Cem Garipoğlu'nun mezarından neden kefen çıkmadı, kemikleri dağınıktı belli oldu

Cem Garipoğlu'nun mezarından neden kefen çıkmadı, kemikleri dağınıktı belli oldu

Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nun mezarı, 10 yılın ardından Karabulut ailesinin talebi ile açıldı. Ailenin avukatı mezardan kefen çıkmadığını ve kemiklerin dağınık olduğunu söyledi.

Cem Garipoğlu'nun mezarında neden kefen olmadığı ve kemiklerinin dağınık şekilde durduğu belli oldu.

Avukat Rezan Epözdemir, Cem Garipoğlu'nun mezarından elde edilen kemiklerin ceset bütünlüğü taşımadığını söylemesi ve 'Kefen yoktu' demesine Adli Tıp Uzmanları açıklık getirdi.

Cem Garipoğlu'nun yaşıyor olabileceğini iddia eden Münevver Karabulut’un ailesinin mezarının açılmasını talep etmişti. Ancak mezardan kefen çıkmaması en merak edilen nokta oldu. Diğer bir dikkat çeken nokta ise kimlik teşhisi için mezar başında aileden kimsenin olmayışı oldu.

Münevver Karabulut katleden Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması sonrası yapılan açıklamalarda, kefen ve bezin bulunmaması ile ilgili yorumlarda bulunan Adli Tıp Uzmanlarından Prof. Dr. Sevil Atasoy ve Prof. Dr. Hakan Kar, cesedin durumunun doğa olaylarıyla ilişkili olduğunu söyledi.

Adli Tıp Kurumu’nun temellerini atan Prof. Dr. Sevil Atasoy Avukat Epözdemir'in açıklamalarına yanıt vererek, “Toprağa bağlı olarak bütün bunlar olabilir” dedi.

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar ise kefenin olmamasının çok doğal olduğunu ve şüphe gerektiren bir durum olmadığın belirtti.

"KEFENSİZ OLMASINI BEKLERDİK"

Mezarda kefen çıkmamasını açıklayan Kar, “Kefen, 5 ila 10 yıl içinde toprağa karışır. Cesetteki yumuşak dokular, böcekler ve kurtlar tarafından tüketilir. 10 yıl sonra zaten kefen bulunmasını beklemeyiz. Pamuklu ya da sentetik kumaşla değişmekle beraber 5 ila 10 yıl içerisinde bütün kefenler çürüyerek toprağa karışır, iskeletleşme ise aylar sonra başlar. Hiçbir yumuşak doku kalmamasını bekliyorduk ki cesette de yoktu. Her cenaze gibi, burada da normal süreçler işledi” dedi.

"HİÇ BİR CENAZEYİ KOYDUĞUNUZ GİBİ BULAMAZSINIZ"

Prof. Kar açıklamalarını “Yağmur yağar, toprak hareketleri, depremler olur ve mutlaka kemikler eklemlerinden ayrışır. Eklemlerin her biri bir yere dağılır gider. Bu son derece normaldir. Dolayısıyla hiçbir cenazeyi koyduğunuz gibi bulamazsınız. Yani şuanda şüphe çekecek hiçbir durum yok." diyerek sürdürdü.

"BÜTÜN CESEDİN ADLİ TIP'A GÖNDERİLMESİ GEREKSİZ"

Prof. Kar "Hatta burada fazlasıyla gereksiz önem gösteriliyor; ceset bütün halinde gönderiliyor. Oysa ki normalde mezarlıktan 3 azı dişi, 2 uzun kemikten 2'şer cm kalınlığında kemik iliği içeren örnekler alınır bir de sternum dediğimiz iman tahtasından 2 cm'lik kesit alınır laboratuvara gönderilir. Bütün gözler bunun üzerinde olduğundan 'biz hiç riske atmayalım, Adli Tıp Kurumu'na bütün cesedi gönderelim' demişler ” diye konuştu.

“YENİ DNA TESTLERİ ÖNEMLİ"

Prof. Kar, Avukat Epözdemir’in yeni DNA örnekleri ile inceleme yapılması istemesini yerinde ve de olumlu bulduğunu söyleyerek " 2010-2013'lü yıllarda Türkiye'nin hem yargısına sızan hem de Adli Tıp'a sızan bir organize yapı vardı. Dolayısıyla o dönemki işlemlere güvenmeyip yeni DNA'lar ile bu işlemlerin yeniden yapılmasını çok olumlu buluyorum. ” diye konuştu.