'Bu lig nasıl biter' dedi dönen dolapları tek tek sıraladı. Sülalecek suçlusunuz

'Bu lig nasıl biter' dedi dönen dolapları tek tek sıraladı. Sülalecek suçlusunuz

Konyaspor'un ciğerini bilen adam Recep Çınar yazdı...

Koyun can, kasap et derdinde…
Türk futbolunda bugünün fotoğrafı tam da böyle!
Yukarıdaki Galatasaray ile Fenerbahçe “şampiyonluk”, alttaki 10-15 takım ise “ligde kalma” derdinde…
Yukarıdakilerin altında, alttakilerin üstünde kalan 3-5 takım ise “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” havasında…
Son yılların acayip bir ligini yaşıyoruz…
Sezon başladığı günden bugüne kadar gürültüsüz bir haftaya şahit olmadık…
Bu lig nasıl biter?
Bilemiyorum…
Ama, şunu net biliyorum ki, kavgasız ve gürültüsüz bitmeyecek…
Keşke yanılsam…
Sürekli şikayet eden ama kendileri ile hiç yüzleşmeyen kulüp başkanları, yöneticileri ve teknik adamlar “sükut ikrardan gelir” demedikleri müddetçe, kaos daha da artacaktır…
Hep suçlu karşı taraf…
Kendileri masum, sütten çıkmış ak kaşık!
Aynaya bakma zahmetinde bulunmadıkları için de, her hafta futbolun önüne geçiyor, geçtikleri yetmezmiş gibi, futbolu katlediyorlar!
Hem ailecek, hem sülalecek.
xxx
Türk futbolunun en büyük sorunlarından birisi; bana göre hazımsız olmak…
Birincisi, kaybettiğini hazmedememek, ikincisi de rakibin kazanmasını hazmedememek…
Türk futbolunun bugünkü en temel sorunu bu…
Kendi kusurlarını görmeyip, kusuru dışarıda aramaktan başka bir şey değil…
Her maçtan sonra, “bu hakemlerle olmaz” ya da “bu zeminde futbol oynatmak cinayettir” diye gürültü çıkaranlar, kendi beceri noksanlıklarını görmezlerken, başarısızlıklarına kılıf arama gayretlerini anlamamak için duyma veya görme engelli olmak lazım!
Futbola dayattıkları bu refleksler ile aslında kendilerinin veya kulüplerinin hareket alanlarını kısıtlıyorlar…
Bu futbol akıllarıyla hem kendilerini hem de kulüplerini büyük bir kaosun içerisine sokuyorlar.
xxx
Ülkemiz spor ülkesi değil, ama gerçeği söylemek gerekirse, bir futbol ülkesidir…
Türkiye’de futbolun ne kadar sevildiğini bilmeyen yoktur…
Daha öncede söylediğim gibi, bugün itibarıyla ülkemizde ne seçim, ne geçim konuşuluyor…
Çıkın çarşıya pazara biraz kulak kabartın, seçim mi konuşuluyor, geçim mi?
Hiçbirisi…
Ben söyleyeyim; Beşiktaş-Galatasaray maçı konuşuluyor…
Cenk’in pozisyonu penaltı mı, değil mi?
Hakem hocaları bile farklı farklı görüşteler…
Kimisi “penaltı” diyor, kimisi “kararsızım” diyor, kimisi ise “net penaltı” diyor…
Bir türlü karar veremiyorlar…
Dolayısıyla da kayıkçı kavgası gibi, bu tartışmalar her hafta gözlerimizin içine sokularak, 7’den 77’ye herkesin yakından ilgilendiği futboldan ister istemez uzaklaştırılıyoruz... Kocaman kocaman, ülkenin ekonomisinde söz sahibi insanların birbirleri hakkında, kavgada bile söylenmeyecekleri söylemeleri, oldukça zor zapt edilen tribünleri kışkırtmaktan başka bir işe yaramıyor!
Futbolu ve kulüpleri yönetenler, akıllarını başlarına almalı ve ülkenin en ücra köylerinde, mezralarında ve şehirlerinde ilgiyle takip edilen futbolu bu kaos ortamından çıkarmalılar…
Futbol, bu ülkenin en garibanından tutun, en zengin adamına kadar milyonlarca insanın çarpan kalbidir…
Sevgiyle çarpan bu kalbi krizden kurtarmak, hem futbolumuzu hem de kulüplerimizi yönetenlerin asli görevleri olmalıdır…
Bu geminin içerisinde herkes var.

İlgili Haberler