Bu sırada kırlarda, dağlarda...

Eski kovboy filmlerinde, kasabanın barında kan gövdeyi götürür, kovboylarla haydutlar dövüşürken araya bir yazı girer: “Bu sırada çiftlikte.” Çiftlikte, şerif ile sevgilisi, asude bir hayat yaşarken, kasabadan haber gelir... Şerif, tabancalarını kuşanır, atına atlar, kasabaya gider ve haydutları tek başına haklar!
Şu sırada biz, kasabadaki kasetlerle filan uğraşırken biri birimizle, “iyi adamlar”, “kötü adamlarla” dövüşürken “çiftlikte”, dağlarda ve kırlarda olanları ve olacakları unuttuk; oralarda da kan gövdeyi götürüyor! Nefeslerimizi tutarak, sonraki bölümü bekliyoruz... “Mutlu sonla” mı bitecek yoksa “tekmilini” mi bekleyeceğiz?
Aslında Türkiye’de vizyonda olan “filmde”; çiftlikte, kasabada her yerde iyi adamlara, göğüsleri yıldızlı “şeriflere” karşı, karanlık yüzlü haydutlar var...
Alegori ve gerçek...
Bu kadar “alegori” yaptıktan sonra gerçeklere gelelim... Naçizane, ben ve benim gibi birkaç kişi, hep yazdık, yazıyoruz; bugün olanlar, Türkiye üzerinde oynanan “Büyük Oyunun” perdeleri, sahneleri... Bu sahnelerde konu, başoyuncuların ABD’nin, AB’nin çıkarları ve planları... Türkiye figüran; kullanılacak, kullanılamazsa sahneden itilecek. Bu planlara engel olanlar -asker veya siyasetçi- bertaraf edilecek! Daha güncel ve somut ifade edeyim: Baykal’a karşı son komplonun ucu ve ipi -teknolojisi- dışarıdan! Baykal onların emellerine, mesela, “Birinci Tezkere” konusunda olduğu gibi engel teşkil ettiği için istenmeyen adam... Tasfiye edilmeli! Daha büyük çapta, TSK’nın yıpratılması, millet indindeki güveninin ve saygınlığının sarsılması gerekir! “Ergenekon kapsamı” da bu oyunların parçasıdır... Daha özetle: Türkiye bugün, “Büyük Oyunun” ve bunun en büyük parçası, “Büyük Kürdistan’ın” kıskacındadır. Esas gerçek bu olunca, gerisi -açılım-maçılım, paket-maket- teferruat!
Bugün ülkemiz; siyaseti, partileri, demokrasisiyle ve ordusuyla, manen en zayıf durumunda. Düşmanlar, eğer bu durumu kendileri tezgâhlamadılarsa, bu zafiyetimizden yararlanırlar!
Ve tam bu sırada dağlarda, kırlarda tehlikeli gelişmeler var. Bahar geldi, PKK çiçek açıyor... Eşkıya Karadeniz bölgesine kadar inmiş... Onlarla şehit, gazi veriyoruz... Hani artık “açılımla” analar ağlamayacaktı? Aksine “açılım” çok pahalıya mal oldu, PKK’yı azdırdı... Öyle ya, siz tehlikenin aslını, bölücülerin/PKK’nın asıl amaçlarını “Büyük Kürdistan” hedefini, görmezden gelir ve bu sorunun aş-iş,kültürel haklar, Kürtçe eğitim, Kürtçe TV ve radyo ile çözüleceğini sanırsanız, ancak kendinizi aldatırsınız ve de ülkenin bölünmesini, Ahmet Kaya nağmeleriyle hazırlamış olursunuz! Buna eşkıyalar da güler...
Operasyonlar
Türk Ordusu şimdi, PKK’yı temizlemek için Karadeniz kıyılarına kadar yayılan bölgede, büyük bir operasyon yapmakta... Buna karşılık, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘Operasyon yapılırsa, tankların önünde dururuz’ (yani PKK eşkıyasına etten siper oluruz) diye Türk Ordusuna meydan okudu... Düşünün; “Ahmet Türk” gibi, “Türk” olmayan bu Kürt Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde TSK’ya meydan okuyor! Şehit cenazelerinde yükselen sesler haklı: “PKK Mecliste-Asker Hapiste”! Çok acı olmasaydı çok hazin ve utanç verici bir durum! PKK sadece Meclis’te değil, malum bir kısım medya onlara yandaş! Onlar da, Orduyu yıpratmak, mücadele gücünü kırmak için, ellerinden geleni, arkalarına
“koymuyorlar”... Mâlum gazetede, mâlumlardan Mümtaz’er Türköne -hani şu, Türk Ordusunu lağvedip, “Nizam-ı Cedit” kurmayı öneren zat- soruyor “Kaybettiğimiz şehitlerin komutanları neden muhakeme edilmiyor?” diye! Bu sorularıyla, dillerinin altında ne fesatlar olduğu malum!
Asıl soru
TSK, “Bahar operasyonunda” eşkıyaya muhakkak büyük darbe vuracak, inlerini, mühimmat depolarını yok edecek... Ya sonra? Kendilerini kurtarabilenler, Kuzey Irak’taki asıl yuvalarına sığınacaklar; gelecek bahara kadar! Ana üsleri, karargâhı orada, Kandil Dağında. Komutan, Karayılan ve “uzaktan kumandayla” İmralı “mahkûmu” PKK onursal başkanı APO! Bu böyle olduğuna göre PKK, “Büyük Kürdistan” sorunu, devlet içindeki bazı aklıevvellerin önerdikleri gibi, Barzani’nin yardımı, APO’nun arabuluculuğu ile mi çözülecek?
Eğer Demirtaş, 16 Mayıs’ta meydan okumasını gerçekleştirirse ve Türk Ordusunun harekâtına engel olmaya kalkışırsa ne olur?
Yapılması gereken, eşkıyanın Kuzey Irak’taki yuvalarını, karargâhını, vurup yok etmektir. TSK, Türk uçakları, ABD’den icazet beklemeden ve almadan bunu yapmaya kadirdir... AKP Hükümetinin düğmeye basması söz konusu değil, engel olmasın yeter!

Yazarın Diğer Yazıları