Bu bir "savaş" olsaydı "Lahey"de yargılanırlardı!
Bölücü terörü, doğdukları-doydukları topraklara ihaneti, onca katliamı, pusuyu, bu milletin körpecik evlatlarını kendi doğmamış evlatlarının yanı başında, hamile eşlerinin gözü önünde sırtlarından vurmayı "savaş" sayıyor ya bazıları;
Israrla "barış" diye anıyorlar ya "terörle mücadele"nin yerine ikame ettirmeye çalıştıkları "çözüm"ü...
Değil.
Bu tespit için "delil"e ihtiyaç yok ama ille de direten olursa işte delil:
"Savaşta bile" hastanelere saldırılmaz!
Mesela PKK'nın Şemdinli'de yeni doğan, hemodiyaliz, ameliyathane ünitelerinin yerle bir olduğu saldırıda yaptığı gibi hastane önünde bomba yüklü araç patlatılmaz; doğrudan sivil nüfus hedef alınmaz.
Kızılhaç ve Kızılay gibi sağlık/yardım kuruluşlarının amblemlerini taşıyan binalara, malzemelere, tıp birimlerine, ulaşım araçlarına ve kişilere saldırılmaz.
Din, eğitim, sanat, bilim ya da hayır için kullanılan binalara saldırılmaz. Yani PKK'nın Diyarbakır, Sur'da yaptığı gibi cami bombalanmaz, yakılmaz, Dargeçit'te, Cizre'de, Hakkâri'nin, Şırnak'ın, Mardin'in daha birçok ilçesinde olduğu gibi okullar ateşe verilmez.
"Savaşta bile", düşman ülkenin sivil halkının "yasal hakları kısıtlanamaz;" en temel insan hakkı olan "hayat" asla! Yaşanamaz hale gelmiş şehirleri terk eden sivil vatandaşlar, Cizre'de olduğu gibi 70 yaşındaki yaşlılar mesela, mesela 15 yaşındaki çocuklar vurulmaz.
"Savaşta bile", bir ülkenin vatandaşları kendi devletlerine karşı "operasyona" katılmaya zorlanmaz.
PKK'nınki bir "savaş" değil "terör" bunu tartışmıyorum bile...
Ama bu bir "savaş" olsaydı dahi buradan PKK'ya bir "meşruiyet hikâyesi" çıkarabilmek mümkün olmazdı. "Terör örgütü değil hak arayan bir silahlı hareket", "gerilla" ve hatta işi "romantik devrimciler" noktasına getiren kimi şarlatanların -dedikleri gibi demokrasi ve insan hak-özgürlüklerinden yanaysalar eğer- bu bir "savaş" olsaydı dahi PKK'yı aklayabilmeleri mümkün olmazdı.
Çünkü bu bir "savaş" olsaydı PKK, Cenevre Sözleşmesi'ne göre "savaş suçu" işlemiş sayılır ve Lahey'de, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanırdı!
Türk askerinin şehit edilmesini "suç"tan saymayan gafil sürüsü hadi şimdi "insanlığa karşı işlediği suçlar"ı da savunsunlar bakalım PKK'nın!
Not:
Çanakkale'yi gezenler "hastane şehitlikleri"ni görmüşlerdir mutlaka... Konu hastane saldırıları olunca anlamadan edemedim. "Eğer İngiliz tahtelbahirleri(denizaltıları) Osmanlı hastane gemilerine taarruz ederlerse (...) her Osmanlı mecrûhuna(yaralısına) mukabil bir İngiliz esirini idam edeceğiz" der Enver Paşa;
Biz ise bugün sadece "hey gidi hey nereden nereye" diyebiliyoruz galiba....
*
GÜNÜN SORUSU
1 Mayıs'larda yahut Gezi eylemlerinde polis müdahalesi civar hastaneleri ve buralarda yatan hastaları da etkileyecek biçimde olunca -haklı olarak- yeri yerinden oynatan, bırakın cana kastı doktorları hedef alan herhangi bir saldırıda kamuoyunu ayağa kaldıran meslek odalarının sesini duyan var mı?
Bugüne kadar PKK'yı adlı adınca bir terör örgütü olarak nitelendirerek kınadığına bir türlü şahit olamadığınız Türk Tabipleri Birliği niye susuyor? Tepki gösteriyorsa biz neden duymuyoruz, neden kısıldı bir anda duyarlılıkları?
Güneydoğu'daki hastaneleri mi yok sayıyor, doktorları mı, hastaları mı? Yoksa günlerdir gözümüzün önünde cereyan eden bu dehşeti terörden mi saymıyorlar hâlâ?