“Bu mazlum bir milletin ahı olmuştur...”
Yeniçağ’ın “Atatürk Diyor ki” başlıklı “Zaman Tüneli” köşesinde cumhuriyetin ilanı gecesi anlatılıyordu. Bu köşeyi okur, ayrıca çok hoşuma giden fotoğraflar varsa onları keserim. Birkaç tanesini de çerçeveye koydum.
Başlıkta yazdığım cümle, Atatürk’ün Fahrettin Altay Paşa’ya cumhuriyeti ilan edeceği gece, “İstanbul’da bazı şeyler olduğunu” hatırlatması üzerine, kararlı olduğunu göstermek için şöyle söylemiş:
“Tabii, İstanbul’da bazı hadiseler oluyordu. Ama Atatürk cumhuriyetin ilanını 29 Ekim gününe getirmek için büyük bir acelecilik içindeydi. Benim dikkatimi çekmişti. Aradan bir zaman geçmişti. Senin bana sorduğunu (Taylan Sorgun soruyor) Atatürk’e sordum. Bana verdiği cevap şuydu: O anlaşma (Mondros Mütarekesi) bana gönderildiğinde sen benim yanımdaydın. O günlerde çektiğim azabı sen bilirsin. İşte onun içindir de... Ve diyelim ki bu mazlum bir milletin AHIDIR da...”
***
Şimdi cumhuriyetin bu yılki kutlanmasının durdurulması ne içindir? Mondros Mütarekesi’nin üstünde, o kadar kötü şartlara rağmen yükselen bu müthiş devrimin kutlanması acayip kaçacağı için mi? Yoksa bu mazlum halkın kurtuluşu bir anlam ifade etmiyor mu? Resm-i geçitte (geçit resmi, töreni) televizyonlarda yapıldığı gibi, vur patlasın, çal oynasın havası mı var yoksa?
***
Siz cumhuriyetin kuruluşunu anmıyorsunuz ama terör o gün, üstelik deprem bölgesinde, üç sivili, iki polisi şehit ediyor.
Bütün bunlara karşılık millet, memleketin dört bir yanından, hem de o bölgeye yardım yağdırıyor. İşte bu “halk devrimi” dir. İstanbul’da, İzmir’de ve 45 şehirde yapılan uzun ve büyük cumhuriyet yürüyüşleri de öyle. Anadolu’nun ve büyük şehirlerin okullarında öğrenciler kendi törenlerini yaptılar, bunu önleyemediniz...
***
Trikopis kadar olamadık. Trikopis biliyorsunuz, Dumlupınar’da Atatürk’e yenilerek esir düşen Yunan başkumandanıdır ve bir başkumandan gibi muamele görmüş, kılıcı kendisine iade edilmiştir. Bu zat, her 29 Ekim’de resmi elbiselerini giyer Atatürk’ün resminin önünde, ona saygılarını sunmak için, Türk Büyükelçiliği’ne gidermiş.
Bu olaya Milli Güvenlik Kurulu’nda karar verilmiş olması yani sevgili Silahlı Kuvvetlerimizin de bu işe alet edilmesi çok acı. Komuta kademesinin de bu oyuna gelmesi, ondan daha acı. Trikopis kadar olamadık...