Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında iki türü görülen deniz kaplumbağaları 'caretta caretta' ve 'chelonia mydas (yeşil deniz kaplumbağası)', Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) kırmızı listesinde bulunuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, deniz kaplumbağalarının korunması ve toplumsal bilincin artırılması için sualtı görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan tarafından çekilen görüntülerle kamu spotu hazırladı.
YUVAYA 100 YUMURTA BIRAKIYOR
Deniz kaplumbağasının yıllar sonra doğduğu sahile, neslinin devamını sağlayacak yumurtaları bırakmak için geri geldiği belirtilen filmde, yaşamının neredeyse tamamını suda geçiren bu dev cüsseli canlı için karada yaşamın hayli zor olduğu belirtiliyor. Güvenli bir nokta bulduktan sonra arka yüzgeçlerini kullanarak 50-80 cm derinliğinde çukur açtığı ve pinpon topunu andıran yaklaşık 100 yumurtayı büyük bir sabırla bu çukura bıraktığı anlatılıyor.
YAVRULAR DENİZDE 24 SAAT ARALIKSIZ YÜZÜYOR
Birkaç ay sonra kumların üzerinde görülen minik kıpırtıların doğada yeni yaşamların müjdecisi olduğu belirtilen filmde, yavruların karada yırtıcıları atlatıp denize ulaşmalarının ardından, 24 saat aralıksız yüzmeleri gerektiği belirtiliyor. Eşeysel (cinsel) olgunluğa ulaşan dişilerin aynı sahile gelip yumurta bırakacakları, erkeklerin ise bir daha karaya ayak basmayacakları da anlatılan filmde, bu türlerin neslinin tehlike altında olmasının nedeninin insan kaynaklı baskılar olduğuna da dikkat çekiliyor.
110 MİLYON YILDIR VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
110 milyon yıldır bu gezegende varlığını sürdüren deniz kaplumbağalarının yaşama uğraşına duyulacak saygının, sürdürülebilir dünya için verilen sözün aslında ta kendisi olduğu da vurgulanan filmde, "Deniz ekosisteminin önemli bir tamamlayıcısı olan bu canlıları korumak için söz veriyoruz. Farklı sebeplerle hızla yok olan deniz kaplumbağalarını korumak için bu farkındalığı yaymaya sen de var mısın?" çağrısı yapıldı.
DOĞADA BELGESELCİLİĞİN ÖRNEĞİ
Sahil ve sualtındaki çekimlerini yaptığı filmin, yaklaşık bir yıllık bir çalışmanın eseri olduğunu belirten Tahsin Ceylan, "Yumurta bırakma anları, yumurtadan yavruların çıkması, yavruların denize ulaşırken yaşadığı güçlükleri takip etmeniz gerekiyor. Doğada belgeselciliğin en zor aşamalarından biridir. Hatta yumurta bırakma anını görüntülerken dikenlerin üzerine uzandığımı çok net olarak hatırlıyorum. Her tarafıma diken batmıştı" dedi.
ÜLKEMİZDE GÖRÜLEN İKİ TÜR DE TEHLİKEDE
Ülkemiz denizlerinde görülen her iki türün neslinin tehlike altında olduğunu ve IUCN'in kırmızı listesinde olduğuna dikkat çeken Ceylan, "Ülkemizde son yıllarda korunması konusundaki çalışmalar artmış durumda. Ancak toplumsal bilinci de artırmamız gerekiyor. Zira her deniz kaplumbağasının başına bir yetkili dikmeniz söz konusu değil. Doğayla bütünleşik yaşayan bir tür. İnsanoğlu doğanın predatörü değil de bir parçası olduğunu hissederse, onların yaşamına saygı duyarsa birlikte yaşamalarına katkı sağlamış olur" diye konuştu.
NESİLLERİ NEDEN TEHLİKEDE?
Nesillerin tehlikeye girmesinin iki önemli nedeni olduğuna işaret eden Ceylan, "Birincisi deniz kaplumbağaları dünyadaki birçok tür gibi dünyanın manyetik yüzeyini algılayabilme yetisine sahipler. Dişi bireyler yuvadan çıktıktan 15 yıl sonra, eşeysel yoğunluğa ulaştıklarında aynı yere gelip yumurta bırakmak isterler. Çıktıkları sahili, kumsalı o şekilde bulamadıkları zaman yumurta bırakmazlar. Bu da tabi türün neslini azaltan faktörlerden biri" dedi.
HAYALET AĞLARA TAKILIP BOĞULUYORLAR
İkinci nedenin balıkçılık faaliyetleri sonucu oluştuğunu belirten Ceylan, şunları söyledi:
"Özellikle hayalet ağlar çok büyük pay sahibi. Deniz kaplumbağaları denizde beslenir, beslenme döneminde hareket halinde olduklarından her 15 dakikada bir çıkıp nefes alma ihtiyacı duyarlar. Tabi ki bir yere takılıp da çıkamadığı zaman, ki o dönemde çok daha fazla efor harcar ve kısa sürede boğularak yaşamlarını kaybeder."
TEKNECİLERE PERVANE UYARISI
Hızlı tekne kullananlara pervane çarpması nedeniyle ölümler oluşabileceği uyarısında bulunan Ceylan, "Bu filmdeki amacımız toplumsal bilinç oluşturmak. Denizlerimize kullanılmayan ağlar bırakmamak gerekiyor, ki oldukça yaygın bu hayalet ağlar. Deniz kaplumbağaları 110 milyon yıldır bu yaşamda varlar. Bizim bu canlının yaşamına katkı sağlayarak diğer nesillere aktarılmasının sorumluluğunu taşımamız gerektiğine inanıyorum" dedi.