Bu ülkeyi sevenler şunu kesinlikle yapmaz

Bu ülkeyi sevenler şunu kesinlikle yapmaz

Hazırlayan: Timuçin MERT

KİM Kİ... 'Adalet Yürüyüşü'nü, 15 Temmuz'a karşı bir hareketmiş gibi göstermeye kalkıyor...

Bu yürüyüşün özündeki "adalet", sadece "adalet" talebini amacından saptırmaya, karalamaya kalkıyorsa...

Bilin ki ülkesini sevmiyor... Bilin ki bu ülkede gerçek bir demokrasinin yerleşmesini istemiyordur...

KİM Kİ... 15 Temmuz anma haftasını, 'Adalet Yürüyüşü'ne misilleme haline getirmeye kalkıyor...

O gün oluşan demokrasiye sahip çıkma ruhunu, amacından saptırmaya, onu bir tarafın gövde gösterisi haline getirmeye çalışıyor...

Bilin ki ülkesini sevmiyordur...

Bilin ki bu ülkeye gerçek bir demokrasinin gelmesini istemiyordur.

Bu halkın yüzde 70'inden fazlası, ülkenin bir numaralı sorununun "adaletsizlik" olduğuna inanıyorsa...

'Adalet Yürüyüşü' bu halkın vicdanının sesi demektir...

Bu halkın ezici çoğunluğu 15 Temmuz gecesi askeri darbeye karşı çıkmışsa...

15 Temmuz direnişi hepimizin ortak vicdanının sesidir...

Ve Türkiye'nin gerçek demokrasisinin tarihi, ancak, bir temmuz günü adalet için yola düşenlerle, bir temmuz gecesi yola düşenler tarafından birlikte, el ele yazılabilir.

Ertuğrul Özkök Hürriyet

***

Demokrasi nöbeti neye hizmet edecek?

---------

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 15 Temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğratılmasının yıldönümü nedeniyle "demokrasi nöbetlerinin" yeniden başlayacağını ve Cumhurbaşkanı'nın da bu nöbete bizzat katılacağını açıkladı.

"Demokrasi nöbeti" ne kadar sürecek söylemedi ama etkinliklerin bir hafta süreceğini açıkladığına göre, bunun da bir hafta süreceğini varsayabiliriz.

15 Temmuz'da Türkiye gerçek bir çöküşün eşiğinden döndü.

Bunda en büyük pay sahipleri de kuşkusuz ki o gece Cumhurbaşkanı'nın çağrısıyla sokaklara dökülen ve darbecilere direnen kitleler oldu. Şehitler verildi, birçok insan yaralandı.

Ama artık o aşamayı geride bıraktığımızı düşünüyorum.

Hâlâ darbe endişesi taşıyanlar var ama bunun maddi bir temeli görünmüyor.

Ordudaki ve Emniyet'teki Fetullahçı çete büyük ölçüde temizlenmiş durumda ve 15 Temmuz'da halkımız böyle bir girişime geçit vermeyeceğini de gösterdi.

Ama bu demokrasi için nöbet tutulmaması gerektiği anlamına da gelmemeli.

Sorun, bu nöbetin hangi amaca hizmet edeceği ile ilgili.

Meydanlarda gerçek bir demokrasi talebi dile getirilecek ve o amaçla mı toplanılacak yoksa "15 Temmuz Anayasası" ve olağanüstü hal kararnameleri ile demokratik hakların neredeyse toptan yok edilmesine yönelik bir destek mi olacak?

Bu nöbet, darbe girişimi karşısında bütün unsurlarıyla el ele veren bir halkın yeniden birleşmesine mi hizmet edecek, yoksa halkımızı bir kez daha kamplaştırıp bölmeye mi?

Bu nöbet, düşünce özgürlüğünün bütün kısıtlamalardan kurtulmasını mı talep edecek, sadece tek bir fikrin seslendirilebildiği bir ortamı mı besleyecek?

Bu nöbet gerçek bir demokrasi nöbeti mi olacak, iktidar partisinin kendisi dışındaki herkesi "Fetullahçı ve bölücü" diye ötekileştirmesine mi hizmet edecek?

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Yeni milliyetçi parti tutar mı?

---------

MHP'den kopanları kastediyorum.. Meral Akşener öncülüğünde kurulacak yeni parti tutar mı?

Sokakta karşılığı var..

Büyük araştırmalar yapmaya gerek yok; üç-beş kişiyle konuşun yeter..

***

Peki işi kolay mı?

Değil..

Aslında hem zor, hem kolay..

Yeni parti kurmak zordur, teşkilatlanmak meşakkatlidir anlamında söylemiyorum..

Akşener üzerinden itibarsızlaştırma kampanyası başlayacaktır..

İktidarcıların  kalemi kılıç olacaktır..

Dayanmak için, çelik gibi sinir ister.. Sabır ister..

Bu açıdan işleri zor..

***

Kolay yanı da şu..

BİR: Akşener'e vuruldukça güçlenecek..

İKİ: İktidar partisinin gölgesinden kurtulmak isteyen milliyetçi/muhafazakar kadroların gideceği adres olacak..

***

Şu notu da düşmem gerek;  2019 normal seçim olmayacak.. Referandumun referandumu olacak?

Siyasetin havası, ittifakları çok farklı olacak..

Dünün bilgileriyle açıklamak zor..

Mehmet Tezkan Milliyet

***

Kızmak çözüm değil

---------

Siyasi iktidarın son günlerde en belirgin özelliği herkese "kızmak" ve herkesi "vatan haini" ilan etmek!

"Adalet" arıyoruz diye "yürüyenlere" kızıyorlar.

 (...) "adalet" arıyoruz diye yürüyenlere "hoşgörü" ile bakanlara da kızıyorlar.

Onları da "vatan haini" gibi görüyorlar.

 (...) Üstelik siyasi iktidarın bu "hırçın tavrı" kendi tabanında hüsnü kabul görmüyor.

Pek çok iktidar yanlısı bu kızgınlığı "fazla abartılı" buluyor ve açıkça karşı çıkıyor.

(...) Çünkü iktidara her karşı çıkışı "Kandil ve Pensilvanya" ile "bağlantılı ya da paralel" olarak görmek hiç de sağlıklı bir yaklaşım biçimi değil!

 (...) İnsanları çok "sıkboğaz etmek" ve "hareket edemez" hale getirmek kediyi köşeye sıkıştırmaktan farksızdır.

Köşeye sıkıştırılan kedi kurtulmak için sonunda nasıl üzerinize saldırırsa insanlar da bu hale gelebilir.

Zeki Ceyhan Milli Gazete