Burkay ve Apo’nun farkı ne?
Kemal Burkay dönüşünü Zaman Gazetesi’ne şöyle açıklıyor: “Türkiye’ye dönme fikri bende açılım süreci ile birlikte doğdu. Başbakan Sayın Erdoğan, benim de ismimi vererek bazı kişilerin yurtdışından dönmelerinin önünde bir engel olmadığını söyledi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay da telefon açtı bana.” (30.07.2011)
Burkay’ın da Türkiye’den istekleri var. Kısaca işaret edelim.
1993 tarihinde Lübnan/Bekaa’daki Bar Elias kasabasında bir araya gelen PKK lideri Abdullah Öcalan ile Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) lideri Kemal Burkay arasında bir işbirliği protokolü imzalandı. (Rıdvan Akar, PSK lideri Kemal Burkay ile İsveç’te yaptığı röportaj, 12 ve 13 Ekim 2009 tarihlerinde, CNN Türk TV Gündemin Rengi programı.)
Protokol metninde; “Türk hükümeti barış istiyorsa, aşağıdaki acil adımları bir an önce atmalıdır” deniliyor ve; “Ateşkes yapılması, Olağanüstü Hal ve Bölge Valiliği sistemine son verilmesi, Kontrgerilla, Özel Timler ve Köy Korucularının dağıtılması, Kürt ulusunun varlığı ve haklarının anayasal güvenceye alınması, tüm antidemokratik yasa ve kurumların, idam cezasının kaldırılması, genel af çıkarılması, PKK ve PSK dahil, tüm yasaklı partilerin legal politik yaşama serbestçe katılımının sağlanması, Kürtçe eğitim, radyo-televizyon hakkının verilmesi, sürgün edilenlerin geri dönmelerinin sağlanması ve zararlarının karşılanması” isteniyordu. (Sinan Sungur, 12.10.2009, Odatv.com)
Bu tanıdık dayatmaların anlamı, “siz ülkenizi savunmayın ki, biz rahatça terör yapalım” değil mi? Evet. Acıdır; Köy Koruculuğu, anayasal güvence (kısmen), PKK’nın serbest siyaset yapması (BDP ve yandaşlar yapıyor) dışındaki isteklerin gereği yapıldı. İlginç değil mi?
Bugüne gelelim. Burkay: “BDP özerklik istiyor yani otonomi istiyor. Biz federasyon istiyoruz. Federasyon daha eşitlikçidir. Dünyada pek çok federal devlet var. Ne özerklik ne federasyon bölünme değildir. Bu hükümet Kürt sorunu konusunda gelmiş geçmiş en olumlu hükümet. Biz barışçıl çözümü esas alan bir partiydik. PKK ise şiddeti esas alan bir partidir” diyor. (CNN Tarafsız bölge programı, 6.8.2011)
BDP’den şikayeti var. Diyor ki; “Bir Ergenekon davasını bile desteklemediler. Halbuki bu dava Türkiye için bir şans. Çetelerden kurtulmak için bir fırsat... Birtakım liberal aydınlar daha sağlıklı yaklaşabildiler. Değişimden yana olan herkesin el ele vermesi lazım. Bu sol olur, emekçiler olur, işçi kesimi olur, Kürtler ve Aleviler, Müslüman inancı ağır basanlar olur herkes el ele vermeli.”
***
Burkay “federasyoncu” , PKK “özerkçi” imiş. Bunları biraz açalım.
Önce yetkisini coğrafi sınırlar içindeki bireylerden alan, birden çok federe devletçikler kurulacak. Bu devletçiklerin; siyasi ve hukuki varlığı değiştirilemeyecek, hükümeti, meclisi kendi kendini yönetme yetkisi olacak. Sonra dışa karşı kendi iradeleriyle bir federal (merkezi) devlet inşa edecekler. Bu birimler birbirine eşit olacak. Paylaşılan egemenlik, çok merkezli olacak. Milli savunma, dış ticaret, dış politika gibi konular federal/merkezi devlete, diğer konular federe devlete ait olacak.
Özerk yönetim ise, milli-üniter devlet yapısı içinde, belli konularda yetkileri olan özerk yönetim biçimidir. Merkezi devletin denetiminde, verilen yetkilere göre çalışır. Yetkiler geri alınabilir. Tüzel kişiliği yoktur.
***
SONUÇ:
Bir egemenlik milli (ulus) devlet ve üniter/merkezi yapıda kurulmuşsa, sonradan federal devlete dönüşmüyor. Bunun tek örneği Irak’tır. O da, 1.5 milyon insanın öldürülmesiyle mümkün olmuştur. Yarını belli değildir.
Ama federal yapıda kurulup da, sonradan milli-üniter devlete dönüşen çoktur. SSCB 15, Yugoslavya 5, Çekoslovakya 2 milli devlet oldu.
Yine eğer federal devlet, bütün federe devletleriyle birlikte, bir millet esasına göre (milli olarak) kurulmuşsa, ABD ve Almaya gibi, yaşama şansı vardır. Buna milli-federal devlet denir. Çok halklı veya etnik/ırk yapısında kurulmuşsa, ilk fırsatta dağılacak demektir. SSCB,Yugoslavya gibi.
PKK’nın “özerk Kürdistan” yönetimi ise, tamamen aldatmacaya dayanan, Barzani kukla yönetimi gibi; ordusu, meclisi, bağımsızlığı olan bir ucube yapıdır.
Dikkat: Kürtçülerin federal devleti veya özerk Kürdistan’ı, bir millete değil, çok etnisiteye/ırka dayalı devlet şeklidir. Maruz kaldığımız, silahlı veya silahsız bölücü saldırı, Türk Milletinden olmaya itirazdan çıkıyor.