15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakamın yargılaması sürüyor. Duruşmanın ikinci gününde Hüseyin Avni Mutlu ifade vermeye başladı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında bulunan salonda görülen davanın ilk gününde ise Eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın savunma verdi.
'CUMHURBAŞKANI'NA SORSUNLAR'
FETÖ mensubu olmadığını belirten Çapkın, "Dört buçuk yıl İstanbul Emniyet Müdürlüğü yaptım. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yan yana çalıştım. FETÖ'cü olup olmadığımı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorsunlar. Eğer FETÖ'cü derse savunma yapmayı bırakacağım. 1984 yılından beri beni kim hangi göreve getirmiş bellidir. Şükür hepsi yaşıyor. Tanık olarak dinlenebilirler" dedi.
Çapkın, 17-25 Aralık operasyonlarının nasıl öne çekildiğini şöyle anlattı:
"17 Aralık öncesiydi. İçişleri Bakanı Muammer Güler aradı. 'Rıza Sarraf denilen iş adamının kendisini arayarak, etrafında kılıksız şahıslar gördüğünü, hayati tehlike derecesinde korktuğunu' söylediğini aktararak bu durumu araştırmamı istedi. Ben de İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'a söyledim. O da ekipleriyle Sarraf'ın gittiği yerlerde araştırma yaptı. Meğer Mali Şube de Rıza Sarraf'ı o günlerde takip ediyor ve operasyona hazırlık yapıyorlardı. Mali şube, İstihbarat şubesindeki polisleri görünce düşman görmüş gibi olmuşlar. Sonra da bu kripto operasyonları bozulacak endişesi ile operasyonu erken yapmaya karar verdiler. İstihbarat Müdürü hakkında da soruşturmayı sekteye uğrattığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal da görevi benim verdiğimi söyledi. Ona bu görevi ben verdiğim için de sonrasında bana ulaşarak beni de tutuklamak istediler. Alelacele operasyon yapmalarının sebebi istihbarat ekiplerini fark etmeleriydi."
'OLAYIN PATLAYACAĞINI TAHMİN ETMİŞLER'
Operasyon olduğunda İçişleri Bakanı Muammer Güler'in kendisini aradığını dile getiren Çapkın, "Ben de şaşkınım bilgim yok dedim. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'ı aradım onun da bilgisi yoktu. Nazmi Ardıç'ı aradım 'Bizim operasyonumuz' dedi. bağırdım çağırdım, yanıma gelmelerini söylerim. O ve Yakup Saygılı, olayın patlayacığını tahmin etmişler ki takım elbise ile yanıma gelmişlerdi hatta bilgi notunu bile hazırlamışlardı" diye konuştu.
BANA HERŞEYİ GÖZE ALDIK DEDİLER
Çapkın, burada eski İçişleri Bakanı Güler'in tekrar kendisini aradığını, sorulan sorulara söz konusu iki şube müdürlerine sorarak Güler'e cevaplar verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İkisine 'bu durum sizi yakacak' dediğimde, Nazmi Ardıç, 'Herşeyi göze aldık' dedi. Saygılı da başını salladı. Herşeyi göze alarak, amirlerinden habersiz savcılarla birlikte dar bir kadro ile bunu yaptıkları ortala çıktı. Tarihte ilk kez poliste bir paralel bir yapılanmayla yüzyüze geldiğimizi anladık. Daha sonra tüm Türkiye'de karşılaştık."
Çapkın, "Başbakanımız ikinci ameliyatına gireceği gün Erol Demirhan ile Yurt Atayün ellerinde bir kararla geldiler. Savcılık mı mahkeme mi hatırlamıyorum. MİT krizinden bir gün önceydi. Kararda Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu üst düzey MİT görevlilerinin telefonlarının dinlenmesi isteniyordu. Bunu görünce çıldırdım… 'Siz iki kurumu birbirine mi düşüreceksiniz. Bu aklı savcıya yoksa siz mi verdiniz' diye bağırdım. Sonra da savcıya gidip nasıl aldıysanız o şekilde bu kararı kaldırın dedim. Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kısıklı da görüştüm. Konuyu anlattım. Dinleme kararını gösterdim, şaşırdı. 'İdris'e söyleyin (Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin) üçünü de yani Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Erol Demirhan'ı görevden alsınlar' dedi. Ancak o dönem FETÖ ile mücadele sert olmadığı için bu üç müdür de Ankara'da farklı görevlere getirildi. Bir süre sonra Yurt Atayün İstanbul'a idari kararla geri döndü" dedi.
Çapkın, "Hüseyin Avni Mutlu ile 3 yıl vali emniyet müdürü olarak çalıştım. 3 yıl içinde bayramda kandilde 7-8 kez telefon görüşmüşüm. Bence az bile yapmışız. Benim ihmalimin olduğunu düşünüyorum. Ben mülkiyeli değilim ki, mülkiye yapılanması içinde olayım. Çocukluğumdan beri polisim. FETÖ parlatması bir kaymakam hiç olmadım hep polistim" dedi.