimizin şehitliğini kabul etmesi için Allah’ tan niyazda bulunuyoruz. Yine sayıları milyonları bulan ve toplama kamplarında eziyet çeken, işkence gören tutsak kardeşlerimize bu eziyetlere dayanmaları ve sabretmeleri için Allahtan niyazda bulunuyoruz.
İnşallah bu gün burada yaptığımız bu açıklama ile yeni bir dönem başlayacak ve kardeşlerimiz özgürlüğüne kavuşacaktır diye umut ediyoruz.
Değerli basın mensupları ve katılımcılar; Doğu Türkistan’ da 30 milyonu aşkın nüfus gerçek manada kan ağlamaktadır. Bu eziyetin sebebi katil Çin’ in bölgede yaşayan Müslüman Uygur Türklerini ayrılıkçı ilan etmesi ve terörizim bahanesi ile Müslüman Türk Uygur kardeşlerimize yönelik kadın, çocuk yaşlı, genç demeden akıl almayacak işkencelerde bulunmaktadır. Bu işkenceler devletin resmi politikası olarak uygulanmaktadır.
Çin devlet başkanı katil Şİ Cimping 14.10.2019 tarihinde yaptığı açıklamada bu işkencelerin sistematik bir şekilde devlet politikası olduğunu şu sözlerle ortaya koymuştur. Çin’ i bölmeye çalışanların bedenleri çiğneyeceğiz kemiklerini ufalayacağız şeklindeki açıklaması tamda Doğu Türkistan'da yaptıkları vahşetin itirafıdır.
Burada şunu da belirtmek gerekir ki Çin’de Uygur Türkleri kaynaklı bir tek terör olayı olmamıştır. Ancak kardeşlerimizin Müslüman Türk olması nedeniyle Komünist Çin ‘ in iki bin yıllık Türk düşmanlığı ile İslam karşıtlığı nedeniyle bölgede yaşayan Müslüman Türk azınlığa yönelik uygulayacağı soykırıma bir uydurma sebep olarak bu yalana sarılmaktadır.
Katil Çin yönetimi herkesçe malum olduğu üzere Müslüman Uygur Türklerinin kültürel ve ekonomik entegrasyonu sözde gerekçeleri ile eğitim kampları adı altında esir ve toplama kampları inşa etmiş ve bu kamplar ise hapishanelerden çok daha ağır şartlara sahiptir. Sincan Uygur Bölgesinde binlerce toplama kampı yapmıştır. Bu kamplara hiçbir suçu günahı olmayan Uygur Türklerini toplayarak akıl almaz işkencelerde bulunmalarının yanı sıra bu kamplarda beyin yıkama faaliyetleri işkence ve eziyetle paralel yapılmaktadır. Bu beyin yıkama kamplarına alınmanın tek şartı Müslüman Uygur türkü olmaktır. Her Uygur türkü potansiyel hedeftir.
Yine Katil Çin yönetimi kardeş aile projesi adı altında her Uygur Türkünün evine bekar bir Çinli yerleştirmiş ve kardeşlerimizin namusu kirletilmek istenmektedir.
1997 ve 2009 yılındaki Uygur Türklerine yönelik katliamın ardından son 7 yıldır yönetime gelen Şi Cingin döneminde ise her Uygur türkü potansiyel düşman olarak ilan edilmiştir.
Aileleri toplama kampına götürülen milyonlarca çocuk ile yine sebepsiz şekilde ailelerinden koparılan milyonlarca Uygur çocuğu yetimhanelerde her türlü şiddet ve eziyet altında çok zor şartlarda barındırılmakta ve bir çoğu bu yetimhanelerde işkence ile öldürülmekte gerçek anlamda gözlerinden kan gelmektedir.
Son 7 yılda 100 binlerce Uygur Türkü çocuk, kadın , yaşlı demeden işkence altında şehit edilmiş , camileri yıkılmış , dini yaşamaları yasaklanmış Uygur dilini konuşmaları yasaklanmıştır. Çin hükümetinin yaptığı bu faaliyetler kelimenin tek anlamı ile soykırımdır.
Değerli katılımcılar bir çok işkence ve eziyet görüntüsüne medya yada sosyal medyadan ulaşmaktasınız ancak biliniz ki Çin zulmünden kaçabilenlerin anlattıkları dinlendiğinde çok daha vahim olayların yaşandığı başka bir gerçektir.
Yine burada şuna da değinmeden geçemeyeceğiz. 11 Temmuz 2019 tarihinde ABD, Almanya , Fransa , İngiltere gibi ülkelerinde içinde yer aldığı 22 ülkenin Bileşmiş Milletlerde görev yapan daimi büyükelçilerinin kaleme alarak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonuna gönderdikleri mektupta Sincan Uygur Özerk bölgesinde ki yer alan toplama kampları nedeniyle keyfi gözaltıların ortadan kaldırılmasına Çin ‘in davet edilmesi gerektiği yönündeki mektuba Türkiye neden imza atmamıştır. Tarihi soykırım ve işkence ile anılan devletlerin temsilcilerini dahi vicdana getirecek bu zülüm karşısında Türkiye hükümeti neden suskun kalmaktadır.
Burada önce sayın Cumhurbaşkanı ve onun hükümetine seslenmek istemekteyim. Birleşmiş milletlerde yaptığınız konuşmada hepimizin takdir ettiği şekilde eziyet gören masum halkların ismini zikrederek yaptığınız konuşma içerisine diğer eziyet gören halkların hepsinden daha fazla eziyet gören soykırıma uğrayan Uygur Türklerinden bahsetmemesinin nedeni nedir. Burada iki şık akla gelmektedir. Yani sayın Cumhurbaşkanı Çin hükümetinden çekinmiştir yada gerçekten Uygur Türklerinin terörist olduğuna inanmaktadır. Buradan ilan ediyoruz sayın Cumhurbaşkanı 3-4 yaşında dövülerek gözünden ağzından kan gelerek şehit edilen bebeklerin terörist olduğuna sizi kim inandırdı. Eğer Çin’ den korkuyorsanız 1.000 yıl önce Çin sarayını basan Kürşat ve 40 arkadaşından şu anda Türkiye de binlercesi var Kafkas dağlarının eteğinden size şunu da hatırlatmak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bir çok haksızlık karşısında gösterdiğiniz dirayet ve açıklamaları Doğu Türkistan ve Uygur Sincan Özerk bölgesi için Çin devleti aleyhine de yapmanızı bekliyor ve talep ediyoruz.
Yine başta iyi Parti milletvekilleri olmak üzere tüm milletvekilleri ve meclis başkanına da çağrı yapmak istiyoruz. Sayın vekiller burada Tüm Türkiye de yaşayan halkın vicdanının sesi olarak sizlere sesleniyoruz. Çin devleti ile yapılan başta ticari , ekonomik ve diğer tüm anlaşmaların iptali için meclisten yasa çıkarılması için sizlere çağrıda bulunuyoruz. Burada tüm Türkiye halkına , İslam dünyasına , Türk Dünyasına ve insana saygısını hala kaybetmemiş dünya halklarına seslenmek istiyoruz. Çin Ekonomik gücü nedeni ile günahsız bir halka karşı sırf etnik kimliği ve dini nedeniyle işkence altında soykırım suçu işlemektedir. Eğer hepimiz Çin malı ürünleri satın almaktan vazgeçersek bu durumda katil Çin devleti bu soykırımdan vazgeçmek durumunda kalacaktır. Aldığınız Çin ürünü sayesinde bir masum Uygur Türkü’ ün ölümüne katkı yaptığınızı düşünerek Çin malı ürün almaktan ve satmaktan vazgeçmenizi özelikle rica ediyoruz. Ve herkesi Çin mallarını boykot etmeye çağırıyoruz."
Basın açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.