Cumhuriyet, erdemdir...
Cumhuriyet, özgürlüktür...
Cumhuriyet, fazilettir...
Cumhuriyet, yüce bir tarihin bin yıllar sonra Anadolu'da yaktığı sönmeyecek Türk ateşidir.
1923'ten sonra 95 yıl devamlılığı olan Türkiye Cumhuriyeti devletini savurmak isteyen bir zihniyeti, sadece kınamanın yeterli olmayacağı gibi cumhuriyet karşıtlarının karşısında durmak ve onlara haddini bildirmek, her Türk insanının görevidir diye düşünüyorum.
Anadolu topraklarında bin yıldır devlet devamlılığını cumhuriyetle pekiştiren büyük Türk milletinin, bin yıl sonra malum zihniyet tarafından kasıtlı olarak örselenmesi, yerden yere vurulması ve baskıya maruz bırakılması, hiçbir Türk için kabul edilir değildir. Bu sebeple kutsallarımız ve milli kimliğimizi ayaklar altına alan aynı zamanda Türklük ile barışma ümidi olmayan bu akıl, ne yazık ki Türk tarihinin derinliklerini bilmediği ve başına gelecekleri anlamadığı için bugünleri yaşıyoruz. Bu gidişin sonunu ve Türk milletinin geleceğini, Atatürk'ün söylediği gibi gene yüce Türk milletinin azim ve kararlılığı mutlaka belirleyecektir.
"Ben yaptım, oldu" mantığı ile bayram kutladıklarını sananlar, bayramın kutsiyetini ve neden bayramlaştığının öneminin farkında olmayan gafillerdir.
Her şeye rağmen büyük Türk milleti, her 29 Ekim'de olduğu gibi bu yıl da tabuları yıkıp engelleri aşarak bu büyük bayramı, iç ve dış düşmanların gözlerinin içine baka baka kutladı.
Atatürk'ün bizlere armağan ettiği Cumhuriyet Bayramı'mızın 95. yılında bu büyük bayramın büyük milletimize ve Türk dünyasına yeni ufuklar açacağına inanırken gene malum düşüncenin Türk düşmanlığından beslenmemesini, milyonlarca Türk vatandaşının bu büyük bayramı kutlamak için heyecanla yollara düştüğünü görmesini, Türklüğün ortak bir zeminde yöneticiler tarafından birleştirilmesini ve bu surette yayılmacıların da arzularına set çekmesini yöneticilerden dileyerek inanç ve özgürlüklerimizi yaşamamıza imkan vermesini temenni ediyorum.
Ne mutlu Türk'üm diyene!