Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR
Sabahattin ÖNKİBAR

Cahiliye devrinde nuru aramak ve zimmet demokrasisi!

Açık oy, gizli tasnif; 1946’daki demokrasi anlayışımızın temel umdesiydi.
Oylar açıktan verilir, sayım ise kapalı kapılar ardında yapılırdı.
1950 seçimlerinde ters-yüz edilen bu metot bugünlerde yeniden hortlatılıyor!
Anayasa değişikliği oylamalarında AKP açık oylama metodunu yeniden vizyona koydu!
Evet 64 yıl sonra Türkiye’nin geldiği yer Milli Şef kafasıdır!
Eh zihniyet tek adamlık olunca zaman geçse de değişen fazla bir şey olmuyor!
Diyeceksiniz ki Meclis’de açık oy nasıl olur?
Aslında olmaz ama AKP olduruyor!
Oylamaya katılan milletvekilleri oylama kabinine girmeden önce kabul oyunu kendilerini gözleyenlerin göreceği şekilde açıktan zarfa koyuyor ve sonra şeklen içeri girip çıkıyor ve kutuya atıyor.
Bu kural onur kırıcı olmasın diye bütün AKP mebusları için geçerli!
Değişen ise gözcü ya da denetçilerin isimleri!
Hayır hayır bu bir iddia ya da muhalefetin komplo teorisi değil!
Uygulama görüntü ve fotoğraflara bile yansımış durumda!
Dahası, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin bile zevahiri kurtarmak için sık sık oyunuzu kabinin içinde kullanın uyarılarını yapıyor.
Keza AKP grup başkanvekili bile bu durumu kabullenmiş durumda!
Mustafa Elitaş’a göre milletvekilleri 19’arlı gruplar halinde birer isme zimmetlenmiş!
Yani açıktan oy cinayeti, görüldüğü gibi taammüden yapılıyor!
Sorarım size böyle bir uygulamaya nasıl demokrasi denilir?
Bir ülkede milletin vekilleri bile kanaatini özgür bir biçimde ortaya koyamıyor ve ablukaya alınıyorsa orada çoğulcu sistemin var olduğundan nasıl söz edilebilir!
TBMM’deki bu görüntüler Türkiye’nin nerelere geldiği ve nerelere götürülmek istendiğinin belgesi değil midir?
Lafı dolandırmaya gerek yok, Türkiye’de ilan edilmemiş bir diktatörlük var ve bu dikta rejim demokrasi oyunları ile halkı ve de dünya kamuoyunu manipüle etmeye devam ediyor.
Vekillerin özgür iradelerinin zimmetlendiği bir anlayışta demokrasi aramak Cahiliye devrinde nuru aramak gibi bir şeydir!

METOT...
Aziz Yıldırım, FB’yi AKP’lileştiriyor!

Yok bu yazı bir Fenerbahçe karşıtı yazı değil çünkü bu satırların yazarı emin olun Aziz Yıldırım’dan on kere daha iyi Fenerbahçelidir. Gelelim FB’nin AKP’lileştirilmesi olayına... Hayır FB’yi AKP’lileştirmek derken öncelikli kastım Başbakanımızın kuyumcusu ve de oğluna pırlanta dükkanı hediye eden Cihan Kamer’in buyrukla FB’ye as başkan yapılması değil, yönetim üslubudur. Evet Fenerbahçe adeta AKP gibi yönetiliyor ve Aziz Başkan, Tayyip Erdoğan’ı taklit ederek keskinlikler sergiliyor. Hakemlere yapılan baskılardan, medyada estirilen rüzgarlara kadar hep Tayyip metodu. İşte Erman Toroğlu örneği ortada. Aziz Yıldırım tavır alınca Karamehmet de onu kapıya koydu... Yahu sen kimsin ki Türk futbolunu sevdiren ve popüler hale getiren Toroğlu gibi bir ismi yemek için Fenerbahçe’yi kullanırsın?.. Tamam o talebinin gerisinde, “Ben kodu mu oturtan Genelkurmay Başkanı isterim” diyen Erman Toroğlu’na kızan AKP zirveleri ile bir Orgeneralin payı var ama bunun için FB’yi kullanamaz ve Erman Toroğlu gibi gerçekten delikanlı olan bir isme kıyamazsın!.. Bak Aziz Yıldırım, emin ol pek çok ilişkin biliniyor da o malum gün bekleniyor... Ne olur FB’yi daha fazla siyasallaştırma Aziz Bey!

ADAY MI...
Murat Yalçıntaş ve sorular...
1) Murat Yalçıntaş’ın CIA ve MOSSAD ajanları ile fotoğrafları vardı iddiasının içeriği nedir?
2) Dolaylı beyana göre fotoğraf fotomontaj. İyi de böyle bir fotomontaj resim için aralarında eski MİT’çilerin de bulunduğu çete 2 milyon dolar rüşveti Murat Yalçıntaş’dan nasıl ister?
3) Ne yani fotomontaja başvuran her çete, önüne gelene böyle tehdit ve şantaj yapabilir mi?
4)Yalçıntaş gerçekten o tür kişilerle buluştu ve bu durum belirlendi de ona gözdağı vermek için mi bu operasyon yapıldı ve konu kamuoyuna yansıtıldı?
5) Yalçıntaş’ın, Washington-Tel Aviv ve TÜSİAD’ın ortak merkez sağ lider adayı olduğu doğru mudur? İstanbul’da bunun için toplantılar yapılmış mıdır?
6) Bu operasyon, yoksa bu projeyi bertaraf adına mı yapılmıştır?

SAYGI...
Recai, Ecevit’i bir kere
daha öldürdü!

Adı: Recai Birgün... Ecevit’in koruma polisi sıfatını taşıması ve yaşlılığında ona hizmet etmesi sebebi ile DSP tarafından mebuslukla ödüllendirilen isim. Recai Bey’i tanırım, 100 milyon yıllık ömrü olsa mebusluğa zor erişecek bir görüntüsü var. Şimdi böyle biri Ecevit sayesinde mebus olmak gibi bir bahtiyarlığa erişiyor. Sorarım size bu durumda olan birinin ahde vefalı olması, yani Ecevit’in hatırasına saygı göstermesi gerekmiyor mu?.. Gerekiyor ise Recai Bey’in Anayasa değişikliği oylamasında AKP ile aynı safa girmesi olacak şey midir? Ecevit yaşıyor ve mebus olsaydı aynı şeyi yapar mıydı? Emin olun Recai Bey bu hareketi ile Ecevit’i bir kere daha öldürmüştür... Ha diyecek ki ben oy vermiyorum. Geçiniz efendim geçiniz, hakkınızda onca tevatür varken ısrarla oylamaya katılmanız niçin?

Yazarın Diğer Yazıları