Canlı bombanın geldiği Kobani'ye kim koridor açtı?
Beşiktaş'taki hain saldırı sonrasında 44 evladımızı defnettik. Şehit cenazelerinde ortaya çıkan kareler, yüreğimize işledi... O törenleri izleyecek, o fotoğraflara bakabilecek cesareti kendimizde bulamıyorken, ailelerin acısını bir düşünün. Allah yardımcıları olsun.
Saldırıya ilişkin, toplumda oluşan infial hali sonrasında siyasilerden sert mesajlar gecikmedi: "Tepelerine balyoz gibi ineceğiz, onları döktükleri kanda boğacağız..."
Üst perdeden mesajlar yağarken, Karar gazetesi patlamayla ilgili önemli bir iddiada bulundu. Haberde, canlı bombanın Ayn El Arap, yani Kobani'de eğitim aldığına dikkat çekildi.
Çok değil 2 sene önce, 2014 yılında, hükümetin izin vermesiyle, ellerinde sözde Kürdistan bayraklarıyla bir grup peşmerge Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinden Kobani'ye, PYD'ye yardıma gitmişti.
Topraklarımızdan geçerken rezil görüntüler sergilenmiş adeta 2. Habur rezaleti yaşanmıştı.
Bu yardım koridoru sonrasında PKK'nın bölgedeki etkinliği katlanarak devam etti. Öyle güçlendiler ki orada kamp kurup, canlı bomba eğitecek hale geldiler.
O bombaların memleketimizi nasıl kan gölüne döndürdüğünü yaşayarak görüyoruz.
PKK, yıllardır Irak'ın kuzeyinden bombalarını Türkiye'ye getirdi, canlı bombalarını yolladı. Son yıllarda da (özellikle çözüm sürecinde) yeni merkezleri Suriye'nin kuzeyi oldu.
Geçtiğimiz aylarda Kobani'de PKK ile birlikte girdikleri çatışmalarda yaralanan peşmergeler, Ankara'da özel olarak tedavi altına alındı. Kobani yaralısı peşmergelerin Irak üzerinden Türkiye'ye uğurlanmaları sırasında Türk konsolos da hazır bulunmuştu.
Hatta o günlerde, GATA'nın yanık ünitesinde yer olmadığı için bir uzman çavuş kaldırıldığı Adana Devlet Hastanesi'nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.
Uzun lafın kısası, Doğu Türkistan Türklerini havalimanlarından geri gönderen, gazisine GATA'da yer bulamayanlar; peşmergelere özel oda açıp, havaalanlarında çiçeklerle karşılıyordu.
Evet, hesabını soralım, evet, döktükleri kanda boğalım, hatta hepsini karantinaya alalım!
1 ay öncesinde Kobani'de PYD ile sırt sırta çarpışan peşmergeye bakarak mı bunu gerçekleştireceğiz?
Peşmergelerin, Kobani'ye, PYD'ye desteğe gitmesi için tüm imkânları seferber ederek mi gerçekleştireceğiz?
Hepsinden de ötesi bir gazetenin öne sürdüğü iddia neden günlerdir resmi makamlar tarafından açıklanmaz. Bombacılar kimdir, nereden gelmişlerdir, hangi yollarla Türkiye'ye sızmışlardır, yüzlerce kiloluk bombayı hiç kimselere yakalanmadan nasıl şehrin göbeğine kadar getirebilmişlerdir?
Terörle mücadeledeki tarihi hatalar izaha muhtaçtır.
Bunun devlet politikası, dış politika ya da türevi bir politika ile izahı gerekiyor. Tabii yapılabilirse...
Her saldırıdan sonra operasyon!
Kobani'den gelen bombalı saldırganların PKK'lı olduğu mutlak. Hatta geçmişteki birçok bombalı saldırıda olduğu gibi üniversitelerden devşirilme ihtimali de oldukça yüksek.
Örneğin canlı bombaların, devşirilme üssü olan kampüslerdeki PKK yapılanmalarına neden operasyon düzenlenmiyor. Daha önceki gün ODTÜ'de, şehitleri anmak için öğrencilerin astığı afişler parçalanıp, yerine HDP'li tutuklu vekillerle ilgili bildiri astılar.
Patlamanın hemen ertesinde HDP teşkilatlarına ve sosyal medyaya operasyon yapıldı. 536 kişi gözaltına alındı. Benzer bir durum da İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısından sonra IŞİD hücrelerine yapılmıştı. Tüm bu operasyonların yapılması için neden saldırıların yapılması bekleniyor?
Dahası "gözaltına alma" eylemi neden bir zafermiş gibi sunuluyor.
Mesele bu eylemlerin başlamadan önce susturulması, bastırılması, durdurulması, faillerin girişime başlamadan tutuklanması meselesidir. Kısacası güçlü istihbarat meselesidir.
Yırtık ayakkabılı şehit yakını!
Beşiktaş'ta şehit olan polislerle ilgili çok önemli bir kareyi dün Yeniçağ internet sitesinden haberleştirdik. Fotoğraf son derece acıydı, şehit çocuğu yırtık ayakkabılarıyla bekliyordu.
Ankara Valiliği hemen açıklama yaptı "O şehit çocuğu değil, akrabası, haber iyi niyet taşımıyor."
Valiliğe hatırlatmak gerek şehidin akrabası da bizim için şehit çocuğudur. "Haberler iyi niyet taşımıyor" diye açıklama yapmak yerine, keşke o çocuğu bulup en azından bir çift ayakkabı hediye edip, Türk milleti adına ondan özür dileselerdi!