Bugünkü Ulemalar!
Tarihte bilim adamlarımızla ilimde fende, sanat, mimari ve sağlıkta buluş ve icatlarla ünlenen biz Türkler, maalesef Osmanlı'nın son dönemlerinde "saray ulemalarının" tesiri ile bu özelliklerimizi yitirip büyük devlet olma vasfını da kaybetmiştik. O tarihte bu kaybın ana nedeni, devletin başına musallat olan "ulema takımı" idi. Kendileri Türk kültürüne uzak vasıfları ile, "yağmuru depremi, salgın hastalığı bilim dışında izaha kalkışmış" hatta devrin padişahını da etkileyerek bazı keşif ve matbaayı da engellemişlerdi. Bu takımın 1630 yılında Galata Kulesi'nden yıldızların hareketini izleyen Takiyüddin Efendi'nin çalışmasını "zinhar günahtır.", "Böyle davranan bir çok ülke batmıştır" gerekçesiyle III. Murat'a rasathaneyi yıktırdıklarını, yine Galata Kulesi'nden Üsküdar'a uçarak geçen Hezarfen Ahmet Çelebi'nin bu başarılı çalışmasını IV. Murat'ı doldurarak engellediklerini bilmekteyiz. Dün büyük bedeller ödeyerek kurduğumuz genç Cumhuriyetimizde de aynı hatalara düşmemek adına Türk sporundaki yanlışları zaman zaman izaha çalıştık. Bugün de Türk sporunun başına musallat olarak hatalı davranışlarla spor sistemimize patinaj yaptıran devrin modern ulemalarından bahisle başarısızlıklarını arz ettik.
***
Bu uydurma "siyasi husumet tohumlarını" 2003 yılında Türk sporunda saçarak, siyasileri yanıltanların da bu devrin ulemaları olduğunu söyledik. Kimseyi inandırabildik mi bilmiyorum. An itibarı ile de eski ulemanın yeni versiyonlarının, Türkiye'de mevcut sağlık kurulunun görüş ve tavsiyesini almadan, spor faaliyetlerinin hangi tarihte başlayacağını açıklamak yanlışlığına düştüklerini belirtmek istiyorum. Sen böyle bir çaba yerine önce TFF'nin sağlık kuruluna sordun mu? Sordunsa bu melun korona salgınında kaç kulüp sporcusunun korona testine tabi tutulduğunu, sonucunun ne olduğunu biliyor musun? Kaçı pozitif kaçı negatif? Bu sonuca göre, yol haritan ne? Bir çalışman var mı? Yok. Yoksa ligin ne zaman başlayacağı açıklamaları hikaye. Gelelim sporda başarı kriterlerinden olan olimpiyatlardaki klasman sırasına. Ya da futbolda Dünya kupası veya UEFA şampiyona sıralamalarına; Türkiye 1988 Seul'de 29'uncu, 1992 Barcelona'da 23'üncü, 1996 Atlanta'da 18'inci, 2000 Sidney'de 26'ıncı, henüz mirasımızın yendiği 2004 Atina'da 22'inci, 2008 Pekin'de 41'inci, 2012 Londra'da 44'üncü, 2016 Rio'da 41'inci sırada. Türkiye 2002'de ise futbolda dünya üçüncüsü, Galatasaray 2000 tarihinde UEFA şampiyonu. Şimdi soruyorum. Türk sporu bizim yönettiğimiz 1996/2003 arası mı başarılı? Yoksa mirasımızın yendiği 2004 olimpiyatlarından bugüne mi daha başarılı? Koy elini vicdanına söyle!