Çelişkiler yumağı!

Galiba, insanlar yaşlandıkça, zaman zaman daha hoşgörülü, zaman zaman “takıntılı” oluyor.
Aslında, günlük hayatta, o kadar hatalar işleniyor, o kadar gaflar, o kadar gönüller kırılıyor ve ne yazık ki buna “seyirci” kalınıyor.
Özellikle, medya ve uzantısında, o kadar “malzeme” sergileniyor ki, ilgilenmemek elden gelmiyor.
İster hayatın akışında, ister mesleğimiz ile ilgili tespitlerde, öyle “çarpık” durumlar var ki, gözlemeye bile dayanılmıyor.
Gerçi bazı çelişkileri, değerli arkadaşlarımız Zuhal ve Acar Baltaş ailesine “sormak” gibi bir avantajımız bulunuyor.
Ama neredeyse, her gün, her gece, o kadar; “gaf” işleniyor ki, izlemek bile mümkün olmuyor.
Son üç-dört gün içinde, sadece televizyonlardan, benliğimize saplanan “olmazları” kısaca paylaşmamız gerekiyor.
Her şeyden önce, dini ve motiflerini kullanarak, televizyonlarda “bile bile” boy vermek “asla” kabul edilecek bir davranış görünmüyor.
Bir de, yoksullara, kimsesizlere, “yardım” etmenin propaganda edilmesi...
Eyüp Sultan Camii’ne gidip dua etmek, hele bu Ramazan-ı Şerif’in mübarek günlerinde Yüce Allah’ı yad etmek gerçekten de, insana büyük huzur veriyor.
Ne var ki, üniforma gibi kıyafetler yaptırıp, bunu kameraların önünde gerçekleştirmek hiç de yakışık almıyor. Üstelik, Eyüp Sultan’dan çıkan ve güzellik yarışması elemanları olduğunu öğrendiğimiz genç bayanların muhteşem Mehter Takımının marşlarıyla uğurlanışları daha da “çileden çıkartıcı” bir atmosfer yaratıyor.
Söz Ramazan-ı Şerif’ten açılmışken, plaj görüntüleri üzerine iftar vakitlerini bildiren yazılardan tutun, sofranın zenginliğini lanse eden görüntülere kadar çelişkiler sergileniyor.
Bu arada, televizyonlarımızın çoğunun, “habercilik” denilen işin sürat ve doğruluk isteyen vasıflarından haberdar olmadıkları her gece ispatlanıyor.
24 saat sonra, haberi yeniymiş gibi veren haber televizyonlarının üst düzey yöneticilerinin derhal “tatillerinden” dönmeleri icap ediyor.
“Canlı haber” bültenlerinde, alttan geçen yazıların da haber ihtiva ettiğini ve bazen sunucu ile aynı anda çelişkili bilgiler verdikleri, seyircinin medyaya karşı zaten kuşkulu olan güvenliğini daha da sarsıyor.
Hele, televizyonlarda yayınlanan iftar sofralarında, zaten başmisafirimiz olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra “nutuk” atan zatlar da, ister istemez konuklarımız oluyor.
Ne var ki, iftar sofralarından bahsederken, Cumhurbaşkanı Gül’ün de katıldığı ve konuşma yaptığı, Polat Otel’de verilen iftarın sanıldığından çok “derin” anlamlar taşıdığı pek bilinmiyor.
Başkaları tarafından sahiplenen iftarın, her ne kadar, mezhepler arası bir yakınlaşmaya “vesile” olduysa da, aslında Alevi kesimine “dolaylı” yaklaşma kokuları verdiği belirtiliyor.
...Ve Türkiye sanki “çelişkiler yumağı” !

Yazarın Diğer Yazıları