Hazırlayan: Timuçin MERT
...onca çamur ve iftira da işe yaramadı. Mutlu sona kazasız belasız 25 günde ulaşıldı.
Katılımcıların ortak görüşü bu hareketin olağanüstü başarılı bir organizasyon ve disiplin içinde yürütüldüğüdür... Binlerce kişinin ulaşım, su, tuvalet, gıda ihtiyaçları anında karşılandı. Hiçbir provokasyon girişimi başarılı olamadı.
Bundan sonra ne olacak? Ortak talep adeta bir çığlığa dönüşen adalet talebinin etkili gösteriler ve Meclis çalışmalarıyla sürmesi yönündedir. Üstelik sadece yargıda değil hayatın her alanında adalet için mücadele vermeli. Türkiye öyle bir ülke ki...
Gelir dağılımında adalet yok.
Vergide adalet yok...
İşe alımda adalet yok...
Askere alımda adalet yok...
İhalelerde adalet yok...
Sınavlarda adalet yok...
Ücrette adalet yok. Yok oğlu yok...
Adalet talebinin kapsamı yukarıdaki alanlara doğru genişletilmeli...
Toplum Kemal Kılıçdaroğlu'na büyük bir kredi açtı...
Bu krediyi gereğince kullanmak onun becerisine kalıyor...
Melih Aşık Milliyet
***
Demokraside yaya kalmışsan başka, ne yapacaksın?
----------
... Ülkeyi yönetenler "Sokakta adalet aranır mı?" diye soruyor. Adalete giden her yol tıkanırsa insanlar nerede arayacaklar adaleti?
Ünlü bir atasözümüz vardır: "Ağlamayan çocuğa meme verilmez!" denir. Kuzuların sessizliğine bürünen, boynu bükük, ezik, ürkek, korkak, yılgın toplumlara da, başta adalet olmak üzere, çağımızın gerektirdiği demokratik insan hakları maalesef istenmeden verilmiyor! Demokraside yaya kalan ülkelerde bu ne yazık ki böyle...
Rahmi Turan Sözcü
***
GÜNÜN SORUSU
-------
Rusya'nın Akdeniz hamleleri söz konusuyken, tüm dünya bölgeye stratejik bir nokta olarak bakarken, Kıbrıs hakkında neden geri adım atalım?
İlber Ortaylı Hürriyet
***
Ağzı olan konuşuyor...
-------
Siz bakmayın bazı iktidar mensupları ve yandaşlarının "Yürüdüler de ne oldu" demelerine!.. 1946'da çok partili sisteme geçişten bu yana en büyük muhalefet atağı olan bu yürüyüş ve ona "Hak, hukuk, adalet" sloganıyla katılan insan seli, tıpkı akarsuyun yatağını bulması gibi, mutlaka hedefine ulaşacak. Demokrasiye inananlar adaleti geri getirecek...
Uğur Dündar Sözcü
***
Siyasi etik şart
--------
İngiltere Başbakanı Theresa May 13 Haziran gecesi Londra'da 24 katlı bir bina olan Grenfell Tower'da çıkan ve çok sayıda can kaybı olan yangın için halkından özür diledi.
(...) Siyasi etik budur. Adalet de önce zirveden "siyasi etik"le başlar.
Örneğin siyasetçilerin, iktidara gelen partilerin "adalet dağıtması gereken yargıyı kontrol altına almaları, tarafsız ve bağımsız olması hayati önem taşıyan mahkemelerin bu yapısını bozmaları" siyasi etik kaygısının kaybolduğunu gösterir.
İngiltere Başbakanı yangın için halkından özür dilerken, Türkiye'de çok daha büyük facialar için "Biz aslında önlem almıştık, kader, bu işin fıtratında ölmek de var" gibi geçiştirici ve şaşırtıcı açıklamalar ve hatta ölenleri, mağdurları suçlu çıkarmak, suçu rakiplerinin üstüne atmak sık rastlanan bir durum.
***
Bir başka sık rastlanan durum ise yaşanmış olayları kolayca unutmak, unutturmak veya ders almamak.
Eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner "Gülen ve İsmailağa cemaatlerini soruşturan" Erzincan Başsavcısı'ydı. Bir süre sonra gözaltına alındı ve Ergenekon davasında 26 yıl hapis istemiyle yargılandı.
Bugün Milletvekili olan Cihaner bugün de yargının tamamen siyasi iradenin kontrolünde olduğunu söylüyor:
"Biz yargıda, bürokraside Fethullahçı yapılanmaya yıllar önce dikkat çekerken bize 'terörist' diyorlardı, bugün 'hakim ve savcılar siyasi iktidarın ağzının içine bakarak karar veriyor, adalet yok oldu' diye uyarınca yine 'terörist' sayıyorlar" diyor.
Güngör Mengi Vatan
***
Sporda da adalet!
***
2017-18 sezonunu taraftarlarca heyecanla bekleniyor. Özellikle şampiyonluğa oynayan kulüplerimiz, Avrupa'dan 30 yaş üstü, kariyerinin ya sonlarına gelen ya da eski formundan uzak oyuncuları kadrolarına katıyorlar. Ve bu futbolcular alınırken de çok büyük paralar ödeniyor. 32-33 yaşına gelmiş isimlere yıllık 4-5 milyon Euro'luk kontratlar havada uçuyor. Sonra da çok büyük bir iş yapılmış gibi gösteriliyor. Buna kimse kanmaz! Bu oyuncuları en iyi ve en verimli zamanlarında alabilirseniz büyük iş başarmış olursunuz.
Altyapılardan gelen yerli oyunculara takımlarda yer verilmiyor. Yazık, kendi oyuncularımıza imkân sağlanması lazım. Sürekli dışa bağımlı bir haldeyiz. Yabancı futbolcu cennetine döndük. Katar'dan, Çin'den farkımız kalmadı.
Asıl değinmek istediğim konu Türk futbolunda yaşanan adalet sorunudur. Türkiye'nin ana muhalefet lideri Ankara'dan İstanbul'a adalet için yürüyor. Demek ki bu ülkede her alanda adalet zarar görmüş durumda. Bunlardan en başta geleni de spordaki adaletin kaybolmuş olmasıdır. Türk futbolunda tesisler yapılır, transferler yapılır, hakem klasmanı belirlenir ama bunlarda adil davranılmadığı herkesçe de malumdur. Hal böyle olunca da ne futbola olan ilgi artar ne de insanların bu futbola sevgisi kalır. Buradan TFF ve kurullarına sesleniyorum, lütfen kararlarınızda adil davranınız. Önemli olan sezon sonunda ligin
adaletli şekilde tamamlanması.
Şu takım iktidara yakın bu takım bana yakın gibi yaklaşımlar Türk sporunu iyice batağa götürür. O yüzden sporda da önce adalet.
Selçuk Dereli Sözcü