Buz dağının görünen yüzü
Sedat Peker''in iddiaları karşısında siyaset kadar gazetecilik de bir sınav veriyor.
Gazeteciler şimdilik iki ayrı noktaya savrulmuş durumda. Bir kesim "mafyanın ipiyle kuyuya inilmez" diyor ve iddiaları ciddiye almıyor. Diğer kesim ise iddiaları kesin doğru kabul edip açıktan Sedat Peker''i savunuyor.
İkisinin de kolaycılık olduğunu düşünüyorum. Gazetecilik sorumluluğu gereği halkımızı tek başına ne Sedat Peker''in iddialarına maruz bırakalım ne de rüşvetçilerin çarklarını döndürmesine izin verelim.
Gazeteciler olarak ortaya bir fikir koyalım. Şu iddialar doğru şu iddialar eğilip bükülmüş diyelim. Yeni bir şeylere ulaşalım ya da durum tespiti yapalım. Bilgiyi, ne Solon''un Atina demokrasisine mahkûm edelim ne de Pratagoras''ın bilinemezciliğine boğduralım.
Sedat Peker''in iddiaları kim olursa olsun bir olgudur. Bu amaçla açıkladığı isimleri, bağlantılarını, doğru olup olmadığını günlerdir araştırıyorum. Okuduğum belge, iddianame ve ifadenin haddi hesabı yok.
Bu kapsamda araştırma sonuçlarını okumak isteyenler bir önceki yazıma bakabilirler. Bugün ise bu iddiaların devamında bir gerçeği daha ortaya koyabilmek adına Ünsal Ban''ın hangi davalardan yargılandığını araştırdım.
Şok geçirdim… 9''u hukuk davası, 9''u ceza davası olmak üzere 18 davadan yargılanıyordu.
Kimdi Ünsal Ban?
Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı. Türkiye bu ismi, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ile boşanma aşamasında duydu.
Boşanma öncesinde eşine ait bazı video görüntüleri ile ayrıntıya girmeden mesajlar paylaşacağını ima eden Ban, daha sonra bazı demeçler vererek, kendisinden yüklü miktarda para istendiğini, ölüm korkusu yaşadığını iddia etmeye başladı.
Ban''ın boşanma davasına yayın yasağı getirildi.
Sedat Peker ise eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile kardeşi Zehra Taşkesenlioğlu''nun, Marka Yatırım Holding''in sahibi Mine Tozlu Sineren''den sorunlarının çözümü için 12 milyon TL rüşvet istediğini iddia etmişti.
Ünsal Ban, 2010 yılında üniversite kurmak isteyen Türk Hava Kurumu Başkanı Osman Yıldırım''a yardımcı oldu, 7 Eylül 2010 tarihinde kurulan THK Havacılık Vakfı''nda 7 Şubat 2014 tarihine kadar Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı ve 2011 yılında THK Üniversitesi''nin kurulmasından sonra da Rektör olarak 2015 yılına kadar görev aldı.
Rektörlük görevinden ayrılmasından sonra hakkında THK Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Osman Yıldırım ve üniversite çalışanlarıyla birlikte THK üniversitesini zarara uğratmaktan dolayı çok sayıda davalar açıldı.
Gelin Zehra Taşkesenlioğlu''nun boşanma aşamasındaki eşi Ünsal Ban''a ait bazı davaları ve suça konu eylemleri aktarayım:
Mesela Ankara Batı 4. Asliye Ceza Mahkemesi''nde görülen bir dava var. Dava konusu Ünsal Ban tarafından imzalanmış ve ders ücreti adı altında hak edilmeyen 55 bin ve 38 bin TL''lik makbuzlar dosyaya konu edilmiş. Bu ödemelerin haksız olarak G.C.Y''e yapıldığı iddia ediliyor.
Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesi''ndeki davada ise durma kararı verilmiş ve Türk Hava Kurumu''na gönderilmiş oradan da YÖK''e tevzi edilmiş. YÖK''ten dosya gelmiş ve yargılamaya başlanılmış tekrar. Sanıkların üzerine atılı suçlar; Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık ve Resmî Belgede Sahtecilik… Dava konusu yaz döneminde ders verilmediği halde ders verilmiş gibi ücretlerin yatırılmış olması. Davadan beraat eden isimler olmuş 19 şüpheli var. Evrakta sahtecilik, dolandırıcılık iddiası ile yargılama devam ediyor.
Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi''nde görülen bir dava var. Bu dava dosyası birçok davayla birleştirilmiş. Birleştirilen dava dosyasındaki suçlamalardan biri Üniversiteye ait olan Macunköy arazisinde gerçekleştiği iddia edilen usulsüzlük şöyle: Macun Mahallesi''nde İller Bankası''nın üstünde anayola cepheli bir arsa var. Bu arsanın mülkiyeti Üniversite''ye ait. Üniversite''ye bu arsayı gelir amaçlı THK Başkanlığı vermiş. İddianameye göre bu devredilen 11 bin 593 metrekare arsa usulsüz bir şekilde bir şirkete Üniversite''ye yüzde 20''den az pay almak suretiyle kat karşılığı verilmiş.
Sonucunda ise 70 daire alınmış. Ancak alınan bu daireler üçte bir fiyatına bir emlakçıya toptan satılmış. Normalinde yüzde 50 oranında kat karşılığı gelir sağlanması gerekirken inşaatın toplam değeri ile elde edilen dairelerin toplam değeri karşılaştırıldığında yüzde 18,50 gibi bir değere verildiği tespit edilmiş. Üniversite''nin payına düşen daireler 7,5 milyon TL''ye satılmış. O günün piyasa rayicine göre ise bu dairelerin 20 milyon TL yaptığı Üniversite yönetiminin tespit tutanağında yer almış.
İddianamede yer alan diğer bir iddia ise Ünsal Ban talimatlarıyla Mütevelli Heyet Karar Defterine Mütevelli Heyetin bilgisi dışında sonradan eklemeler yaptırarak Rektör maaşını 2012 yılında 100 bin TL''ye çıkarmak suretiyle haksız maaş almak üzerine olmuş.
Ayrıca 2013 ve 2014 yıllarında Üniversite''nin tanıtımı ve reklamı adıyla üniversite gelirlerini şirketlere aktarmak ve bunlardan birinde de aynı iş için mükerrer olarak 619 bin 500 TL ödeme yapıldığı ileri sürülüyor.
Dahası da var…
2012-2014 yılları arasında Üniversite personeli dahi olmayan çalışanların yakını ve akrabası birçok kişiyi çok defa Seyahat Yönergesi''ne aykırı olarak yurt dışı seyahatlere göndererek giderlerini üniversiteden ödetmek.
Osman Yıldırım ve Ünsal Ban''ın akraba ve yakınlarını (eş, çocuk, yeğen vb.) sanki Üniversite öğrencisiymiş gibi tüm masrafları Üniversite tarafından karşılanarak Amerika''ya göndermek, pahalı saat ve hediyeler almak. Bu konu ile ilgili THK Genel Kurulu''nda yönetim bir bilgilendirme yazısı hazırlayıp sunmuştu. THK Genel Kurulu''na sunulan raporda Üniversite''de çalışan gelinini ABD''ye dil eğitimi için gönderdiği bunun için özel kalem müdürlüğüne ödenek çıkarıldığı ve gezi masraflarının ödendiği beyan edilmişti.
Alınan saatlerin 200 bin TL değerinde olduğu ve bedellerinin ağırlama gideri kalemine kayıt edildiği beyan edilmişti.
Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesi''nde aralarında Ünsal Ban''ın da olduğu 6 sanıklı dava devam ediyor. Yargılama görevi kötüye kullanma iddiasıyla yapılıyor.
Mesela dosyaya konu olan ihalelerden biri, 2013 yılı tanıtım faaliyetleri kapsamında Berkcan Temizlik şirketi ile Temmuz 2013''te 449 bin TL bedelli yine şekil şartları oluşmamış sözde ihale yapılarak iş verilmiş.
Yine aynı şirkete Eylül 2013''te neden belirtilmeksizin, yine ihalesiz iş verilmiş ve 619 bin 500 lira bedel biçilmiş.
Bir diğerinde de aynı şirkete Kasım 2013''te Üniversite tarafından 731 bin 600 lira fatura kesilmiş ve ödenmiş olduğu görülmüş.
Bu kapsamda Üniversite tarafından faturalandırılan ve tarafının Türk Hava Kurumu olduğu görülen toplamda 1.4 milyon liralık karşılığı olmayan hizmet faturaları tespit edilmiş.
Sonuç olarak…
Hem isim isim baktığınızda hem de toplu olarak araştırdığınızda açık bir suç yumağı ortaya çıkıyor.
Gazetecilerin bu yargılamaları takip edip kamuoyunu doğru bilgilendirmesi gerekiyor. Fakat okuduklarımızdan anlıyoruz ki bunlar buz dağının görünen yüzü.
Üst düzey bürokraside kim bilir böyle daha kaç kişi var.