Bu müsamere ne zaman biter?

Artık gerçekten çok üzülüyorum.

Koskoca ülke hızla batıyor ve kimse sesini bile çıkartamıyor.

Bugün Türkiye'de tam bir müsamere tertiplenmektedir.

Oyunun adı ekonomi.

Ekonomide kriz yok deniliyor ama kendilerince tedbirler alınmaya çalışılıyor. Enflasyon son 15 yılın en yüksek rakamı çıkıyor, alınan tedbirler dev yangına su tabancası ile müdahale etmek gibi.

Hükümet doğal gaza yüzde 50 zam yapmış, elektrik yüzde 45 zamlı ama iş adamlarıyla birlikte yüzde 10 indirim kampanyası düzenleniyor.

Tam bir komedi.

Koca koca adamlar sahneye çıkmış, yüzde 10 indirim yapacağız diyorlar.

Gerekçesi ise enflasyonla mücadele.

Dünyanın neresinde bu şekilde bir enflasyonla mücadele programı var.

Enflasyonla mücadele, ekonomi kurallarıyla olur. İşi bilen iktisatçıların ve dahası o ülkenin Merkez Bankası'nın hazırlayacağı programlarla yapılır.

Peki bu kadar iş adamı neden sahneye çıktı.

Mecburlar da ondan. Çünkü eğer çıkmasalar hain ilan edileceklerdi.

Hainlik suçlaması, Türkiye'de yeni moda. Hükümetin yaptıklarına karşı çıkarsanız, bir anda hain ilan ediliyorsunuz.

İhanet ve hainlik.

En kolay yapılan suçlama.

Hayatı, sermaye piyasalarının içinde geçmiş ve dünyaca saygın analist Atilla Yeşilada, bir bankanın yurt dışı borçlanmasının yüksek faizle yapıldığını yazdığı için adeta hain ilan edildi. Banka bir yıl öncesine göre yüzde 100 daha fazla faiz ödeyerek borçlandığını yazdı diye kıyamet koptu. Bunu yazmanın neresi hainlik olsun ki?

Olumsuz hiçbir şey yazılmayacak! Yazarsan hainsin!

Bugüne kadar hazırladığı raporlarla Türkiye'ye çok ciddi fon akışı sağlayan bu analist resmen linç edildi.

Böyle bir ortamda kim yüzde 10 indirim yapmıyorum diyecek ki?

Ne kadar sağlıklı

1 kilo domatesin bile yüzde 200 fiyat artışı ile 10 liraya satıldığı bir ortamda yüzde 10 indirim hayatımıza nasıl yansıyacak?

Ortada litresi 7 lira olan bir benzin gerçeği var ki önümüzdeki günlerde artacağına eminim. Yüzde 45 artmış bir doğal gaz var, yine yüzde 50'ye yakın artmış bir elektrik var. Bu üçlü, Türkiye'de üretimin maliyetini artıran en önemli unsur. Yani enflasyonun ana kaynağı bu iki kalem zaten. Bunun kontrolü de devletin elinde. Tüketici ile üretici fiyat artışının arasında yüzde 20'den fazla fark var. Bu şu anlama geliyor üretici maliyetinin altında zam yapmış. Şimdi bir de üstüne yüzde 10 daha indirim istiyorsun.

Bu tür programlarla sadece kendimizle dalga geçirtiyoruz. Bizim bu hale düşmemizin tek nedeni, liyakat!

İşin ehli olan insanlar bugün geri plana itildi.

Sadece geçen yıl 250 bin genç beyin, yurt dışına gitti. Türkiye'de ekonomik göçün yanında aynı zamanda insan kaynağı yani beyin göçü de yaşandı.

Artık daha ne söyleyelim ki!

Sonuç olarak ortada halkın bir tercihi var ve susmak zorundayız.

Dediğim gibi Türkiye'de bir müsamere oynanıyor ve herkes seyrediyor.

İşin garip yanı bu müsamereye oyuncu olarak katılanlar da her geçen gün artıyor.

Yazarın Diğer Yazıları