MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, "Bazı basın-yayın kuruluşları; 2019'da yaşanacak başkanlık seçimleri için bir takım çözüm formülleri arandığını kaleme almıştır. İddiaya göre bu formüllerin başında da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Başkan Yardımcısı olarak gösterilmesi gelmektedir. Bu haber, kirli bir paçavranın dağılan parçalarına yazılmış olsa bile onu dahi kirletebilecek kadar çürümüş bir zihnin ürünüdür. Milliyetçi Hareket Partisi; kurulduğu günden bugüne kadar bir takım ayak oyunlarıyla, kelle başı parlamenter hesaplarıyla, kapalı kulis pazarlıklarıyla iktidara gelmeyi hedeflememiştir" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Adan, Devlet Bahçeli'nin başkan yardımcısı olacağı iddiasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. MHP'nin hükümetle olan ilişkilerini, milli beka meselesi çerçevesinde yürüttüğünü belirten Adan, şöyle devam etti:
"15 Temmuz öncesinde de terörle mücadele, demokratik atılımlar veya başörtüsü serbestisi gibi hayati konularda MHP; olumlu bir anlayış sergilemiştir. Bu anlayışın altında; Türk devletinin selametine, Türk milletinin huzuruna dair taşıdığımız yüksek hassasiyet vardır. Bizim meşru hükümete yaklaşımımız yardımcı değil, yapıcı olma arzusunun üzerine inşa edilmiştir. Zaten birlikte saf tuttuğumuz konularda fikrini değiştiren değil, fikrinde sabit olan ve haklı çıkan MHP'dir; bu durum da apaçık görülmektedir. Özü itibariyle Milliyetçi Hareket Partisi; uçurumdan aşağı yuvarlanması için arkasından karanlığa itilen millet kaderine sahip çıkmış; yıkılmak istenen köprüye omuz vermiş, el atmıştır. Fakat bunların hiçbirini makam sevdasıyla, koltuk hayalleriyle yapmamıştır"
"MHP, BUGÜNE KADAR KULİS PAZARLIKLARIYLA İKTİDARA GELMEYİ HEDEFLEMEMİŞTİR"
Bazı basın yayın kuruluşlarının, 2019'da yaşanacak başkanlık seçimleri için birtakım çözüm formülleri arandığını kaleme aldığını belirten MHP'li Adan, şunları kaydetti:
"İddiaya göre bu formüllerin başında da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Başkan Yardımcısı olarak gösterilmesi gelmektedir. Kahvehane dedikodularıyla beslenmiş, siyasi dolaplarla süslenmiş bu haber bir kötü niyetin yansıması, bir operasyonun enstrümanıdır. Bu haber, kirli bir paçavranın dağılan parçalarına yazılmış olsa bile onu dahi kirletebilecek kadar çürümüş bir zihnin ürünüdür. Milliyetçi Hareket Partisi; kurulduğu günden bugüne kadar bir takım ayak oyunlarıyla, kelle başı parlamenter hesaplarıyla, kapalı kulis pazarlıklarıyla iktidara gelmeyi hedeflememiştir. İlk günden beri; duasını ve sevdasını kuşanıp meydanlara çıkmış, sözünü söylemiş, takdiri de yalnız yüce Allah'tan ve büyük Türk milletinden beklemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi; aritmetik hesapların önemsiz bir değişkeni değildir. Milliyetçi Hareket Partisi; hesapları bozan, oyunları tersine çeviren, tezgahları dağıtan iradenin adıdır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin tarihi; memleket uğruna feda edilen canların, dökülen kanların tarihidir. Bilmeyenler de öğrenmelidir ki bu partiye gönül verenler; canlarını verdikleri, kanlarını akıttıkları bu topraklardan bir buğday başağı kadar bile hak talep etmemişlerdir"
"MİLLET VE MEMLEKET NAMINA SORUMLULUK, HERKESE DÜŞMEKTEDİR"
MHP Genel Başkan Yardımcısı Adan, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bazı gazeteciler, MHP'nin namuslu ve onurlu duruşunu, Sayın Genel Başkan'a gelecek bir koltuk teklifiyle ilişkilendirecek kadar basitleştiyse; bu Türk matbuat hayatı için acı verici ve umut kırıcı bir durumdur. Milliyetçi Hareket Partimizin değerli Genel Başkanı Devlet Bahçeli beyin ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın Parti kadrolarının gayretleriyle oluşan milli beraberlik ruhunu, tiraj ve reytinge çevrilecek magazinel bir malzeme olarak görmek; basın ahlak ve sorumluluğuyla bağdaşmamaktadır. Habere dair bir diğer ihtimal ise; kaleme alınan bu metnin, bir takım karanlık ağızların fısıltılarına dayanmasıdır. Ancak pusula şaşırtmaya çalışanlar, eğer bu haber görünümlü manipülasyon malzemesini başka ellerden teslim aldıysa; bu sefer de iş etiği gereği haber kaynaklarının doğruluğunu sorgulamalıdır. Aksi takdirde dikkatsiz, kabiliyetsiz ve kandırılmış gazeteciler değil; bir takım kötü niyetli kimselerin suç ortağı, kara propagandanın tetikçisi kabul edileceklerdir. Devletimizin son yüz yıllık sürecine damga vuracak en keskin dönemecin eşiğindeyken; millet ve memleket namına sorumluluk herkese düşmektedir. Mesuliyet ve ciddiyet; hürriyetin temeli, cumhuriyetin temel taşı olmazsa, ülkeyi sarsacak fırtınalar, bu kavramları da, bu isimleri de savurup atacaktır. Basın mensuplarımızın üzerine düşen vazife; yazmaya başladıklarında kalemlerinden dökülen koyu izlerin mürekkepten mi, yoksa çamurdan mı olduğuna dikkat etmeleridir"
İlgili Haberler