Bunlar niye?

Bunlar niye?

Deniz Baykal Adana'da referandum konuşması yapmak üzere 23 gün önce Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne spor salonu için başvurmuş, fakat 23 gündür cevap yok!

Arkadaşları Baykal'ın semt pazarında konuşmasını düşünüyormuş.

Meral Akşener'in hemen bütün gezi ve toplantılarına niye engeller çıkarılıyor? Hatta onu engellemek için bir valimiz bir günlük OHAL yasağı bile ilan etti!

Sinan Oğan'ın, Ümit Özdağ'ın toplantılarına saldıranlar bu cüreti nereden alıyor?

Evet toplantısı yapanlar hiç böyle sorunlarla karşılaşıyor mu?

MHP olağanüstü kongresini hatırlıyorsunuz değil mi? Yargıtay onaylamış, bir mahkeme "tedbiren" durdurmuştu; olabilir. Fakat tam bir yıl oldu, daha dosyadaki evrak tamamlanmadı!

Hiç bu kadar geciken tedbirli ve benzer bir dava olmuş mudur?

Taha Akyol / Hürriyet

***

Darbelerden sonra da böyleydi

------------------

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nin kantininde görevli iki kişi, kantini işleten taşeron şirket tarafından işten çıkarıldı.

İşten çıkarılmalarının nedeni, bir "hayır" afişinin önünde çektirdikleri fotoğrafı sosyal medyada paylaşmış olmaları.

MHP'den muhalif olduğu için ihraç edilen Isparta Milletvekili Nuri Okutan ile Meral Akşener'in Isparta'da düzenleyeceği miting de Merkez İlçe Seçim Kurulu tarafından yasaklandı.

Neden yasaklandığını biliyoruz, MHP'den ihraç edilen iki siyasetçi, referandumda hayır denilmesi için kampanya yürütüyor.

Öte yandan "evet" kampanyası ise önemli bölümü devlet bütçesinden karşılanmak üzere tam gaz devam ediyor.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar, devletin araç-gereçleriyle, halktan toplanan vergileri kullanmakta tereddüt göstermiyorlar.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların düzenledikleri mitinglere okullar tatil edilerek öğrenciler, mesaiye ara verilerek devlet memurları götürülüyor.

Son derece eşitsiz bir kampanya yürütülüyor ve seçimlerin "adil ve eşit şekilde" yürütülmesinden sorumlu Seçim Kurulu bile bu eşitsizliğe çanak tutuyor.

Anayasası böyle değiştirilen bir ülkeye "demokratik" diyebilir miyiz?

Böyle eşit olmayan şartlarda yapılan anayasa referandumlarını askeri darbelerden sonra görmüştük.

Bir de şimdi tanık oluyoruz.

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

***

Kimden feyiz aldıkları belli

-------

Cumhurbaşkanı, 18 yaşını bitirmiş ilkokul mezunları arasından istediği sayıda kişiyi Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakan olarak atayabilir.

1) Bunlar, (...) Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olarak Türkiye'yi yönetir.

2) 18 yaşını bitirmiş ve seçilmemiş bir ilkokul mezunu, Cumhurbaşkanı hasta olduğunda, seyahatteyken veya ölünce, tam yetkiyle yerine geçer.

3) (...) yargılanma hemen hemen olanaksızdır ve ayrıca hepsine ömür boyu dokunulmazlık sağlanmıştır.

4) Hükümet ya da Bakanlar Kurulu diye bir mecburiyet de yoktur; Cumhurbaşkanı istediği örgütlenmeyi yapar; isterse, hiç bakan atamaz, ülkeyi sadece yardımcılarıyla yönetir!

(...) Anayasa Referandumuna sunulan bu önerilerin hazırlanmasında "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum" diyen ve sonradan YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atanan Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı'nın fikirlerinden yararlanılmış olduğunu sanıyorum!

Emre Kongar / Cumhuriyet