Bulgar hükümeti, son aylarda sınırlarında yaşayan soydaşlarımıza öteden beri uyguladığı baskıları daha da arttırmış durumda. Rumen Radev’in başkanlık ettiği Bulgar hükümeti, Türkçe isimlerin ve Türkçenin yasaklaması gibi kimlik ve kültür asimilasyonunu hızlandırıcı girişimlerde bulundu. Bulgaristan’da yaşayan Türkler hükümetin tavrına ve girişimlerine sert tepki gösterse de Bulgarların her gün biraz daha yoğunlaştırdığı sert politikalar, soydaşlarımızın en temel hukuki haklarını bile tehdit eder hale geldi.
Türklerle ilişkiler açısından öteden beri sorunlu bir ülke olan Bulgaristan, hatırlanacağı üzere Komünist Lider Todor Jivkov döneminde de Türklerin adını ve dinini değiştirme girişimlerinde bulunmuştu. Merhume Emine Işınsu'nun Çiçekler Büyür adlı başyapıtında ölümsüzleşen Bulgaristan Türklerinin Jirkov döneminde yaşadığı zulüm hakkında o günlere tanıklık eden gazeteci Zentürk, Bulgaristan’daki Türklerin mücadelesi için vaktiyle yoğun mücadeleler verdiğini söyledikten sonra “Rahmetli Turgut Özal'la Bulgar sınırında mehter marşıyla yürümüşlüğümüz de vardır” diye konuştu.
"ORTAYA ÇIKAN HİÇBİR ŞEY YOK OLMUYOR"
Bulgaristan'da Türklere karşı zamanında komünist adı altında bir rejim tarafından yürütülen bir büyük baskı var idiyse onun devamcılarının da mutlaka var olacağının altını çizen Zentürk “Siyasette şunu gördüm bunca yıllık meslek hayatımda: bir şey ortaya çıkmışsa kaybolmuyor. Sadece kontrol altına alınabiliyor veyahut geçici bir süre için mazgallara saklanıyor, Naziler gibi… Ama bakın bugün Almanya'da, Almanya'nın ikinci büyük partisi bir Nazi Partisi. Almanya için alternatif bir aşırı sağ… İşte Hitler vardı, yoktu, öldü gitti, falan filan derken işte Almanya'da da o çıktı” dedi.
Bulgaristan'da Jivkov dönemindeki gerginlik yatıştan sonra ülkede hatırı sayılır bir nüfusa sahip olan Türkler, kendilerine ait Hak ve Özgürlükler Partisi'ni kurup mücadelelerine siyasi arenada devam etme hakkına eriştiler. Fakat ne olursa olsun Bulgarların aşırı sağ eğiliminin sonlanmayacağını savunan Zentürk, “Şimdi Diriliş Partisi var mesela. Bulgarların aşırı sağcı partisi: Anti Türk, Anti Müslüman, Anti NATO, Anti Avrupa Birliği: ‘Yaşasın Vladimir Putin!’ … Böyle bir parti var mesela ve sanıyorum 240 sandalyeli Bulgar Parlamentosu’nda da 34 sandalyeleri var bunların” diye konuştu.
Bulgaristan’daki söz konusu sağcı partinin yanı sıra savaş eğitimi almış bir milis teşkilatının da mevcut olduğunu iddia eden Zentürk “Yaşasın Vladimir Putinciler Grubu böyle bir grup var” diye konuştu.
"HER ÜLKENİN BİR MAFYASI VARDIR, BULGARİSTAN'DA MAFYANIN BİR ÜLKESİ VARDIR"
Avrupa'ya doğru Türkiye üzerinden gerçekleşen büyük Suriye göçü yaşandığı zaman, Bulgar sınırında Müslüman Suriyeli ve Türkleri avlamalarıyla meşhur BNO Şipka ve Vasilevski Askeri Birliği’nin varlığına dikkat çeken gazeteci, International Herald Tribune Gazetesi’nde çıkan bir manşeti okuyucularıyla paylaştı.
Gazetede çıkan “Her ülkenin bir mafyası vardır ama Bulgaristan'da mafyanın bir ülkesi vardır” manşetini bir gazeteci olarak çok beğendiğini ve hiçbir zaman unutmadığını dile getiren Zentürk, “Kara paranın falan harmanlandığı bir ülke olduğu için Bulgaristan hukuku da ona göre şekillenmiş ve mesela bu iki aşırı sağcı Putin yanlısı, Rusya yanlısı olduklarını saklamayan milislerle ilgili olarak birkaç kere savcılar hele hele bir keresinde askeri savcılık harekete geçti fakat hiçbiri bir sonuç alamadı ve bunlar Ali kıran baş kesen Türkiye Bulgaristan sınırında hala boruları öten bir kimlikte yaşıyorlar” diye konuştu.
Fakat son olarak Varna Başsavcılığı tarafından, NATO'dan gelen baskılar sonucu, söz konusu Rus yanlısı silahlı iki milis teşkilatı hakkında çok ciddi bir iddianame hazırlandı. Bu iki milisi bir tür askeri kalkışma ve darbe potansiyeli olarak gören NATO, Bulgar hükümetine bu tarz aşırı sağcı ve daha da önemlisi Putin yanlısı grupların yok edilmesi için ciddi baskı uyguluyor. İşte bunun sonuncu olarak Bulgar hükümeti, Putin yanlısı aşırı sağcı grupların köküne kibrit suyu dökmek için harekete geçmiş durumda.
"AVRUPA'YI TÜRKİYE SINIRINDA KORUYORUZ"
Bulgaristan’daki gelişmeler hakkında “Türk toplumu açısından rahatlatıcı bir gelişme bunu söyleyeyim. Türkiye açısından da rahatlatıcı. Düşünsenize karşınızda bir NATO müttefiki var ama silahlı adamlar cirit atıyor ve bizim de Avrupa'yla bağlantımızda Bulgaristan, ana geçiş rotamız. Almanya'da ve Fransa'da yaşayan Türk azınlık aileleri ile beraber buradan geçiyor” yorumunda bulundu.
Vladimir Rusev’in “Mültecilerin hepsi radikal İslamcı. Onları sınırda durdurmazsak yarın evimizin önünde buluruz, kadınlarımıza tecavüz ederler. Biz aslında Avrupa'yı Türkiye Cumhuriyeti sınırında koruyoruz. Kendi halklarının içine bunları sokanlar vatana ihanetten yargılanmalıdır” sözlerini de gündemine taşıyan Zentürk sözlerini “Hem Almanya'daki aşırı sağ gruplarla hem de doğrudan Kremlin'le olan bağları. Zaten Rusya lideri Vladimir Putin'i Avrupa aşırı sahanın destekliyor olması bence siyaset biliminde üzerinde çok çalışılacak ve kitaplara konu olacak bir mevzu. Bu bir tesadüf olamaz. Demek ki Avrupa demokrasisi açısından çok ciddi büyük bir kriz yaratma eğilimi olan bu grupları Rusya ayrıca mali açıdan da destekliyor olarak gözüküyor. O yüzden dikkatle takip etmekte yarar var Türkiye Bulgaristan sınırını” diye sonlandırdı.