Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV5 Ana Haber Bülteni'nde Türkiye gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Ramazan ayının ilk günü olması dolayısıyla bütün vatandaşlara, hangi görüşten, kimlikten, inançtan olursa olsun "hayırlı ramazan" dileklerini ileten Kemal Kılıçdaroğlu, "Ramazan, bizim için sevginin, hoşgörünün, kardeşliğin egemen olduğu bir süreci hatırlatıyor. Bir ay içerisinde Rabb'imize dua edeceğiz, güzel şeyler isteyeceğiz, dualarımızın gerçekleşmesini, memleketimizde huzur isteyeceğiz." dedi.
Geçmişte katıldıkları iftar davetlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) dolayısıyla bu sene ramazanın evlerde kutlanacağını anlattı.
Ramazan ayında biraz daha düşünme, ibadet etme, nefsi terbiye etme, insanlara hoşgörüyle bakma, toplumun huzur içinde yaşaması için dua edilmesi anlayışında olduğunu aktaran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bütün toplum bir anlamda birbirine kenetlenebilmeli, kardeşlik, sevgi, dostluk bağlamında. Fakirlere, yoksullara, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeliyiz, hastalara bakmalıyız yani iyilikte yarışma diye bir düşünce var malum, bizim inancımızın da öngördüğü temel kurallarından birisidir. İyilik yapmalıyız, kötülüklerden, kinden, öfkeden ön yargıdan arınmalıyız." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, TBMM'nin 100'üncü kuruluş yıldönümünde, bütün liderlerin Meclis özel oturumunda yer alması gerektiği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, 100 yıllık dönemlerin toplumların tarihindeki önemine işaret etti.
"MERAL HANIM, VEKİL OLMAMASINA RAĞMEN GELDİ"
Yüzyılların insanlığın, devletlerin ve kurumların tarihinde dönüm noktaları olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bütün siyasi parti liderlerinin, grubu olan bütün siyasi parti liderlerinin parlamentoda olması çok değerliydi. Sayın Erdoğan'ın da olması gerekirdi. Şöyle bir gerekçe söylendi; 'Geçmişte de bazı cumhurbaşkanları Meclis'teki 23 Nisan törenlerine katılmadı' diye. Ama onların hiçbirisi bir partinin genel başkanı değildi, gerçekten cumhurbaşkanıydı, cumhurun başkanıydı ama Sayın Erdoğan aynı zamanda AK Parti'nin genel başkanı. Dolayısıyla diğer genel başkanlar nasıl geldiyse, mesela Meral Hanım milletvekili olmamasına rağmen geldi, parlamentoda kendisine ayrılan yerde konuşmaları dinledi, milletvekillerinin konuşmaları orada 100'üncü yılı anma dolayısıyla bir şekliyle ifade edildi ve Sayın Erdoğan'ın da orada olmasını isterdik. O da düşüncelerini açıklasın isterdik. Önümüzdeki 100 yılda Türkiye'nin hedefi nedir, neler yapacak, neler yapmalı? Önümüzdeki 10, 20, 30 yılda biz hangi hedefleri koymalıyız, koyabilmeliyiz? Bunları yapabilmeli, bunları yapmalıydık aslında."
Kılıçdaroğlu, diğer partilerden de parlamentoda temsilcisi olan milletvekillerinin oturumda söz aldığını hatırlatarak, "Ben tabii doğrusunu isterseniz Sayın Erdoğan'ın orada olmasını isterdim. Çünkü Sayın Erdoğan 1'inci Meclis'te de yoktu. Türkiye Büyük Millet Meclisinin orada da 100'üncü yıl dolayısıyla olması gerekirdi." şeklinde konuştu.
"FETÖ, PKK, paralel yapı, devlet içinde devlet ve benzeri gibi CHP'li belediyelere iktidar kanadından bazı sözler söylendiği" belirtilerek, buna ilişkin görüşleri sorulan Kemal Kılıçdaroğlu, insana ve insanlığa kast eden her türlü teröre karşı olduklarını söyledi.
Kendilerine bu suçlamayı yapanların dönüp kendilerine bakmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Bir belediye halka bedava, ucuz ekmek verecek, fakir, ihtiyaç sahibi, cebinde parası yok, ekmek verecek 'yasak' diyorsunuz. Su fiyatlarını indirecek 'yasak' diyorsunuz. Her şeye 'yasak' diyorsunuz, ya bu insana, insanlığa, çocuklara hizmet ediyor. Yardımı terörle bağdaştırıyorsunuz, Allah akıl fikir versin, ne diyeyim ben başka söyleyeceğim bu." değerlendirmesinde bulundu.
Demokrasinin herkes için geçerli olan bir kavram olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ben de düşüncelerimi söylemeliyim, benim gibi düşünmeyen insan da düşüncelerini söyleyebilmeli. Ben de inancımı yerine getirebilmeliyim, başka türlü inanca sahip olana da saygı duymalıyız. Kimlikler konusunda da kavga etmemeliyiz. Herkesin kimliğine de saygı duymalıyız. Kişinin kimliğine, kişinin inancına, yaşam tarzına, düşüncelerine saygı göstermeliyiz. Allah'ın bize verdiği en değerli şey akıldır. Aklımızı kullanmayacak mıyız? Kullanacağız. Aklımızı kullanacaksak, ayrışmamamız, bir arada olmamız lazım ve bunu bir araya getirmemizin temel nedeni de demokrasidir.
Demokratların birleşmesini istedim. Otoriter rejimler varsa demokratların, düşünce özgürlüğünü, inanç özgürlüğünü, yaşam tarzı özgürlüğünü savunanların bir araya gelmesi lazım. Bir araya geldiğimiz zaman daha güçlü oluruz, sesimiz daha gür çıkar, ülkeye huzuru, refahı, barışı getiririz. Sonuçta kavgadan değil, huzurdan, barıştan, özgürlükten yana bir tavır takınacağız. O bağlamda Sayın Karamollaoğlu'nun söylediği çok değerlidir. Benim açımdan da çok değerlidir, bu ülkenin iyiliğini, hayrını, huzurunu isteyenler için de çok değerlidir. Ben Sayın Karamollaoğlu'na buradan teşekkür etmeyi de bir görev biliyorum."