Büyük operasyon
Daha önce de yazmıştım, seçim için meydanlarda yapılan konuşmaları, dikkat edin, çocuklar bile yapmıyor diye. İşin en acısı, kürsüden seçmenlere, kendilerine oy isteyenler, adeta seçmenlerden, oylarını kendilerine kullanmaları için, yemin ettirip söz alma ve bir kelimeyi beyne kazır gibi, beş kere falan tekrarlatma oyunları. Yani adamlar açıkça, “arkadaş, siz geri zekâlısınız, birkaç kere söylersem, aklınızda belki kalır” kafası ile oy kullanacak kişilere hitap ediyor. Ben, yıllarca seçim izledim. Mesleğimin yarı kısmı da, yabancı ülkelerde, seçimleri izlemekle geçti. Oralarda liderler halka, bizimkilerin bizlere hitap ettiği gibi konuşsa, alacağı oyu da alamaz.
Son günlerde, yabancı başkentlerde, Türkiye hakkındaki değerlendirmeler ve basın yayın organlarında, bizi uyaran yazı ve haberler giderek artıyor. Kanada Meclisi’nden Dışişleri Bakanı’na yollanan mektupta “basın özgürlüğü” . New York Times gazetesinden “Türkiye üzerinde kara bulutlar” başlıklı yorum. Ekonomide, kredi değerlendirme kurumlarından, kötü raporlar. OECD’de, Türk halkının ekonomik çukura gidişi falan. Bunlar her zaman olurdu olmasına da son zamanlarda yağmur gibi yağmaya başladı. Ben, yazılanların içeriğini yazmak istemiyorum, hemen hemen hepsi, Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin gidişi konusunda uyarıda bulunuyor.
Şimdi diyebilirsiniz ki, uyarıyorlar da ne oluyor? Bugüne kadar ve hâlâ AKP’ye, Erdoğan’a destek veriyorlar falan. Haklısınız, görünüş bu, ama kusura bakmayın, kazın ayağı hiç de öyle değil. Ben son 30 yıl içinde, Washington’un, bu tür uyarıları sonrasında, uyarılanlara neler olduğunu gördüm. Herkes, bizler gibi sabırsız ve plansız programsız değil. Önce, hesap, kitap yapıp, kendi çıkarlarını garanti altına alıyor, vatandaşlarının yaşamları da onlar için kıymetli.
Üşenmeden, bir kez daha sizlere, ülkemizin dışarıdan görünen manzarasını yazacağım. Dünya, artan radikal İslam konusunda, tehlike çanları çalıp, önlemlerini alıyor. Mesela, IŞİD ve El Nusra’nın, kimi yıkmak isterse istesin, tüm uygarlık için tehdit olduğunu, herkes biliyor. Bu, IŞİD’e çarpışmak için gidip geri dönerek, Batı ülkelerine sızan, kendi topraklarındaki Müslümanlardan tutun da, vatandaşlığa geçirdiği, göçmenlere kadar, herkesi şüpheli kapsamına alıyor.
Bu yüzden, her hafta yeni bir yasa çıkarıp, vatandaşları, din kardeşlerimizi baskı altına alıyorlar. Bir de, geçenlerde, Avrupa Parlamentosu karar tasarısı için Avrupa’ya giden, bizim AB ilişkilerinden sorumlu Bakan Volkan Bozkır’ın, vize konusundaki tehdidini okuyunca, çıldırmamak elde değil. Bunlar nerede yaşıyor, ne okuyor, ne dinliyorlar, anlamak mümkün değil. Yahu şu anda onlar seni zaten devreden çıkarmak istiyor. Acaba bunu biliyorlar da, onlar atmadı biz çıktık masalına zemin mi hazırlıyorlar?
Washington’da, Ankara’daki iktidarın, Orta Doğu’daki İslamcı teröristlerle bağları konusunda, ta 2012’den bu yana, ABD’nin tedirgin olduğu ve AKP’li yöneticileri uyardığı, konuşuluyor. Yani bundan üç yıl önce başlamış bu korku ve uyarılar. Veya ne ettik de, başımıza bu belayı sardık diye şimdi düşünüyorlar her halde. Libya’da, Amerikan büyükelçisinin öldürülmesinin arkasından, Ankara’nın desteklediği bir terör örgütü çıkıyor. Ardından, bizimkilerin hâlâ, sallamadan Libya’daki IŞİD’çilere, yardım gemisi yollaması. Orada ölen bir gemicimiz. Daha önce de, Suriye hava sahasını kontrol için ölen pilotlarımız. Bunların bedelini kim ödeyecek, belli değil.
Şu anda, biz seçim kargaşası yaşarken, dünya büyük bir temizlik hareketine hazırlanıyor. Azıcık, olayları dikkatle süzgeçten geçirirseniz, IŞİD ve El Nusra teröristlerinin, belirli bölgelerde toplanmalarına, Batılı ülkelerin izin verdiğini göreceksiniz. Şimdilik, NATO ve öteki güçler, sahaya asker sürme yanlısı değiller. Bu konuda, parmaklarını bir şaklatmaları yeterli. Bir yandan da, yeni müttefikleri, İran ile ortak hareket ediyorlar. Bence bir veya birkaç haftaya kadar, Irak ve Suriye’de büyük temizlik operasyonları yapılacak.
Bu operasyonlarda, geçmişteki örneklerine bakarak, bu gruplardan, esir almak gibi bir kaygıları olduğunu da sanmıyorum. Büyük sayıda, ölümler olabilir. Çocuklarını, IŞİD ve El Nusra’ya yollayan Batı ülkelerinde yaşayan, anne ve babalar, çocuklarınız sağ dönmeyebilir. Bu acınızı, yüreğinizden nasıl sileceksiniz. Oradan kaçacak, büyük sayılardaki terörist gruplarının, Türkiye’de saklanması da söz konusu. Bunların yaratacağı, yeni ortamın hesabını, kim verecek. Ne yazık ki, bugünü yaşayıp, yarınına yatırım yapmayan halkım, tüm bu sorunların altından, nasıl kalkacak, inanın bilemiyorum.