Cehalet+Cesaret+Sürat = Felaket
Öncelikle Sabancı ve Doğan ailelerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Ali Sabancı ile eşi Vuslat Doğan Sabancı'ya acil şifa ve sağlıklı ömür diliyorum.
Deniz, Kara ve Hava Kuvvetleri'nin katılımıyla her yıl Ege Denizi'nde gerçekleştirilen "Efes Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatını" yazlık sitemizdeki komşularımızla gururla izleriz.
Deniz kuvvetlerinin Zodiac botları manevraları ve süratleri ile muhteşem görüntü verirler.
Ali Sabancı ile eşi Vuslat Doğan Sabancı'nın kazası sonrası E. Tümamiral Cihat Yaycı’yı arayarak kazayı değerlendirmesini istedim.
Yaycı dedi ki;
-“Zodiac botlar çok süratli ve hafiftir. Muhtemelen 30-50 knot yani 50-90 km. hız yapıyordur.
Radar, Haritalı GPS gibi cihazları bulundurma zorunluluğu da böylesi 3-5 metrelik teknelerde yoktur.
Böyle tekneleri kullanmak için Deniz Kuvvetlerinde serdümenlik eğitimi verilir ve bunları onlar kullanırlar.
Böylesine kıyıya yakın, kayalık dolu bölgelerde hele hele gece hem de böylesine süratli tekneleri kullanmak için hem ehil serdümen olmak hem de denizi çok iyi bilmek gerekir.
Bu kazanın olma nedeni ise bölgedeki deniz yapısını çok iyi bilmeden, tekneyi gece süratle kullanmak, kayalıkları görememekten, gördüğü anda ise çok geç olmasından kaynaklanmıştır.
Bu tür kazalarla maalesef çok rastlanmaktadır.
Düşünün 50-90 km. hızla giden bir arabanın duvara çarpması nasıl etki doğuruyor, bu tekne üstelik üstü açık ve korumasızdır.
Kazazedelere geçmiş olsun diyor ve sağlık dileklerimi sunuyorum.
Bu tür kazalarda hep şunu söylerim;
Cehalet+Cesaret+Sürat=Felaket…”
Değerli okurlarım,
Geçtiğimiz günlerde Türk ve Rumların yaşadığı Pile Köyü yolunu inşa etmek isteyen KKTC’ye Barış Gücü askerleri engel olmak istedi.
BM ve Avrupa Birliği’nden aleyhimize tepkiler geldi.
Peki, uluslararası hukuk açısından durum nedir?
Türkiye’nin uluslararası hukuk alanındaki önemli isimlerinden Av. Ferhat Aznevi’den konunun hukuki boyutunu değerlendirmesini rica ettim.
Aznevi hukuki haklarımızı şöyle ortaya koydu:
“Pile’deki mevcut durum GKRY açısından haksız toprak kazanımı ve 1974 sonrasında ateşkes statüsünün, sınır ihlalleriyle bozulması anlamına gelmektedir.
Rum kesimi Pile’deki yeni iskân uygulamalarıyla ara bölgede bir kısım araziyi fiilen kendi sınırlarıyla birleştirmiştir.
BM Kıbrıs Barış Gücü, Kıbrıs’ta iki egemen halk ve bu halkları temsil eden iki yönetim olmasına rağmen sadece Rum Yönetimiyle yapılan anlaşmayla, uluslararası hukuka aykırı şekilde adada görev yapmaktadır.
Kıbrıs Rum tarafı, Barış Gücü’nün kontrolündeki alana tecavüz etmekte, Barış Gücü’nü yıllardır engellemektedir.
Barış Gücü’nün kabulüne dair antlaşmalara aykırı hareket etmesi nedeniyle, BM, Rum tarafından tazminat talep etmeye yetkilidir.
Benzer şekilde Barış Gücü’ne katılımcı devletler, Birleşmiş Milletler ile yaptığı katılma antlaşmalarına, eşit adil davranma ve ara bölgedeki statüyü koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek can kaybına ve KKTC’nin egemenlik haklarına zarar vermeye neden olduklarından, Birleşmiş Milletler’in bu katılımcı devletlerden de tazminat isteme hakkı doğmuştur.
Bu yönde her iki tazminatın istenmesi için KKTC ve garantör Türkiye Cumhuriyeti ile 1960 öncesi kurulan Kıbrıs Türk Ticaret Odası gibi Avrupa Birliği’nce tüzel kişiliği hukuken kabul edilen sivil toplum kuruluşları BM’den talepte bulunabilir.
Ayrıca KKTC, BM Kıbrıs Barış Gücü’ne katılan devletlerle arasında diplomatik ilişkilerin bulunmamasını gerekçe göstererek ortak egemenlik sahası olan ara bölgede görev yapmalarına izin vermediğini deklare edebilir.
Öte yandan Barış Gücü’nün Rum kolluk gücü gibi davranması ‘Garantör Devlet’ sıfatıyla Türkiye ve adanın egemen unsurlarından KKTC’ye BM nezdinde Barış Gücü’nün varlığıyla ilgili taleplerde bulunma hakkı vermektedir.
Pile yolu inşası sırasında fiziki güç kullanarak KKTC görevlilerine ve ekipmanlarına zarar veren Barış Gücü askerleri suç işlediğinden, KKTC kolluk güçleri, yukarda açıklandığı üzere, anılan askerlerin kendi ülkelerinde yargılanmalarını teminen, ülkelerine teslim edilmek üzere gözaltı ve ilk sorgulamayı yapmaya yetkilidir.
BM’nin resmî haritalarında anılan noktalar KKTC sınırları içinde gösterilmektedir. Her iki temas noktasının güneyinde yıllardır KKTC’nin güvenlik birimleri ve binaları bulunması bu iddiayı çürütmektedir.”
Aznevi’nin haklı hukuki yorumu da şu uyarıyı yapıyor:
-Cehalet+Cesaret=Felaket