Bu milletin çimentosu Türklük ve Atatürk'tür!

Bu milletin çimentosu Türklük ve Atatürk'tür!

Usta gazeteci Rahmi Turan yeni kitabı, "Söz konusu Vatan İse" ile ülkemizin birlik ve bütünlüğünü tehdit eden tehlikeleri deşifre ederken tarihe not düşme görevini de başarıyla yerine getiriyor.

Her vatanseverin hislerine tercüman olacak çok önemli tespitlerde bulunan Rahmi Turan'ın referanslarını ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten alması kitabın değerini daha da artırıyor. Kitabını, "Bir devre tutulan ayna" olarak niteleyen Rahmi Turan değerlendirmelerini şöyle sürdürüyor:

"Sözler uçar, yazılar kalır! İleride genç kuşaklar, bu ülkenin hangi badirelerden geçtiğini, birliğimizi yok etmek isteyenlerin alçaklığını, ülke olarak ne tehlikeler atlattığımızı bu ve bunun gibi kitaplardan öğrenecektir. Aynalar yalnızca gerçeklerden korkmayanların dostudur. Günümüzün siyasetçileri ise aynada kendilerini gördükleri vakit kızıp köpürürler... Aslında aynalara kızılmaz ama... Akıl körelince, gözlerin yararı az oluyor! Yoksulluk, gericilik, ıstırap ve çile insanlarımızın kaderi değil. Böyle bir kader olamaz! Aklımızla görmemiz, kalbimizle duymamız gerekiyor. Ulus olarak bizi aklımız kurtarır!  Akıl para ile satılmaz ama en çok para eden de odur. Ülkemizde güven depremi olduğu için ekonomi çarkı da, siyaset de iyi işlemiyor. Hep atıp tutuyor, gerçek olmayan refah ve mutluluktan söz ediyorlar... Gerici zihniyet bir yandan, bölücüler öbür yandan ülkemizi sıkıştırıyor. Dünyada belki de haini en bol olan ülkeyiz.  İçimiz-dışımız hainle dolu! Hedefleri Türk milletini, Atatürk'ü, Atatürk ilkelerini ve bayrağımızı yok etmek ama asla başaramayacaklar!"

Milletin çimentosunun 'Türk' adı ve 'Atatürk' olduğunun altını çizip "Ve beton çok sağlamdır!" diyen Rahmi Turan'ın "Söz konusu Vatan İse" kitabındaki konu başlıklarından bazıları şunlar:

*Atatürk'e veda, bu devletin sonudur!

*Bir Atatürk daha lazım olacak!

*Kurtuluşumuz için tek çare var!

*'Uyan ey Türkoğlu, uyan!'

*Nutuk'u her Türk okumalı

*Diriliş-çanakkale 1915

*Yunanlı'nın Atatürk sevgisi

*Türkçülük, ırkçılık değildir!  

*'Türk'e bir selam ver yiyeceğini düşünme'

*Bir zamanlar maziye bak!

*Hainler ve kahramanlar

*Ulusal duygular kırılıyor!

*Ulusal önderleri yok etmek!

*Türk olmak nasıldır?

*'Mustafa Kemal aşılmalı!'

*Atatürkçü olmanın bedeli!

*Atatürk'e saldırma modası!

*Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık!

*İki ayyaş, kafa kafaya vermişler!

*Türk toplumu nereye?

*Kıymayın bu vatana!

*"Türk mucizesi!"

*Nereden geldik ve nereye gidiyoruz?

*Bir gün şafak sökecek!

*AKP içinde hiç Türk yok mu?

*"Atatürk'e diktatör diyenler ya haindir, ya da kara cahil!" *"Atatürk'ü unutursak her şeyimizi kaybederiz"

*Devlet diz çökmez!

*Ben bu gençlerle gurur duyuyorum

*Ulusal onur nasıl korunur?

*Bu ülkede herkes haddini bilmeli!

*Atatürk'ün partisini karıştıran haber!

*"Her zaman bir umut vardır!"

*Bu kafalar, İstiklâl Marşı'nı da yasaklar!

*Ahırda mısın be mübarek?

*Dünya liderleri ve Atatürk

Halk Kitabevi Tel: (0212) 674 60 60

***

Hükümet sistemi üzerine kumar oynanmaz

Anayasa hukuku profesörü Kemal Gözler, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak olan anayasa değişikliği kanununa ilişkin eleştirilerini "Elveda Anayasa" adıyla kitaplaştırdı. Halkoylamasına sunulan sistemin başkanlık sistemiyle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığının altını ısrarla çizen Prof. Dr. Kemal Gözler, "Çünkü başkanlık sistemi bir kuvvetler ayrılığı sistemidir. Böyle bir sistemin 'başkanlık sistemi' olduğunun söylenmesi muazzam bir yalandır" diyor.  "Anayasa değişikliği kabul edilirse, artık 'elveda kuvvetler ayrılığı', 'elveda anayasa' demekten başka söyleyecek bir söz kalmayacak" görüşünü dile getiren Prof. Dr. Gözler devamla şunları söylüyor:

"Adalet ve Kalkınma Partisi, önerilen sistem için, çoğunlukla  'Cumhur-başkanlığı hükûmet sistemi' ibaresini kullanıyor. Türkiye'de önerilen sistem, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş, duyulmamış, bir 'Neverland hükûmet sistemi'dir. Bu sistem, demokratik dünyada denenmemiş bir sistemdir; dolayısıyla sonuçlarının ne olacağı belli değildir. Hükümet sistemleri üzerinde kumar oynanabilecek bir şey değildir. Bu alanda kumar, hürriyetin ve demokrasinin kaybıyla sonuçlanır."

Prof. Dr. Gözler, Ekin Yayınları'ndan çıkan "Elveda Anayasa" kitabını yazma gerekçesini de şu sözlerle özetliyor:

"Herkes konuşuyor. Tek konuşmayanlar anayasa hukukçuları! 'Topçular' ve 'popçular' konuşuyor; anayasacılar susuyor! Bir zamanlar, televizyonlara haber spikerleri kadar çok çıkan meslektaşlarımız vardı. Şimdi nerdeler? Bir zamanlar, vesayete karşı savaş açan, demokrasi, insan hakları gibi kavramları dilinden düşürmeyen meslektaşlarımız vardı. Şimdi neredeler? Bu kitabı ben de susanlardan biri olmamak için yazdım! Pek çok defa çağrılmama rağmen, hiçbir zaman televizyonlara çıkmadım ve gazetelere beyanat vermedim. Televizyon kanallarında cahilleri dinledim. Dinlemeye de devam ediyorum. Gün geçtikçe cehaletin de seviyelerinin olduğunu görüyorum"

Ekin Yayınları Tel:(0224) 220 16 72

***

Rumeli'deki vatan elden giderken...

Tarihe Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlardaki hezimeti olarak geçmiş ve toplumda her yönüyle büyük yıkıntılara neden olan Balkan Harbi'ni Atilla Güler, "Balkanlara Hüzünlü Veda" adlı kitabında tarihi belgelerin izini sürerek mercek altına alıyor. Kitapta, Balkan Harbi, 1789 tarihindeki Fransız İhtilali'nden başlayarak ihtilalin başka devletlerin egemenliği altında yaşayan uluslarda yarattığı etkiler, Balkanlara egemen olmak isteyen Avrupalı büyük devletlerin çıkar çatışmaları ve bu yöndeki gayretleri, muhteşem Osmanlı ordusunun tarihinde hiçbir dönemde görülmeyen ancak bu savaşta bazı cephelerde yapılan muharebelerde panik halinde cepheden topluca geriye doğru kaçışın sebepleriyle, savaşın sonuçlarının Osmanlı İmparatorluğu, Balkan devletleri ve bölgeye egemen olma gayretindeki Avrupalı büyük devletlere yansımalarını ve alınacak dersleri gerçek tarihi belge ve dokümanlara dayanılarak anlatılmakta. Başlangıçta hiç kimse   asırların  muhteşem  Osmanlı  imparatorluğu'nun Balkanların    bu    yeni    ve    küçük    devletleriyle girişeceği savaşta yenileceğini düşünmüyordu. Ne var ki olaylar çok kısa ve ani gelişmiş; koca imparatorluk, bu küçük Balkan devletleri karşısında çok zor durumlara düşmüştü. Hatta imparatorluğun eski

başkenti Edirne dahi düşmana terk edilmişti. Kendisini Osmanlı'nın dostu olarak tanıtıp sonrasında sırtımızdan hançerleyen Avrupalı büyük devletlerin politik oyunları ve iç çekişmeler kitapta belgelerle sunuluyor.

Alibi Yayıncılık Tel:(0539) 669 60 69

***

Kültürümüzün izinde

Doç. Dr. Haluk Berkmen, "Asya Kültürünün Dünyadaki İzleri" kitabında Asya kökenli Ön-Türkçe konuşan insanların dünyaya yayılışından ve gittikleri bölgelerde bırakmış oldukları simgelerden, yazılardan ve mimari yapılardan söz edilmekte, özellikle unutulmuş diller ve okunamamış yazıtlar konuları üzerinde durmakta. Asya'dan yayılmış olan bu kültürün hem Avrupa hem de kadim Amerika halklarının dillerine olan katkıları incelenirken, tarih kitaplarında yazılmamış ilginç maceraya tanıklık eden okurlar kadim Türk kültürünün dünyadaki izlerini sürme fırsatı buluyor.

Bilgeoğuz Yayınları Tel: (0212) 527 33 65

 

 

 

 

***

Farklı bir karşıtlık

Türk tiyatrosunun duayen sanatçılarından Yılmaz Gruda, Türk edebiyatına da katkı sunmayı sürdürüyor. Gruda, yeni kitabı, "Gelir Ergeç / Karşı Roman"ın kapak yazısında okuruyla şöyle hasbihal ediyor: Bilirsiniz, 'sıradan' da olsa; bir yazı'yı yazmak zorlu bir iştir!... Hele hele, bir 'Kapak' yazmak daha zorlu bir iştir! Allah'tan, benim elimde kolayca 'giriş' yapabileceğim bir dayanak var: "Karşı Roman!" Bu dayanak'ım, anlaşılacağı üzre, 'pazar'daki sayfalar dolusu 'tuğla' romanlara… bu romanların 'kılişe' sunum / anlatım biçim ve biçemlerine Karşı- idi!...

Berfin Yayınları Tel: (0212) 513 79 00

 

 

 

 

***

KÜTÜPHANEMDEN:

Evrene hakim olan devin uzun hikayesi

İki Rus yazar M. İlinve E. Segal, dünya edebiyatının devlerinden Maksim Gorki'nin insanın evrimi konusunda bir kitap yazmalarını tavsiye etmesi üzerine 1936 yılında büyük bir işe giriştiler. Geniş çaplı bir araştırma gerektiren bu iş için insanın oluşumunu, nasıl çalışıp düşünmeye alıştığını, ateş yakmayı ve demiri eritmeyi nasıl öğrendiğini, doğaya egemen olmak için nasıl savaştığını, dünyayı nasıl kavrayıp değiştirdiğini anlatan bir kitap için seferber oldular. Bu hummalı çalışmanın sonunda ortaya çıkan, "İnsan Nasıl İnsan Oldu" adlı kitap dünyada çok büyük bir ilgi gördü ve Türkçe'ye de çevrildi. Elimdeki  Ahmet Zekeriya tarafından  Rusça'dan tercüme edilmiş 8. baskısını 1993 yılında Say Yayınevi yapmış. Kitabın birinci bölümünde ilkel insan ve ilkel toplum düzeni anlatılmakta. ikinci ve üçüncü bölümlerde ise, kölelik ve derebeylik dönemlerinde insanın gelişimi ve tarihi ortaya konmaktadır. Yazarları,"İnsan bir devdir"  başlıklı önsözlerinde eserlerini şöyle takdim ediyor:

"Bu dünyada bir dev var. Bu devin öyle kolları var ki hiç güçlük çekmeden lokomatifi kaldırabilir. Bu devin öyle ayakları var ki, günde binlerce kilometre koşabilir. bu devin öyle kanatları var ki, bulutlar üzerinde kuşların bile çıkamadığı yüksekliklerde uçabilir... Kimdir bu dev? Bu dev insandır. Acaba insan nasıl dev oldu, nasıl dünyanın efendisi oldu? İşte biz bu kitapta bunu anlatacağız: Kazmaya uzunca bir sırık yani ok takılmış ve bu oka insan yerine öküzler koşulmuştur. Sizin anlayacağınız, insan ilk motoru bulmuştur. Çünkü, sabana koşulmuş öküz, canlı bir motor olup, madenden yapılmış traktörün canlı atasıdır. İnsan, öküze boyunduruk vurarak, kendi işini ona yüklemişti. Önceleri insana yalnız etini, sütünü, derisini veren hayvan, artık gücünü de vermeye başlamıştı." (A. Y.)