Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Büyüklere masallar!

Hakan Fidan, Oslo’da şöyle demişti: “İktidar beş sene önce dedi ki biz dedi yerel yönetimler yasasını geçiriyoruz belli şeylerin mahalli teşkilatlarını kaldırıyoruz. Milli Eğitim, şunlar bunlar bakanlıklarını kaldırıyoruz. Valiliklere ve belediyelere veriyoruz. İlk önce valiliklere uzun vadede belediyelere gidecek”.
PKK’nın “Kürdistan’a özerklik” taleplerinin hangi yöntemlerle gerçekleştirileceğini Erdoğan adına müsteşarı, aslında açık bir biçimde ortaya koymuştu. Büyükşehir Belediye Yasası, kendisini en iyi ifade edilebileceğini söylediği dilde savunma hakkı, eski yer isimlerinin geri verilmesi gibi düzenlemeler bu amaca yönelik olarak çıkarılmıştır.
Müsteşar Fidan, PKK’ya bölgede nasıl bir “özgürlük alan” açtıklarını da Oslo’da satır arasında şöyle ifade etmişti: “Ama biz şundan emin olmak istiyoruz yani geliştirilen bir özgürlük alanı açıldı. Bu açılan özgürlük alanı içerisinde örgütün alt birimleri eski alışkanlıklarından hareketle daha fazla mevzi kazanalım daha fazla örgütlenelim mantığı içerisinde. Bir noktaya kadar hani tolere edebiliyorsunuz”.
Tolere edilen terör örgütü sonuçta örgütlenmesini ve eylemlerini aralıksız sürdürdüler. Bir çok korucuyu evlerinde ve sokaklarda tuzağa düşürüp katlettiler. “Barış süreci” zarar görmesin diye terörist eylemler halktan saklandı. Devlete ve millete bağlı aşiretlere “ya PKK’ya katılmak ya da tarafsız olmak” tercihi sunuldu. Yurttaşın güvenliğini sağlamayan iktidar bölge halkını PKK/KCK’nın insafına terk etti.
MİT Müsteşarı, Oslo’da terörist organizatörlerine aynen şunları söylemiş: “Dediğim gibi alandaki valiler emniyet müdürleri bu noktada gerçekten çok değerli insanlar. Yani şu anda sizi bilmiyorum spesifik olarak isim vererek şikayet edebileceğiniz şu adam düşmandır bu adam şeydir”.
Terör örgütünün ihtiyaçlarına uygun değerli (!) Vali ve Emniyet Müdürlerinin bölgede görevlendirildiğini, bunların teröriste ve terör örgütüne “düşman” olmadıklarını Müsteşar açıkça ilan etmiştir.
Gerçekten de Fidan’ın dediği gibi kenti terör örgütüne açan, onlara dost olan hatta onlar için ağlayan bürokratlar bölgede görevlendirilmiştir. Nitekim “Dağdaki PKK’lılara ağlamayan insan değildir” diyen zat Diyarbakır Emniyet Müdürü’dür. Şırnak Valisi ise ‘Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Erdoğan’ı ve Öcalan’ı takdirle karşıladığını’ açıklamıştır. Böylece Hakan Fidan’ın Oslo’da ifade ettiği PKK’nın şikâyet etmediği, teröristlere düşman olmayan vali ve emniyet müdürlerinin bölgede görevlendirildiği de ortaya çıkmış bulunuyor.
PKK’yı tolere eden AKP’nin görevlileri, açılım adına terörist unsurların istediği gibi örgütlenmesini seyrettiler.
Başbakanın Oslo’da görevlendirdiği adamlar tarafından açılan bu özgürlük alanında PKK’nın ‘asayiş’ birimleri oluşturmasına alenen göz yumuldu. YDG-H adlı terörist grup, askeri düzen içinde sıraya girip, yüzleri maskeli ve tek tip kıyafetli olarak yemin edip asayiş teşkilatı diploması almışlardır. Üniforma giyen, bayrak edinen bu PKK’lılar daha sonra şehir merkezlerinde yol kesip kimlik kontrolü yapmış, lastik yakıp yolu trafiğe kapatmışlardır.
AKP iktidarı tolere etti. Terörist unsurlar eğitti, örgütledi ve sonuçta iş bölgede yaygın bir isyan hareketi çıkarma kapasitesine doğru evrilmeye başladı.
İşte bu PKK’nın gençlik yapılanması tarafından Diyarbakır-Bingöl karayolu 8 gün trafiğe kapatılmıştır. Güvenlik güçleri, uzun süre bekledikten sonra yolu açıp, çekilirken örgüt sempatizanları, tekrar yolu, hendekler açarak trafiğe kapattılar.
Güneydoğu’da son 10 günde 15 kişi kaçıran terör örgütü PKK, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde GSM şirketine ait baz istasyonunu da yaktı.
PKK’lılar ayrıca Muş’un Varto ilçesi ile Bingöl’ün Karlıova ilçelerinde de yol kapattılar.
Yollar tıkanmış, terör örgütü haftalarca yol kapatıyor, adam kaçırıyor, 351 çocuğu dağa kaldırıyor. Beşir Atalay, büyüklere masallar okuyor ve “çözüm sürecinde bir tıkanma yok” diyor.

Yazarın Diğer Yazıları