Çarklar dönüyorken İmamoğlu nereden çıktı?
Zaman hep ileriye doğru akar...
Zamanı tersine çevirmek için evrendeki tüm parçacıkların kendiliğinden ilk haline dönmesini beklemeliyiz ki; bu mümkün değil!
Fizik kanunlarını değiştiremezsiniz.
İstanbul'da AKP'nin yapmak istediği zamanı tersine çevirmek!
Açık kanunlara rağmen sandıktan çıkan sonucu tersine çevirmek, mümkünse seçimi hiç yaşanmamış hale getirmek...
Neden?
Çünkü İstanbul; AKP çarkının dişlilerine sürekli yağ pompalıyor...
İstanbul'u kaybederlerse çarkın dişlileri paslanır, çürür ve dönmez...
***
AKP'nin dişli çark sistemi bir çok parçadan oluşuyor:
* Tarikat-cemaat çarkı,
* vakıf-dernek çarkı,
* medya çarkı,
* "özel güvenlik" çarkı,
* yardım dernekleri çarkı,
* işadamları çarkı ve devletin içindeki bürokrasi çarkı...
İrili ufaklı çarklar birbirleri ile temas halinde dönüyor ve merkezde AKP'nin devasa siyaset-ticaret çarkını çeviriyor. Birbirinden güç alan, sürekli ve düzenli dönüş sağlayan dişli çark sistemi...
Özelleştirmelerden, imar rantına, TOKİ'den Belediye İhalelerine, TMSF'den yandaşlara aktarılan olağanüstü servet ve mülkiyet transferine, mega projelere, bu projelerin finansmanı için yapılan borçlanmaya...
Milyarlarca dolar bu çarkın dönmesi için kullanılıyor.
İstanbul, hem bitmeyen altyapı projeleri hem de imar rantı ile bu sistemin en önemli parçası...
***
Şu gerçek değişmeyecek;
Ne yaparsa yapsın AKP ve Erdoğan için İstanbul seçiminin sonucundan bir siyasi "kazanç" çıkmayacak.
İster seçimi iptal etsin, isterse bu kadar zorladıktan sonra mazbatayı versin...
Yenilgi kaçınılmaz görünüyor. AKP için de iyi olan bir an önce hak ettiği mazbatanın Ekrem İmamoğlu'na verilmesidir. Defaatle yazdım; Erdoğan ilk geceki sağduyulu tavrına dönmeli, kulağına üfleyenlerin gaz - toz bulutundan uzaklaşmalıdır.
Ancak bugüne kadar yapılan tüm hukuksuz dayatmalar aklı selimin, demokratik olgunluğun, hukuk ve adalet duygularının terk edildiğinin işareti.
Baksanıza, Maltepe'de üç beş kişiye onbinlerce oy saydırılmak isteniyor. Yani " İstanbul'u geri alacak bir formül bulununcaya kadar" süreci uzatmak istedikleri açık!
Büyükçekmece'de ise hakikaten akıllara ziyan bir oldu bitti planlanıyor ancak mızrak çuvala sığmıyor! AKP adayı Mevlüt Uysal'ın; " Soyadlarına bakıldığında AK Parti'ye oy verdikleri kolayca tespit edilenlerin kaydı düşürülmüş" iddiası, içine düştükleri acziyetin de bir ifadesi değil mi?
3 Mart tarihli yazımda Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün'ün AKP'lilerin taşıma seçmen ile seçimleri etkileyebilecekleri iddiasına yer vermiştim. Yani taşıma seçmenden asıl korkanlar CHP'lilerdi. Büyükçekmece'ye Rize'den getirilen ve AKP mitinglerine katıldığı belgelenen nüfus müdürü, Akgün'ün endişelerinde haklı olduğunu gösterdi.
Hasan Akgün kaybetseydi seçim sonuçları hukuken geçerli olacaktı! Kimse tartışamayacaktı bile! Kazanınca kıyamet koptu, hukuk bir kenara atıldı!
Memleketi kafasına göre yöneten, çıkarına göre hukukun ölçüsünü ayarlayan bir yönetim çürümenin de işaretidir.
***
Peki, YSK karar vermek için neyi bekliyor?
Büyük fotoğrafa baktığımızda YSK bir talimat bekliyor...
Keşke yanılıyor olsak!
YSK'nın iptal kararı vermesi için "resmi kişilerin" sahte belgeler hazırladığı iddiası var!
Eğer bu iddialar doğruysa - gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır- Türkiye'ye bundan daha büyük bir kötülük yapılamaz.
***
AKP neye güveniyor? Yanıtını vereyim;
* Toplumun "balık hafızasına"
* Kartelleşen Saray medyasının yalan bombardımanına,
* Daha önce "Atı alıp Üsküdar'ı geçmiş" olmasına ve kimsenin itiraz etmemesine,
* Ekonomik bunalım içinde perişan olmuş vatandaşın seçime yönelik dikkatinin giderek azalıyor olmasına,
* CHP'nin bir hata yapacağına,
* YSK'ya...
***
Fizik yasaları zamanın ilk oluşumundan bu yana değişmez! Milyarlarca yıl önce fizik kanunları ne ise bugün de aynı geçerlidir. Aksi halde evrenin yarını ile ilgili tahminde bulunmak imkansız olurdu ve belirsizlik kaosa dönüşürdü.
Seçimle gelenler seçimle gitmelidir. Adalet duygusu da fizik kanunları gibidir; kişiye ya da partiye göre değişmez, değişmemeli...