Bu olay düğünden öte sosyolojik bir vaka… "Plastik gibiler... Ne doğada yok oluyorlar, ne de rezil!.."

Bu olay düğünden öte sosyolojik bir vaka… "Plastik gibiler... Ne doğada  yok oluyorlar, ne de rezil!.."

Habertürk yazarı Oray Eğin, Gazeteci Hasan Cemal’in kızı Defne Cemal’in düğününü köşesine taşıdı.

“Bu düğün aynı zamanda Hasan Cemal ve liberal çevresi için bir anlamda hala yıkılmadıklarını, ayakta olduklarını kanıtlayacak bir gövde gösterisi fırsatıydı” diyen Eğin, “Bunu büyük ölçüde başardıkları da ortada. Zira Türkiye’nin son 20 yılındaki türlü çarpıklıklara doğrudan ve dolaylı destek olmuş, hatta birçoğu bu çarpıklıklarda aktif rol almış isimlerin hala kamusal alanda dolaşabilmeleri gerçekten de plastik gibi kolay yok olmadıklarının kanıtı. Ne de olsa Türkiye’de rezil olunmuyor” ifadelerini kullandı.

Eğin’in Bir "nepo baby" düğün gecesi başlıklı yazısından ilgili kısım şöyle:

“20 SENE ÖNCESİNİN EN ETKİLİ İSİMLERİYDİ”

Geçtiğimiz günlerde bütçe kaygılı isimlerin Çırağan Sarayı olarak nitelendirebilecek İstanbul’daki Armada Otel’in terasında son yılların en geniş katılımlı medya zirvesi gerçekleşti. Aslında davetteki isimlerin birçoğu şu anda aktif olarak medyada yer almıyor. Ama bir 20 sene öncesinin en etkili isimleriydi. Bu açıdan nostaljik bir buluşmaydı da Armada’daki.

Aydın Doğan, Murat Belge, Yasemin Çongar, Ahmet Altan, Cengiz Çandar, Mehmet Y. Yılmaz, Zafer Mutlu gibi isimlerin aynı ortamda bir araya gelmesinin nedeniyse bir medya buluşması değil Hasan Cemal ve Ayşe Sözeri Cemal çiftinin kızının düğünüydü. Davete dair detayları gecenin diğer konukları Ertuğrul Özkök ve Tuğrul Eryılmaz’ın yazılarından okudum ve bir an kızı değil de acaba Hasan Cemal’in kendisi mi evleniyor diye düşündüm.

“ELE GÜNE KARŞI BİR GÜÇ GÖSTERİSİ”

Yaş ortalaması en iyi ihtimalle 70 olan bu konuk kitlesi New York’ta okumuş sanatçı Defne Cemal ve Amerikalı sanatçı eşinin arkadaş çevresi olamaz, değil mi?

Düğünlerin gerçek dinamiğinin nasıl işlediğini bilmiyorum. Ama görebildiğim kadarıyla Türkiye’de düğünler damat ya da gelin için değil anne ve babalar için yapılıyor. Sınıf, dünya görüşü, ekonomik katman da fark etmiyor. Konuklar hemen her zaman Türk anne-babalar tarafından belirleniyor, hatta çoğu zaman evlenenlere dayatılıyor.

Özellikle belli bir konuma gelenler için düğün sadece çocuklarının mutlu günü değil, ele güne karşı bir güç gösterisi de. Yoksa 1997 doğumlu gelin Defne Cemal’in 1936 doğumlu babasının eski patronu Aydın Doğan’la ne gibi bir ortak yönü olabilir.

“TÜRKİYE’DE REZİL OLUNMUYOR”

Bu düğün aynı zamanda Hasan Cemal ve liberal çevresi için bir anlamda hala yıkılmadıklarını, ayakta olduklarını kanıtlayacak bir gövde gösterisi fırsatıydı. Bunu büyük ölçüde başardıkları da ortada. Zira Türkiye’nin son 20 yılındaki türlü çarpıklıklara doğrudan ve dolaylı destek olmuş, hatta birçoğu bu çarpıklıklarda aktif rol almış isimlerin hala kamusal alanda dolaşabilmeleri gerçekten de plastik gibi kolay yok olmadıklarının kanıtı. Ne de olsa Türkiye’de rezil olunmuyor.

Demek ki liberallerinin günahları da zamanaşımına uğradı ve çoktan unutuldu. Hiçbir konuğun tereddütsüz katılımı olmaması arkadaşlıkla kumpası ayırabilecek kadar olgun olduklarını gösterdi bize.

Anne-babaların düğün hırsının farklı motivasyonları olabilir. Düğüne katılan bazı isimlerden öğrendiğim kadarıyla gelin Cemal bizzat konukları arayarak davet etmiş. Bu da ortada bir ebeveyn dayatması olmadığını, bu göç gösterisinden ailece memnun olduklarına işaret ediyor.

Ne de olsa bazı “nepo baby”ler görünmez olmayı tercih eder, bazıları ise ayrıcalıklı konumlarından sonuna kadar istifade eder. Gelin, ikinci kategoriye giriyor.