Bugün cumhuriyet??!

Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı zaferle sona erdikten sonra, 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya’da arkadaşlarına aniden “Beyler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedi. Orada bulunan babam Kılıç Ali anlatmıştı: “Gerçi Atatürk’ün, yıllar önce Selanik’te, genç bir subayken arkadaşı Salih’e (Bozok), çöken Osmanlı Hanedanı’nın yerine Cumhuriyetin kurulması gerektiğini söylediğini biliyorduk ama ’Yarın’deyince şaşırdık.”
Ertesi gün 29 Ekim 1923’te TBMM Genel Kurulu’nda Mustafa Kemal’in teklifiyle, “Yaşasın Cumhuriyet” nidalarıyla, “Cumhuriyet” ilan ve kabul edildi.
Muhalifler homurdandılar ama, O’nun çelik iradesi karşısında dayanamadılar... Hatta Gazi’nin, Osmanlı Hanedanı’na bağlı ve bağımlı olan bazı arkadaşları da fazla ses çıkaramadılar.
Mustafa Kemal engin vizyonuyla çok iyi tanıdığı halkının karşı çıkmayacağını, cumhuriyet için, zamanın tamam ve zeminin müsait olduğunu biliyordu... Mustafa Kemal, iki yıl önce, 1921 Anayasasının birinci maddesi olarak “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” hükmünü koymakla “Cumhuriyetin” işaretini vermişti.

***


Türkiye Cumhuriyeti oylamayla, Meclis’te müzakereler sonucu çoğunluk tarafından kabul ve ilan edildi. Sözde aydınların muhalefetine, hatta halkın çoğunun ilgisizliğine, direnmesine rağmen ilan edildi. Şimdi 88 yıl sonra, aynı tür aydınlar, yalakalar, 2. Cumhuriyetçiler ve “Neo Osmanlıcılar” tarafından yeni Anayasanın “referandumla” kabul edilmesiyle yıkılmak isteniyor... Halkımızın çoğunluğu da aymazlık içinde; en azından ilgisiz...
Atatürk’ün, Cumhuriyetin “ilelebet
pâyidar” olacağı umudu -bana kalırsa-
Anıtkabir’in kubbesinde bir “seda” olarak kalacak!

***


Mustafa Kemal Atatürk, herşeyi görmüştü de, “ilelebet pâyidar” olacağına inandığı Cumhuriyetin, -ileride bir gün- Onuncu Yıl hitabesinden 78 yıl sonra, hayatının sonuna kadar mücadele ettiği, cumhuriyet ve devrim düşmanları ve yobazlar tarafından yıkılacağını, herhalde tahmin etmemişti... Ama “ahvâl ve şerâit” gene aynı bugün!..

***


Ve “Bugün” iktidarda olanlar, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar Anıtkabir’e gidecekler ve Atatürk’e, Cumhuriyetine bağlılıklarını gene deftere yazacaklar. Fakat gerçek şu ki takiyye yapacaklar... Atatürk’e, Cumhuriyetine gönülden bağlı olmadıkları geçmiş sözleri ve icraatlarıyla sabit. Kısacası, bugün iktidarda olanlar, zihniyet, “ef’al” ve davranışlarıyla, emelleriyle Atatürk’ün Cumhuriyetinin “başına oturmaya” lâyık değiller...

***


“Ey Atatürk; her şeyi gördün de bugünleri neden görmedin?” diyecektim ama, O bu “ahvâl ve şerâiti” de görmüş ve Cumhuriyetini, Türk gençliğine emanet etmişti. Şimdi onlar nerede?..
Ben Cumhuriyetle yaşıtım; miadım dolmak üzere; fakat Cumhuriyetin adının “ilelebet” durması gerek. Benim bu yaşımda öfkelenmekten başka yapabileceğim bir şey yok... Ama “gençlere, Bursa Nutku’nu” okumalarını tavsiye ederim...
NOT: Tahmin ettiğim gibi bugün Cumhuriyetin 88. yıldönümünde Ankara’da ve bütün ülkede resepsiyonlardan başka geçit resimleri de iptal edilmiş. Deprem bahane... Acaba aynı felaketlerden sonra Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da ve Japonya’da önemli yıldönümlerinde mesela; 14 Temmuz törenleri iptal edildi mi, edilir mi?
Hoş; bizde şimdi “cumhuriyet” iptal edilecek!.. Törene ne gerek var...

Yazarın Diğer Yazıları