Trablusgarp Harbi’nin başlamasıyla birlikte, Mahmud Şevket Paşa’nın emriyle Erkan-ı Harbiye’de bir özel şube kurulur. Bu şube, askeriyenin diğer birimlerinden bağımsız çalışarak, Trablusgarp Komutanlığı’na para, erzak, silah ve cephane sevkiyatı sağlar.
Aziz Samih İlter, 1911-1913 yılları arasında, özel şubenin kararı ile Hasan Talip adı ve bir tüccar sıfatıyla Tunus’a giderek bölgeye yapılan sevkiyatı yönetir. “Trablusgarp Harbi’nin Gizli Cephesi”, onun Trablusgarp Harbi’ndeki görevine ilişkin hatıralarından oluşmaktadır.
Aziz Samih hatıralarında; vaatte bulunan hilekar tüccarlara, İtalyan ajanlarına ve Tunus’taki Fransız hükümetine rağmen Trablusgarp Komutanlığı’na yapılan sevkiyatı anlatır. Bu yönüyle kitap, bir savaşta cephede verilecek mücadele için cephe gerisindeki çalışmaların önemini sergiler. Ayrıca savaş ekonomisini düzenleyen ve yönlendiren kaynakları görme fırsatı da sağlar.
Fransız işgali altındaki Tunus’ta; Osmanlı Devleti’nin iradesi, yerli halkın işgale karşı örgütlenmesi ve direniş faaliyetleri hatıralarda dikkat çekilen diğer konulardır. Aziz Samih’in seyahat güzergahında yer alan Paris, Marsilya, Roma ve Tunus’a ilişkin gözlemleri ise, tarihsel ve siyasal meselelerin merkeze alındığı kitaba, bir gezi metni zenginliği de katar. Aziz Samih’in hayattayken yayımladığı ikikitabı vardır. Bunlardan biri “Büyük Harp’te Kafkasya Cephesi: Zivin’den Peteriç’e”, diğeri “Şimali Afrika’da Türkler” dir. Kitapları dışında “Türk-İran Hudutlarında Neler Gördüm?”, “Taşkışla Hapishanesi’nde” ve “İkinci Abdülhamid Devrinde Hafiyelik ve Jurnalcilik” başlıklı yazı dizileri mevcuttur.
Özen’in yayına hazırladığı, “Trablusgarp Harbi’nin Gizli Cephesi” Aziz Samih’in roman gibi okunabilecek bir deneyimlerini de içermektedir.
Çolpan Kitap Tel:(0312) 419 80 96
***
Her Türk asker doğar ama...
Askerlik Yasası’nın değiştirildiği, “Vatan Borcundan bedelli askerlik sürecine” dönüşülen bu günlerde E. Jandarma Tuğgeneral N. Erhan Patır, “Mehmetçik Olabilmek” adlı kitabıyla “Mehmetçik” kavramını tüm boyutlarıyla irdeliyor. Yaşanmış olaylardan hareketle ders çıkarılması gereken tecrübeleri, yaşadıkları unutulmasın diye paylaşan Patır, kitabının tüm gelirini de Şehit Mehmetçik ailelerine bağışladığını açıklıyor.
Okurlarına “Mehmetçik” kelimesi size ne ifade ediyor? Bu kelimeyi duyunca yüreğinizde ne hissediyorsunuz? Mehmetçik kimdir? Gerçekten biliyor musunuz? “ sorularını yönelten Patır, duygularını şöyle dile getiriyor:
Belki Mehmetçik olmayı başaranlardansınız! Ne mutlu size.
Belki de Mehmetçik babası, annesi, ablası, ağabeyisiniz.
Belki “Sıramı bekliyorum.” diyenlerdensiniz!
Belki evladını, “Mehmetçik Ruhu” ile yetiştirmeye çalışanlardansınız!
Belki sağlığınız veya başka koşullar elvermediği için çok istediğiniz halde Mehmetçik olmak size nasip olmadı!
Mehmetçik olabilmek, olamıyorsak onu canı gönülden sevebilmek, nasıl büyük bir mutluluk sebebidir, keşke tam olarak anlayabilseydik. İşte o zaman “Şehitlik - Gazilik’ unvanlarından sonra en büyük unvanın o olduğunu kavrar ve sonsuz şükürler ederdik.
Unutma! Teskere aldığın, emekli olduğun gün ASKERLİK bitebilir. Ancak MEHMETÇİK olabilmişsen, onun teskeresi, emekliliği yoktur. O ancak son nefesini verince biter...
Galeati Yayıncılık Tel:(0539 669 60 69
***
HAFTANIN KİTABI
Tadımlık romanlar
Okumayan bir toplum olduğumuza dikkat çeken Fazlı Köksal, “Kitapları, yazarları, bizden olanlar/bizden olmayanlar diye ayırıyoruz.
Bu da, zaten yeterli düzeyde olmayan kültürel birikimimizin yarısından haberdar olmamamıza, toplumsal kutuplaşmalara ve hatta düşmanlıklara zemin hazırlıyor” tespitinde bulunup “Meyve Tadında Romanlar” adlı çalışmasını okurlara sunuyor.
“Meyve Tadında Romanlar”da, farklı görüşteki yerli-yabancı 111 romancının 153 romanından alıntılar yapılarak, kitaplar hakkındaki eleştirilere yer verilerek, bu romanlar tanıtılmasına, kitaplıklarımızın farklı renklerle zenginleştirilmesine katkıda bulunulmak istenmiştir.
“Meyve Tadında Romanlar”ın diğer roman incelemelerini konu alan diğer kitaplarından en önemli farklarından birisi de Türkiye dışındaki Türk Dünyasından 12 romancıya yer vermiş olması.
Akıl Fikir Yayınları Tel:(0212) 514 77 77
***
Hedefiniz yüksek ise
Otuz yılı aşkın bir çaba sonunda, yaşadığımız dünyaya itirazı olanlar için kaleme alındığını belirttiği “Kozmik Mesele / Devlet ve İstihbarat Metodolojisine Giriş” kitabını Gürsel Dönmez şu sözlerle takdim ediyor:
Mezun olduktan sonra devlet kurumlarında üst düzey görev almak isteyen öğrenciler, kurmay olmak isteyen genç subaylar ve meslekte yeni olan genç istihbaratçılar kitabı okurken belki biraz zorlanacaklar ama yazılan her şey aslında onlar için yazılıyor.Yaşanan zaman ve dünyaya kafası bozuk olanlara zor şeyler anlatıyor. Kozmik, epistemik, paradigmatik ve irfanî konulara değiniyor. İnsanı, toplumu, devleti, dünyayı, Türkiye’yi anlatıyor. Tarih felsefesi yapıyor. İstihbarat dünyası için kozmik bir çerçeve çıkartıyor. Alışılmışın çok dışında bir çalışma ile karşı karşıya olduğunuzu söyleyebilirim.Önemli devlet ve siyâset adamları, yüksek bürokrasi, yetkin istihbaratçılar, kurmay askerler, diplomatlar, seçkin yöneticiler, entelektüeller, sanatçılar, gazeteciler ve akademisyenler ile birlikte derin milletin her bir ferdine seslenen bu kitabın, kozmik hâfıza sahiplerinde bir diriliş yankısı uyandıracağını umuyorum.
Okumak, hiç bitmeyen bir yolculuktur. Gidilen her yol, nihayetinde kozmik bir menzile varır. Asıl olan ise yolda olmaktır ve yol almaktır.
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50
***
KÜTÜPHANEMDEN
Evlad-ı Fatihan’ın bitmeyen çileleri
Rumeli’den Anadolu’ya yönelik üç yüz yıldır devam eden göç süreci, Avrupa Tarihi’ndeki nüfus hareketlerinin en önemlilerindendir. Boyun eğdirme, göç, şiddet kullanma ve savaş silsilesinin en haysiyetsiz merhalesi, göçe zorlamadır. Şüphesiz göç hadisesi, hangi millet ve din mensubunun başına gelirse gelsin bir insanlık dramıdır.
Bu bağlamda, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne, zaman zaman kesilse de Balkanlar’daki soydaş ve dindaşlarımızın makûs talihidir. Araştırmamızda 1687’deki ilk göçlerden günümüze kadar olan göçler özet olarak verilmiştir. Balkan Harbi’nden I. Dünya Savaşı’na kadar olan mezalim, göç, iskan politikaları, iskandan sonra ortaya çıkan problemler ve muhacirlerle ilgili meselelerin, sosyal projeksiyonu ve arşiv belgeleri ve ayrıntılarıyla aydınlatılmaya çalışılmıştır.
Ayrıca Cumhuriyet dönemindeki 1923 mübadelesi, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan’dan gerçekleşen göçlerin de fotoğraflar ve detaylı tablolarla genel bir çerçevesi çizilmiştir.
Resmî verilere göre günümüzde Balkanlar’da 1 milyon 100 bin civarında Türk yaşamaktadır. Ancak bölgede yaşayan Türklerin liderlerinin ileri sürdüğü rakamlar dikkate alındığı zaman, Balkanlar’daki Türklerin sayısı yaklaşık iki milyonu bulmaktadır. Türkler dışında Balkanlar’da, Türkler ile aynı tarihi, kültürü ve benzer kaderi paylaşan azımsanmayacak sayıda diğer Müslüman topluluklar da yaşamaktadır. Bölgedeki Müslümanlar ağırlıklı olarak Sunnîdir, bunun yanında Arnavutluk’ta Bektaşîler, Dobruca bölgesinde Kızılbaşlar da yaygındır. Resmî rakamlara göre günümüzde Balkanlar’daki toplam Müslüman nüfusun sayısı yaklaşık 8 milyon 250 bin (bölgenin toplam nüfusunun % 12’si) civarındadır. (Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Balkanlar’ın Makûs Talihi Göç / H. Yıldırım Ağanoğlu / Kum Saati Yayınları - 2001)
(Hazırlayan: Ahmet Yabuloğlu)