CHP İstanbul İl Başkanı adayı Cemal Canpolat’tan ‘değişimcilere’ sert sözler

CHP İstanbul İl Başkanı adayı Cemal Canpolat’tan ‘değişimcilere’ sert sözler

Cemal Canpolat, CHP İstanbul İl Binası önünde yaptığı basın açıklamasıyla il başkanlığı için adaylığını açıkladı. Canpolat, partilileri saat 18.00’de il binası önünde toplanmaya çağırmıştı. Burada konuşma yapan Cemal Canpolat adaylığını açıkladı.

CHP'li Canpolat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, "Yol arkadaşlarım" diye seslendiği CHP'lileri bugün saat 18.00'de il binasında yapılacak basın toplantısına davet etti.

X (Twitter) üzerinden duyuru yapan Canpolat, "Değerli Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarım, İstanbul'da daha önce hep beraber bu baskıcı rejime HAYIR dedik, Hukuksuzluğa rağmen de İstanbul'da seçimleri iki kez kazandık.

Biz ki, mücadelelerden cesaret doğuranlar; çalışmakla aydınlanan yolların yolcularıyız. Aydınlık yolunda devam etmek için sizleri saat 18.00'da İstanbul il başkanlığımızdaki basın toplantımızda görmekten şeref ve onur duyarım" dedi.

Canpolat, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşerek adaylık için onayını istediğini açıklamış ve Kılıçdaroğlu'nun kendisini destekleyeceğini ifade ettiğini söylemişti.

cemal-canpolat-ic.jpg

CANPOLAT'TAN BASIN AÇIKLAMASI

Basın mensuplarına adaylığını açıkladığı bir basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul İl Başkanı adayı Cemal Canpolat, değişimcileri eleştirdi:

"Tepeden söylemlerle, 25-30 yıldır bu partide milletvekili olup hiç değişmeyenlerle değişimi sağlamak mümkün değil"

CANPOLAT ŞÖYLE KONUŞTU:

"Tepeden söylemlerle, 25-30 yıldır bu partide milletvekili olup hiç değişmeyenlerle değişimi sağlamak mümkün değildir. CHP yönetiminde olacaksın 20 yıl bir tek şeye muhalefet etmeyeceksin, 20 yıl ön seçim demeyeceksin, seçimlerin kaldırılması için el kaldıracaksın.

45 il başkanı aday olduğunda bunun 40 tanesini milletvekili listesine koymayacaksın. Hangi değişimde hangi tavrı koydunuz!

Biz bu yenilenmeyi yapacağız, dışlanan Cumhuriyet Halk Partisini yönetime taşıyarak yapacağız. Dışlanan işçileri ve emekçileri temsil eden sendikacılarla birlikte bu değişimi yapacağız."

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal sorunlardan, siyasi gerilimden ve kutuplaşmadan iktidar doğrudan sorumlu olsa da 70 yıldır tek başına iktidar ol(a)mayan bizler de bu sürecin hem kurbanı hem sorumlusuyuz. Artık ne yalnızca eleştirme ne de seyirci olma lüksümüz var!

2017 ve 2018 denemelerinde, 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin sokakta ve sandıkta “Millet İttifakı”nı da aşan; SP’den HDP’ye, milliyetçilerden sosyalistlere kadar uzanan adı konmamış daha geniş bir ittifakla başarı elde etmesi, AKP’nin “ideolojik-politik hegamonyasını” ciddi bir şekilde sarstı, psikolojik üstünlük önemli ölçüde el değiştirdi, iktidar ile muhalefet arasında roller değişti ve kutuplaşmayı reddeden yeni bir siyaset yapma tarzı öne çıktı…

“METROPOLLERDE ÇÖZÜLÜYORLAR"

17 yıl sonra ilk kez kaybeden AKP, iktidarı tümüyle kaybetmemek için hem daha statükocu bir yere hem de psikolojik yenilgisinin bir sonucu olarak savunmacı ve daha saldırgan bir zemine savruldu. Pandemi koşullarında fazlasıyla ağırlaşan, TÜİK’e rağmen gizlenemez hale gelen mevcut ekonomik ve siyasi veriler AKP’nin savunmacı ve saldırgan politik hattıyla birleşince, AKP’nin yönetememezlik halinin daha da derinleşeceği açıkça görülüyor.

AKP’nin kendisini sürekli tekrarlayan söylemlerinin hiçbir hükmü kalmamıştır. Kaybettiklerini gördükçe panikliyorlar, panikledikçe tepkisel davranıyorlar, yeni bir “yarın hayali” de üretemiyorlar, metropollerde çözülüyorlar!

canpolat-ic.jpg

“Z KUŞAĞINDAN OY ALAMAYACAKLAR"

Yoksullukla zenginlik arasındaki uçurum arttıkça, umutsuzluk derinleştikçe, “oy moy yok” örneğinde olduğu gibi 7 milyonluk yeni seçmen kuşağı “z” kuşağından da oy alamadıkları hatta alamayacaklarını 2019 yerel seçim sonuçlarına bakarak rahatça söyleyebiliriz.

"PARTİMİZ PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜĞÜ DEVAM ETTİRMEKTE ZORLANIYOR"

Bu gerçekliğe rağmen partimiz CHP 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ve yenilenen 23 Haziran 2019 İstanbul seçimlerinde yakaladığı psikolojik üstünlüğü devam ettirmekte zorlanıyor.

Nitekim AKP-MHP bloğundan “kaçan oylar” henüz CHP ile buluşmuyor, en azından araştırma sonuçlarına yansımıyor.

“Yönetenlerin eskisi gibi yönetemediği, yönetilenlerin de eskisi gibi yönetilmek istemediği” kesin olsa da, partimiz CHP milyonlara “ekonomik sorunları da, siyasi sorunları da biz çözeriz” kararlığını yansıtmalı, vatandaşlarımıza yarınları için hayal kurdurmalıdır.

Eğer CHP bugün bunu yapamıyorsa; bunun en önemli nedeni “dışarıdan” değil “parti içindeki dar kadrocu” anlayıştandır!

“PARTİ İÇİ İTTİFAK"

Türkiye’de uzun süredir siyasal içerik tartışılmıyor, yeni düşünsel açılımlar üretilmiyor ya da üretilenler geniş kitlelerde karşılık bulmuyor. Nitekim gençler arasında yapılan araştırmalarda gençlerin yüzde 77,9’u “hiçbir parti yeterli politika üretemiyor” diyor!

Bu sonuç maalesef CHP için de fazlasıyla geçerlidir! Dünyada da Türkiye’de de yoksullarla zenginler, emek ile sermaye arasındaki makas zenginler lehine giderek açılırken, eşitsizlik daha da derinleşiyor, gelir dağılımı adaletsizliği zirve yapıyor.

Düne göre değil bugünkü koşullara uygun, eşitliği savunan kamucu, millileştirmeci, toplumcu sol ideolojik bakış daha da önemli bir hal alması gerekirken, bilerek ve isteyerek önemsizleştiriliyor, “eşitlik, kardeşlik, özgürlük” ekseninden ideolojik bakmak ve düşünsel açılımı savunmak “eski dönem ideolojisi” gibi sunularak itibarsızlaştırılıyor!

Bu yaklaşım partimiz CHP’ye de doğrudan yansıdığı için parti yöneticileri ve üyeleri düşünsel yan yana gelişlere değil, daha çok kişilerin öne çıktığı “parti içi ittifaklara” odaklanıyor.

İlgili Haberler