Birçok ile sağlık hizmeti veren Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Çocuk Onkolojisi bölümü hekimsiz kaldı. 18 yaş altı kanser tanısı almış yüzlerce çocuğun tedavi gördüğü bölümün kapatılacağı iddia edildi. Hastanede görev yapan iki doktorun ayrıldığını söyleyen hasta yakınları ise mağdur olduklarını dile getirerek sosyal medyadan tepki gösterdi.
BirGün''den Dilara Şimşek''in haberine göre, hastane yetkilileri “Kapatılacağı doğru. Yeni hasta alınmayacak, mevcut hastaların tedavisine bir süre devam edilecek” açıklaması yaptı. Ancak gelen tepkilerin üzerine Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, kapatılma iddialarını yalanlayan bir açıklama yayımladı. Kılavuz, bölümün kapatılmayacağını vurgularken hekimin kalmadığını doğrulaması dikkat çekti.
''''BİR UZMANIMIZ DA İSTİFA KARARI ALDI''''
Çocuk Onkoloji Kliniği’nde görevli bir akademisyenin önceki hafta kritik bir ameliyat geçirdiğini ve uzun süreli bir tedavi sürecine ihtiyacı olacağının altını çizen Kılavuz “Geride kalan bir uzmanımız da istifa kararı almış. Eksikliklerimizi en aza indirecek ve meseleyi kendi içimizde bir an evvel çözecek şekilde organizasyonumuzu yaptık. Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi’nde Hematoloji Bilim Dalı’ndaki bir arkadaşımızı aynı zamanda onkolog olması hasebiyle çocuk onkolojisinde görevlendirdik. Hasta yakınları müsterih olsunlar. İleri takviyeler için de kadro ilanlarımız olacak” ifadelerini kullandı.
''''KANSER HASTASI İKİ ÇOCUĞUM VAR, TEDAVİLERİ AKSADI''''
Çocukları kanser tedavisi gören aileler, sosyal medyadan tepkilerini dile getirerek mağdur edildiklerini söyledi. Şahin Kuplay, kanser tedavisi gören iki çocuğunun tedavisinin aksadığını kaydetti. Kulpay, önceki gün bölümün kapatılacağının kendilerine söylendiğini ve hastane tarafından çevre illerde yer alan çocuk onkolojisi listelerinin verildiğini ifade etti. Hekimsizlik nedeniyle İstanbul-Bursa arası mekik dokuduğunu dile getiren Kulpay, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“15 ve 9 yaşındaki çocuklarım ikisi de kemik kanseri. Uludağ Üniversitesi’nde tedavi oluyorlardı ancak şimdi doktor olmadığı için tedavi göremiyor. Senelerdir yeterli doktor sayısı yok. Önceden orada birkaç iyi doktor daha vardı ancak şehir hastanesine gittiler, doğu görevine gittiler. Şimdi doktor yok bölümde. Hastaların eline yakın çevre illerdeki hastane listesi verdiler. Ancak zaten bu bölüme çevre illerden gelen çok sayıda hasta vardı. Şu an Bursa’da gidebileceğimiz alternatif hastane yok. Şehir hastanesinde sadece 1 tane uzman var, diğer hastanenin kapasitesi dolu. Bu hastalık sonuçta aileyi maddi manevi yıpratan hastalık. İstanbul’da şimdi çocuğum ameliyat oluyor, Bursa’da gidebileceğimiz hastane yok. Rektörün açıklamalarını inandırıcı bulmuyoruz.”
''''BURADAKİ SORUN GENEL SORUNUN BİR YANSIMASI''''
Bursa Tabip Odası (BTO) Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, “Bursa’da büyük bir üniversite hastanesinde yaşanılan sorun gibi görülse de genel bir sorunun yansıması. Şu anda ülkede sağlıkta buna benzer sıkıntılar yaşanıyor” dedi ve ekledi:
“Bursa, çevre illere hizmet veren bir hastane. Bir bölge hastanesi. Bu sadece Bursa’nın sorunu değil. Burada göremedikleri tedavi için hastaların çevre illere tedavi için gitmesi iyi bir çözüm değil. Onkoloji hastalarının ulaşım ve tedaviye erişmekle ilgili sıkıntılar daha da güçleşecek böyle bir durumda. Hastalar belli branşlarda artık sağlık hizmetine ulaşamıyor. Hekimler yaşadıkları sorunlar; bu sorunlara çözüm bulunamamasıyla nedeniyle kamudan uzaklaşıyorlar, istifa ediyorlar, emekliye ayrılıyorlar, yurtdışına gidiyorlar. Bundan dolayı da hem hasta randevularında yığılma yaşanıyor hem de hastaların tedavi hizmetlerine erişimi imkânsız hale geliyor.”
Dr. Kumaş, sağlık politikalarında acil düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çizdi:
“Hekimlerin özlük hakları, çalışma koşullarına ve şiddete ilişkin çok acil taleplerimiz var Bunların ayrılmaz parçası olan kamu sağlık hakkına ilişkin de taleplerimiz var. Bizim bu taleplerimiz yıkıcı sorunları ortaya çıkaran, hekimlerin çalışma koşullarından bunalmış olması tükenmiş olması bunun sonucunda da kamu kurumunda uzaklaşıyor olmaları aslında kamu sağlık hakkının da ayrılmaz parçası. Çünkü gördüğümüz gibi toplum sağlık hakkından yoksun kalıyor. Bu nedenle sağlık politikalarına ilişkin acil düzenlemeler olmazsa bu sorun giderek büyüyecek.”