‘Bu işin şakası olmaz’ demişti İlber Ortaylı’dan yeni ‘Montrö’ hatırlatması

‘Bu işin şakası olmaz’ demişti İlber Ortaylı’dan yeni ‘Montrö’ hatırlatması

Tarihçi yazar İlber Ortaylı Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı ve tüm dünya gündeminin değiştiği son saatlerde Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan bir paylaşımda bulundu.

Tarihçi yazar İlber Ortaylı yaptığı paylaşımda “Tarih yine haklı çıkardı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi geçerliliğini koruyan ve önemi artan bir antlaşma.” ifadelerini kullandı.

İlber Ortaylı, 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi bildirisine ilişkin tartışmalara dahil olmuş "Bu işin şakası olmaz. Yunanistan’la karasuları problemi bile işin içine girer. Gerilimi arttırır.” demişti.

Ortaylı, "Montrö Boğazlar Sözleşmesi bize Lozan’da elde edemediğimiz haklar verdi. Lozan’da Boğazlar’ın kontrolü tam bizim elimizde değildi. Boğazlar milletlerarası su yoludur ve bunun şakası olmaz." ifadelerini kullanmıştı.

"Bir de işin askeri yönü var" diyen Ortaylı, şöyle konuşmuştu:

"Başkalarının gemileri izin alacak, içeride bir süre dahilinde kalabilecek... Bunu değiştirmek kolay değil. Neden mi? İstersen çıkarsın, çekilebilirsin.
Her beş senede bir otomatik uzuyor. Uzatmazsan derhal bir araya gelirler ve sana daha berbat şartlar sunarlar. Yunanistan’la karasuları problemi bile işin içine girer. Gerilimi arttırır."

Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir?

Montrö Sözleşmesi, kısaca İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçiş yönetimi ve boğazların güvenliği ile ilgili bir sözleşmedir. 22 Haziran 1936 tarihinde, İsviçre’nin Montrö şehrinde boğazlar sorununu ele almak için Fransa, Bulgaristan, İngiltere, Yunanistan, Romanya, Avustralya, Japonya, Yugoslavya, Sovyetler Birliği ve Türkiye arasında görüşülen konular, bu ülkeler tarafından 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre Türkiye’nin daha önce kısıtlanmış olan hakları geri verilmiş ve boğazların egemenliği tamamen Türkiye’ye geçmiştir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi maddeleri

- Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar''dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.

- Savaş zamanında Türkiye, savaşan değil ise bayrak ve yük ne olursa olsun Boğazlar''dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

- Savaş zamanında Türkiye savaşta ise, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla Boğazlar''da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar''a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

- Türkiye''nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, Boğazlar''dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; ancak gemilerin Boğazlar''a gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bir durumda zorunlu kılınabilecek; ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

SAVAŞ ZAMANINDA UYGULANACAK MADDELER

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, Boğazlar''da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

- Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye''yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar''dan geçmesi yasak olacaktır.

- Karadeniz’e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

- Savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar''da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükûmeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

- Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye''nin aldığı önlemleri 3''te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

BARIŞ ZAMANINDA UYGULANACAK MADDELER

- Karadeniz''e kıyısı olan devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye''ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlar''dan geçirme hakkına sahip olacaklardır. Söz edilen devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye''ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar''dan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar''dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

- Savaş gemilerinin Boğazlar''dan geçmesi için, Türk Hükûmeti''ne diplomasi yoluyla bir ön bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletler için bu süre on beş gündür.

- Boğazlar''dan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı 15.000 tonu aşmayacaktır.

- Herhangi bir anda, Karadeniz''in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırabilirler. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükûmetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz''deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükûmeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır.

- Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşamaz.

- Karadeniz''de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

İlgili Haberler