Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Bezci'nin internet ortamında gerçekleştirdiği dersinde Andımız hakkındaki sözleri büyük tepki çekti. TTA Haber’de yayınlanan videoda Bezci, çocukların her sabah Andımız’ı okumasının “faşist bir uygulama” olduğunu savundu. Bezci’nin sosyal medyada yayılan ifadeleri büyük tepki çekti.
CHP’Lİ BAŞKAN KELEŞ SERT ÇIKTI
Konuyla ilgili CHP Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, yazılı bir açıklama yaptı. Andımızın çocuklara bir amaç verdiğine değinen Keleş şu ifadeleri kullandı:
“Andımız, onlarca yıl okullarda çocuklarımızı teşvik etmek, onlara heyecan katmak amacıyla bir disiplin olarak okutuldu. İçerisinde barındırdığı ifadelerle ülke sevgisinin aşılanmasında bir araçtı Andımız. Geleceğe yürüyen bir amaç sunan bir değerdi. Ancak kendisine Türk diyemeyen kimseler tarafından kaldırıldı. Bu zihniyetin devamı varlığını Sakarya Üniversitesinde sürdürmekte.
Daha önce de Sakarya Üniversitesinde bulunan bir zatın, bizler için kullandığı ahlak dışı ifadeler canımızı sıkmıştı. Şimdi de bir profesör dersinde yaptığı açıklamada, Andımızın faşist bir uygulama olduğunu dile getirdi. Bakınız, asıl faşistlik Türk’üm diyememektir. O yüzden bizde her zaman dediğimiz gibi tekrar ediyoruz, ‘Ne Mutlu Türküm Diyene.’ Andımızı, faşistlik olarak niteleyen bir eğitimcinin ülkesine katacağı değerden şüphe ederim. Andımız Türkiye Cumhuriyet’inin bir değeridir. Faşist olan, içerisinde Türk kelimesi geçtiği için, Andımızı kimsenin fikrine danışmadan kaldırmaktır.”
KENDİNİ BÖYLE SAVUNDU
Prof. Dr. Bünyamin Bezci, büyük tepki çeken sözleri sonrası Twitter hesabından yaptığı açıklamada kendini savundu. İfadelerinin kesilerek alındığını iddia eden Bezci şunları söyledi:
“Uzaktan öğretimle yaptığım bir dersin böylesi kesilerek alıntılanmasının terbiyesizliği bir tarafa ne anlattığımı anlamayan bir öğrenci taifesine ders anlatmak bile zül oldu Ama yine de sabrınız varsa açıklayayım ne söylediğimi
Derste demokrasi ile otokrasi arasındaki güç kullanım modellerini anlattım Bu modelleri anlamak için sosyal küre ile siyasal kürenin ilişkisine bakarız dedim Demokraside iki taraflı mobilizasyon güçlüdür Otoratarizm siyasal küreyi elinde tutanların sosyal küreden geçişleri engel koymasıdır Engel ne kadar büyükse sistem o kadar otoriterdir.
Totalitarizm ise siyasal kürenin sosyal küreyi belirlemesidir. Nasıl giyineceğine, nasıl davranacağına yani özel alana karışmasıdır Ama faşizm bundan da fazla bir şey ister o da eylemsel destektir.
Eylemsel desteğe Batı dillerinde “aklamation” örnek olarak Kuzey Kore’deki lider öldüğünde ağlamak zorunda olmak örneğini verdim Sonrasında konu daha iyi anlaşılması için Tek Parti dönemi uygulamalarından bazılarının totaliter bazılarının da faşistce olduğunu ifade ettim.
Başka derslerimde Cumhuriyetin demokratik kurumları kurduğunu ama işletmediğini de söylüyorum Bu anlamda şapka zorunluluğunun totaliterizme örnek olarak verirken Andımız gibi eylemsel zorunluluğu faşizm örneği olarak anlattım Diğer derslerimde Tek Parti döneminin bütün bu tür faşistçe ya da totaliter uygulamalara rağmen asıl olarak otoriter bir sistem kurduğunu söylüyorum. Cumhuriyetin kurucu iradesinin mantığını doktora tezinde de yazmış biriyim. Hepsi açık kaynak isteyen okuyabilir. Hatta diğer yazdıklarım da netten bulunup okunabilir.
Dahası siyasal hayat hakkında derslerim de nette açık olarak bulunabilir Yanıldığımı da düşünüyor değilim velev ki yanılıyorsam da benim yorumum budur
Meseleyi “Türk’üm doğruyum” bağlayacaksanız Türkiye’deki en sahih Osmanlı köylerinden biri olan Sakarya/Hendek/Çalıca köyünden göç hikayesini bile unutmuş bir Türk’üm Doğruyum Yanlış şeyler yapmış olsam da Bilerek hiç doğrudan sapmadım Bu derece aşağı yoruma diyeceğim bu kadardır.”