2002 seçimlerinde seçimlerin nabzını Mahmutpaşa, Tahtakale esnafıyla takip ederek doğru tahminlerde bulunduğunu belirten Posta gazetesi yazarı Oral Çalışlar, "Meral Akşener’in çıkışı..." başlıklı köşe yazısında "esaf'ın gözü Meral Akşener'de" dedi.
İşte Çalışlar'ın o yazısı:
"Tayyip Erdoğan hapisteydi, Cumhuriyet gazetesinde çalışıyordum. Toplumdaki eğilimleri anlayabilmek için, gazete çevresindeki, Mahmutpaşa, Tahtakale esnafıyla sohbetler yapardım... Esnafta bir hareketlenme başlamıştı. ANAP'lı, DYP'li, MHP'li hatta DSP'li esnafta bile bir Tayyip Erdoğan umudu oluşmuştu. "Eğer bir parti kurarsa, onu destekleriz" diyorlardı.
Bu bölgenin esnafı, Türkiye'nin siyasi nabzını anlamak için en sağlam ölçülerden birisiydi o günlerde. Onlardaki değişimi izleyerek, seçim tahminleri yapabiliyordum. Erdoğan'ın AK Parti’sinin 2002 seçimlerinde tek başına iktidara geleceğini böyle tahmin edebilmiştim.
Yeni arayışlar
2000’lerin başında, ANAP, DYP, DSP ve MHP yorgundu, enerjilerini tüketmişlerdi. Nitekim dördü de 2002’de barajı geçemedi.
Tahtakale ve Mahmutpaşa esnafı, tam olarak eski ağırlıklarını koruyamasalar bile, o semtler, hala ekonomi ve siyasetin barometresi. Anadolu'ya mal sattıkları gibi, gelen tüccarlarla, üreticilerle siyaset ve toplumsal meseleleri konuşuyorlar.
Aldığım sinyaller, Meral Akşener'in kurmaya hazırlandığı merkez sağ partinin, bir beklentiye yol açmakta olduğu yönünde. Geçmişte ANAP, DYP ve MHP'ye oy vermiş, daha sonra 14 yıl boyunca AK Parti'yi iktidara taşımış (merkez) sağ çekirdekte, bir “arayış” var.
Ekonomi
Siyasi rahatsızlığı kışkırtabilecek en önemli unsur, ekonomik başarısızlık. Bu açıdan henüz umutların tükenmediğini söyleyebiliriz. Evet, ekonominin göstergesi sayılan İstanbul'un, İstiklal Caddesi ve Bağdat Caddesi gibi yerlerinde, çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Ülkenin geçmişte belki de en çok kazanan, kazandıran caddelerinde, birçok dükkan kapanmış durumda. Konuştuğumuz esnaf, "Bugün düzelir, yarın düzelir" beklentisiyle, zararına geçirdiği günlerin bitmesini bekliyor.
AK Parti, sıkışıklıktan, kısmen geçmiş başarılarının toplumdaki kredisini kullanarak, kısmen de, milliyetçi refleksleri geliştirerek, çıkış arıyor. "Dünya bize düşman", "Bekamız için direnmeliyiz" gibi şablon ve sloganlara dayalı bakış açısı son dönemde yoğunlaşıyor. AK Parti'deki yorgunluk daha ne kadar derinleşecek, kestirmek kolay değil. Tayyip Erdoğan, bu ruh halini tersine çevirmeye gayret ediyor. Bir çıkış umudunu korumak istiyor.
Meral Akşener, 16 Nisan referandumunda MHP oylarının yüzde 75'inin "hayır" olduğu hesapları üzerinden yola çıkıyor. AK Parti'ye destek vermiş sağ seçmeni hedefliyor.
Yeni bir umut yaratabilecek mi?
Hep birlikte göreceğiz."