Yıl 1996 ve hava sıcaklarının en yüksek seviyelerde olduğu bir yaz sezonu yaşıyorduk, derken havanın da poyraz esintisine sahip olduğu bir günde, Muğla İl’i sınırları içindeki Gökova Körfezi’nin Güney yamaçlarında yangın başladığı haberi geldi. Rüzgarın da etkisi ile kısa sürede yayılan yangın o güzelim kızıl çam ormanlarını yutmaya başladı.
Daha sonraki süreçte öğrendiğim üzere, yangının başladığı ilk iki gün yangına hiçbir müdahale yapılmadı, ilk iki gün boyunca yangın söndürme için tahsis edilen helikopterlerin Turgut Özal’ın DPT Müsteşarı olduğu dönemde yapılan “Dinlenme ve Eğitim Tesislerinin” etrafına su taşıyıp yangının bu tesisleri etkilememesi için çalışıldığını öğrendik. Ne zaman ki yangın Marmaris İlçesinin Armutalan Beldesi yamaçlarından görülmeye başlandı, ondan sonra yani yangının başlamasından iki gün sonra yangına müdahale yapıldı.
Dört gün süren yangın sonunda Gökova Körfezi’nin Güney yamaçlarındaki bütün ağaçlar ve toplamda 1.800 hektar ormanlık alan kül olup gitti. Yalnızca bu yangın sonunda Muğla İl’inin en önde gelen tarımsal üretimleri arasında olan bal üretimine de büyük bir darbe vuruldu. Ormanlık alanlara konulmuş olan yaklaşık on bin adet arı kovanı bu yangında yanıp kül oldu.
Yangının ardından belli bir süre sonra, yanan alanların ağaçlandırılacağını düşünürken, aslında gerçek hedefe ulaşıldığını, yani, orman kanunlarındaki boşlukları kullanarak yeni bir rant bölgesi oluşturulduğunu anlamakta gecikmedik. Bugün sorulması gereken soru, 1996 yılından sonra Gökova Körfezi’nin Güney yamaçlarında yanıp kül olan ormanlık alanların ne kadarı ağaçlandırıldı? Yangından sonra bu alan, ormanlık alan statüsünden çıkarıldı mı? Eğer çıkarılmadıysa hangi siyasi parti lideri Gökova Körfezi’nin Güney yamaçlarından 380 bin metrekare arazi satın aldı?
59’uncu Hükümet döneminde Meclis gündemine getirilen ama Sayın 10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından “veto” edilen 2-B (yani orman vasfını yitirmiş) arazilerin satılmasına yönelik yasa değişikliğinin, 60’ıncı Hükümet döneminde yeniden Meclis gündemine getirileceği Sayın Başbakan tarafından söylendi. Havaların da 2007 yazında çok sıcak olmasını fırsat bilen bazı unsurlar, özellikle Muğla İl’inde turizm yörelerinde birbiri ardına yangınlar çıkmaya başladı. Bu yangınların en büyükleri de Bodrum İlçesi civarında meydana geldi. Bu yıla kadar hiç yangınların olmadığı ülkemizin diğer bölgelerinde de birden yangınların arttığını gözlemledik. İyi niyetle ve yangınların hava sıcaklığındaki aşırı yüksekliğe bağlı olarak geçmiş yıllara oranla çok daha fazla meydana geldiğini düşünmek istiyorum. Ama bu düşüncem ancak, “2-B yasası yeniden Meclis gündemine getirilip, yangınlar sonucunda yok olan yerler bu kapsamın dışında tutulursa” o zaman geçerli olacak. Ama şunu da burada belirtmek isterim ki, “Buzdolabına kaldırılan 2-B Yasasının” yeni hükümet döneminde tekrar gündeme getirileceğinin açıklanması, kesinlikle ve kesinlikle orman yangınlarını körüklemiştir.
Diğer bir söyleyişle, bu tip açıklamalar gerçekte orman yangınlarının azmettiricisi gibi etkiler de yapmıştır. Turizm adına yok edilen ormanlarımız ve doğamızı ne kadar bedel ödersek ödeyelim geri getiremeyiz. Vahşice doğaya saldıran ve onu yok eden “turizm anlayışının” kesinlikle terk edilmesi gerekmektedir. Yoksa “doğanın akılla değil kanunlarla hareket ettiğini” anladığımızda çok geç olacak.
