Başkentgaz şirketinin Ensar Vakfına Kızılay aracılığıyla yaptığı 8 milyon dolarlık bağış yaptığı ortaya çıktı. Şirketin bu yolla vergi kaçırdığına dair çıkan tartışmalara Kızılay Başkanı Kerem Kınık, “Bu vergi kaçırma değil, vergiden kaçınma” karşılığını verdi. Konuyu bugünkü köşesine taşıyan Korkusuz yazarı Can Ataklı, “Yani ballı kaymak misali, bir yandan vergi kaçınılması yapılırken öte yandan müteahhitlik hizmeti de verilerek yapılan bağışın önemli bir kısmı geri alınmış olabilir mi?” diye sordu.
İşte Can Ataklı’nın ilgili yazısı:
Yepyeni bir kavram öğrendik milletçe.
Vergiden kaçınmak.
Adama “Vergi kaçırıyorsun” diyorsunuz, “Hayır” diyor “Ben vergi kaçırmıyorum, vergiden kaçınıyorum.”
Bu yeni tanımı Kızılay’ın Başkanı kazandırdı literatürümüze.
Konu şu;
Rami piyasasının nohut, bulgur, pirinç, bulgur toptancısı olarak bilinen bir ailenin, bu iktidar döneminde iyice palazlanıp pek çok sektörde boy göstermesi sonucu, Ankara’da satın aldıkları gaz şirketi, Kızılay’a 8 milyon dolarlık şartlı yardım yapmış.
Şart şu; Kızılay bu paranın sadece 75 bin dolarını kendinde tutacak, geri kalan 7 milyon 975 bin doları iktidarın vakıflarından Ensar’a devredecek.
Ensar da bu parayla öğrenci yurtları inşa edecek.
Bu iktidarın sağladığı bir olanakla Kızılay, bu tür şartlı bağışlar alabiliyor.
İyi de bir ticari şirket, yurt yapılması kaydıyla yapacağı bağışı neden Kızılay üzerinden geçirir?
İşin püf noktası burada işte.
Eğer bu ticari şirket direkt Ensar Vakfı’na bağışta bulunsa bunu vergiden düşemiyor.
Oysa Kızılay, kamu yararına kurulmuş bir dernek olduğu için buraya yapılan bağışlar vergiden düşülebiliyor.
Muhasebeciler 8 milyon dolarlık (verildiği gün itibarıyla 30 milyon lira, bugünkü kurdan 47 milyon lira) bağıştan ne kadar vergi düşüleceğini hesaplasınlar.
Aslında bu özel şirket hülle yoluyla vergi kaçırmış durumda.
Ama Kızılay Başkanı’na sorarsanız bu bir vergi kaçırma operasyonu değil.
Peki ya ne?
Bunun adı kaçınma imiş.
Vergi kaçırmıyor da vergiden kaçınıyor.
Aslında sorulması gereken yığınla soru var.
Bir kere 8 milyon dolar bağış neden yapılır?
Kimse bunu “çok hayırsever olmakla” açıklamaya kalkmasın, komik olur.
Öğrencilere yurt yapılacaksa neden asıl görevi bu olmayan bir vakfa bağış yapılır da örneğin devletin malı, kurumu olan Kredi ve Yurtlar Kurumu seçilmez bu iş için?
Bu arada kulağıma gelen başka dedikodular da var.
Bu gaz şirketi, bu bağışı yapmadan önce adını değiştirmek istemiş.
Başkentgaz yerine Başkentgaz Altyapı Yatırım Ortaklığı adını almış.
Böylelikle altyapı yatırımı şirketi olduğu için Kurumlar Vergisi vermekten kurtuluyormuş.
SPK, bunu kabul etmiş ancak enerji piyasasını denetleyen EPDK, “Olmaz böyle şey” demiş.
İnsan ister istemez merak ediyor.
Bu şirket, vergiden kaçınarak sadece bu 8 milyon dolarlık bağışı mı yaptı, yoksa şirketin Kızılay veya başka kamu yararına kuruluş aracılığı ile bu tür yüksek miktarlarda başka yüklü bağışları var mı?
Örneğin iktidarın tam kontrolündeki Ensar Vakfı, bu para ile kaç yurt yaptı? (İnternet sitesinde toplam 80 yurt yapıldığı belirtiliyor.) Bana göre daha önemlisi, bu yurt inşaatları ihalelerinden Başkentgaz’ın da sahibi olan müteahhitlik firmasına verilenler var mı?
Yani ballı kaymak misali, bir yandan vergi kaçınılması yapılırken öte yandan müteahhitlik hizmeti de verilerek yapılan bağışın önemli bir kısmı geri alınmış olabilir mi?