Çanakkale’de bozguna uğrayan İngiltere Donanma Bakanı Churchill, “18 Mart’ta dünya kara sularında beş binin üzerinde gemi hizmet veriyordu. NUSRAT’ın yaptığı bir yana, beş bin geminin yaptığı bir yana” diyerek itirafta bulunuyordu.
Çanakkale’ye saldırı fikrinin bir Rus sorunu ile bir olup-bitti olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Sarıkamış saldırısının Osmanlı çıkarına geliştiği sırada Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nicola, İngiliz Harbiye Nazırı Kitchner’den Osmanlı kuvvetlerinden bir kısmının Kafkas cephesinden uzaklaştırılmasını sağlayacak bir kara veya deniz gösterisinin yapılmasının mümkün olup olmadığını sormuştur (Aralık sonları 1914). Grandük böyle bir gösteri için Çanakkale’den söz etmemişti. Grandük’ün sorusu Londra’ya ulaştığı sırada, Çanakkale seferi düşüncesi çoktan doğmuş bulunuyordu. Tartışılan yanı, yapılacak seferin yalnız savaş gemileriyle mi yoksa aynı zamanda bunların kara kuvvetleri tarafından desteklenmesi suretiyle mi yapılacağıydı.
1908’de İngiltere İmparatorluğu Ulusal Savunma Konseyi, Boğazların yalnız savaş gemileriyle aşılması konusunu araştırmış ve XIX. yüzyıl başlarında Amiral Nelson’un bu konuda öne sürmüş olduğu bir fikre saplanıp kalmıştı. Nelson, “Bir kara kuvveti tarafından desteklenmeden istihkamlara saldıran gemici delidir” demişti. Fakat Birinci Dünya Savaşı başladığı sırada İngiltere’de Nelson’un düşüncesini paylaşmayan bir insan bulunuyordu: Winston Churchill
Churchill ve Çanakkale
Churchill düşüncesini, Dünya Savaşı’ndan birkaç yıl önce Londra’yı ziyaret etmiş ve onunla görüşmüş olan Enver Paşa şöyle anlatmaktadır; “Londra’da bulunduğum sırada Churchill ile bir dünya savaşı çıkması durumunu tartışmıştım. Böyle bir savaşta Türkiye’nin ne yapacağını bana sordu. Ve arkasından da şunu dedi: “Eğer Türkiye, Almanya tarafını tutarsa İngiliz filosu Çanakkale Boğazı’nı zorlayıp geçecek ve İstanbul’u alacaktır.”
Churchill’in Çanakkale seferi ile ilgili çalışmaları İngiltere’nin Osmanlı İmparatorluğuna savaş açmasından önce başlar. Churchill 1 Eylül 1914’te İngiliz filosunun Çanakkale’yi zorlamasına ve Yunanistan’ın Gelibolu’ya asker çıkarmasına dayanan bir tasarı hazırlar. Fakat Bulgarlardan kuşkulanan Yunanistan, tarafsızlığından ayrılıp İngiltere’ye yanaşmadığı için bu tasarı suya düşer. Ayrıca Churchill’in, Mısır’ın en iyi biçimde savunulmasının Gelibolu’ya saldırmakla mümkün olduğu yolundaki düşüncesini de savaş komitesi tarafından çok kuvvete ihtiyaç duyulacağı için iltifat görmez. Rus orduları Başkomutanının Osmanlı İmparatorluğu’nun her hangi bir yerinde bir gösteri yapılması isteğinin Londra’ya varması üzerine (31 Aralık) Churchill’in Başvekile sunduğu bir raporda “Savaşın duyurulmasından beri Gelibolu’ya saldırılmasını istemekte idim” demektedir. Bu kez Lloyd George ile Savaş Komitesi Genel Sekreteri Hanway, Harbiye Nazırı Kitchner ve Lord Fisher de Churchill’in fikrine katılmışlardır. Şu şartla ki kara kuvvetleri sağlanmadığı takdirde Çanakkale Boğazı sadece savaş gemileriyle zorlanacaktır. Bu suretle Rusya’nın “gösteri” isteği de yerine getirilmiş olacaktır.