Yukarıda ifade ettiğimiz alıntılarda “keskin nişancı Türk kadın savaşçıları” imajı ön plana çıkmaktadır. Anzak ve İngiliz askerlerinin ifadesinde ve aktarımında yer alan savaşçı kadınları, gerek sayısal bakımdan gerekse harekât tarzı dikkate alındığında örgütlü ve planlı bir eylemin parçası olarak tanımlamak zordur. Ancak, bu kadınların, kendilerini kamufle edecek şekilde giyinmiş olmaları ve keskin nişancı olarak tanımlanmaları, askeri bir eğitim almış olabilecekleri ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Türk kadınının Çanakkale Savaşı’ndaki konumu ile ilgi yukarıda yer verdiğimiz bilgilere ulaşan Mete Tunçoku; “Bu örnekler Çanakkale Savaşları’nda bazı kadın savaşçıların da rol aldığını, bunun bireysel bir kaç olaydan çok örgütlü bir eylem olduğu kanısını güçlendirmektedir” yorumunu yapmaktadır. Ancak, bu yorumu destekleyecek veriler hali hazırda çok sınırlıdır.
Türk kadınının Çanakkale Savaşı’nda cephedeki faaliyetlerini açıklık getiren Türk arşiv ve kaynaklarında herhangi bir bilgi yer almamakla beraber; Çanakkale Savaşları ile ilgili son dönemde yapılan bazı çalışmalarda; kadınların cephede savaştığı bilgisine katkı sağlayabilecek anı ve aktarım düzeyinde örnekler yer almaktadır.
Bunlardan biri, Mücahide Hatice Hanım tarafından 20 Mart 1926 tarihli Zafer-i Milli gazetesine verilen beyanattır: “İzmir’in Kemalpaşa (Nif) kazasının Ahmetli köyünden Hacı Halilzâdeler’denim. Babam merhum Mehmet Efendi’dir. Çanakkale Anafartalar’da 56. fırkada silahımla muharebelere iştirak ettim. Adım Ahmet idi. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla dokuz yerimden yaralandım. Milli muharebelerimize de gönüllü iştirak ettim...”
Bir diğeri ise; Çanakkale Savaşı’na Kosova’dan gelen gönüllüler arasında yer alan Zeynep Mido Çavuş’tur. Çanakkale Savaşı’na, Gora-Dragaş’tan katılanların anlattıklarına göre, biri Gora’dan olmak üzere, Kosova’dan sekiz tabur katılmış; sadece erkekler değil, kadınlar da yer almıştır. Zeynep Mido Çavuş, savaşa bekâr olarak katılan ve şehit düşen Dragaşlı’lardan biridir.
Çanakkale Savaşı’nda Yardım Kuruluşlarının Faaliyetleri ve Kadınlar
Seferberliğin ilan edilmesi üzerine resmi kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının teşviki ile Türk halkı Çanakkale Savaşı’na destek vermek için topyekûn çalışmıştır. Türk halkı, bu süreçte, birlik ve beraberlik içinde, cepheden gelen yaralılara evlerini açmış, cephedeki askerlerin aileleri ve çocukları için yardım kampanyaları düzenlemiştir. Bu kampanyalara halkın her kesiminden kadınlar katılmıştır. Katılanlar arasında Gayrimüslimlerin de yer alması önemli bir ayrıntıdır.
Bu yardım kampanyalarını düzenleyen ve bu uğurda çalışanların büyük bir kısmını kadınlar oluşturmuştur. Çanakkale Savaşı’nda Türk kadını, sağlık, eğitim, yardım faaliyetleri çerçevesinde cephede savaşan Mehmetçiğe maddî ve manevî olarak destek olmuştur.