Mersin İl Seçim Kurulu, dün Burhanettin Kocamaz’ın Demokrat Parti’den (DP) Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olamayacağına karar verdi.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, konuya ilişkin “Kocamaz belediye meclisi adayı olabilir” başlığıyla yayımlanan yazısında “Gelelim YSK kararına. Konu ortaya çıkınca Kocamaz’ın ancak bağımsız aday olabileceğini, ancak adaylık başvurusu da saatinde getirilmediği itirazı dolayısıyla Seçim Kurulu’na bırakılmadıysa önünde 2 seçeneğin olabileceğini söylemiştim. Anlaşılan o ki İYİ Parti İl Başkanı sadece geç vermekle kalmamış, işi sıkıya alıp, geç kalma durumunu başvuru evrakının üzerine de işletmiş. Bu durumda yapılacak herhangi bir şey yok… Çünkü YSK geçmiş kararlarında ne dediyse ondan vazgeçmemiş; aynı ilkelerle ilerlemiş” ifadesini kullandı.
YSK’nın buna ilişkin 326 sayılı kararını hatırlatan Sarıkaya, “Özetle diyor ki, eğer başvuru öncesi bu durum olsaydı aday olabilirdi. Kararlarının hepsi de Siyasi Partiler Kanunu’nun meşhur 40. maddesine dayandırılıyor ki, o madde de geç kalması halinde aday olamayacağına hükmediyor” dedi.
Sarıkaya şöyle devam etti:
“Bu durumda geriye tek bir yöntem kalıyor…
O da Kocamaz’ın Belediye Meclis üyeliği…
Kendisi böyle bir durumu kabul eder mi veya sahada bir önemi olur mu bilinmez…
Ancak yöntem basit…
DP daha önce adaylık başvurusunu yaptığı için 2 Mart tarihine kadar adayını değiştirebilir, Kanun buna izin veriyor.
Bu durumda DP, Kocamaz’ın adaylığı kabul edilmediği için siyasette adına “tavşan adaylık” denilen yönteme başvurup, bir başka kişiyi aday çıkarabilir.
Ardında da Kocamaz olur ve “ona verdiğiniz oy bana verilmiş sayılacak” propagandasını yapar
Kocamaz da Mersin Belediye Meclisi’nin birinci sırasından aday gösterilir.
Seçim bittikten sonra eğer DP’nin gösterilen adayı kazanırsa Başkanlık görevinden istifa eder, Kocamaz da birinci sıradan belediye meclisine seçildiği için yerine Başkan olur.
Şeytana şapkayı ters giydiren Ankara siyasetinde bu formül konuşulmuyor değil…
Olur mu derseniz, Nasrettin Hoca ile başladım onun koyun fıkrasıyla bitireyim…
Kuzular büyür, yünleri çalıya takılır, oradan toplayıp kirmende eğirir, yün yapıp kazak örerse, alanı da elbet bulunur…”