ABD Başkanı Obama, İslam dünyasına yönelik ‘açılım’larına bir yenisini ekledi: Muhbir yerleştirilen camileri dinlemeye almak! FBI Başkanı Mueller uygulamayı savunurken, Michigan İslami Kuruluşlar Konseyi sert tepki gösterdi.
Obama’dan İslam ‘açılım’ı
Washington yönetimi, camilere muhbir yerleştirdi. FBI Başkanı Mueller, uygulamayı savunurken Müslümanlar öfkeli
ABD Başkanı Barack Obama’nın, camilere muhbir yerleştirdiği ve camileri dinlenmeye aldığı ortaya çıktı. Michigan İslami Kuruluşlar Konseyi, uygulamaya büyük tepki gösterdi. Adalet Bakanı Eric Holder’a bir mektup gönderen konsey, FBI’ın bu uygulamayla cemaatin ve din adamlarının hedef haline getirildiği uyarısında bulunarak, bunun rahatsızlık yarattığını belirtti.
Tuzak kuruluyor
Konsey, bazı kişilerin camilere gelerek, ibadet edenleri gayrı resmi olarak sorgulamaya çalıştığına dikkat çekti. Bölgedeki Müslüman toplum temsilcileri ise, FBI’ın 2006’dan bu yana İslami kuruluşlara sızmaya çalıştığını ifade ederek, gerçekte bu şekilde Müslümanların ve camilerin şüpheli duruma düşürülmeye çalışıldığını kaydediyor. FBI’ya karşı çıkmadıklarını vurgulayan temsilciler, ancak bu kuruluşun insanları tuzağa düşürmeye çalıştığını ifade ediyor. FBI Başkanı Robert Mueller de muhbir yerleştirme ve alan dinleme eylemini savunarak, meskenleri değil, kişileri soruşturduklarını öne sürdü.
Değişiklik olmayacak
Muhbir yerleştirerek suç oluşturabilecek konularda bilgi veya kanıt elde edilebileceğini belirten Mueller, “Bunu (muhbir yerleştirmeyi) yapmayı sürdüreceğiz” dedi. FBI’ın kendi başkanlığındaki yeni yönetiminde de önceliklerde değişiklik olmayacağını belirten Mueller, terörizmle mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Kahire’de göz boyamıştı
ABD Başkanı Barack Obama, geçen hafta Mısır’da dini referanslarla Müslümanların göz boyamaya çalışmıştı. Kahire Üniversitesi’nde konuşmasına ‘Esselamü Aleyküm’ diyerek başlayan Obama, dini özgürlüklerle ilgili özetle şunları söylemişti: “Her ülkede yaşayan insanlar inançlarını seçme ve yaşama özgürlüğüne sahip. İslam, fanatizmle mücadele sorunun parçası değil, barışı yaymanın önemli bir parçasıdır. İslam’ın hoşgörü dini olduğuna, dindar Hıristiyanların özgürce ibadet edebildiği en büyük Müslüman ülkesi Endonezya’daki çocukluğum sırasında ilk elden tanık oldum. Dini özgürlükler, halkların birlikte yaşayabilmesinin esasıdır.”
