Eşitsiz, adaletten uzak yarışma devam ediyor.
İktidar "EVET"ten yana tüm ağırlığını koyuyor, devletin bütün imkânlarını tek taraflı olarak kullanıyor ama o ve onun hizmetkârı Devlet Bahçeli umdukları sonuca ulaşamıyor.
Bahçeli gerçekten şaşılacak bir parti başkanı... Onun, daha kısa bir süre
öncesine kadar hem kendisine ve hem MHP'ye en ağır şekilde hakaret
edenlerin safına geçmesi tuhaftır.
Kamuoyuna kendisini mazur göstermek için "Bu, Türk Milleti'nin beka sorunudur" demesi daha da garip, daha da ayıptır!
Yaa efendi, "Türk milliyetçiliğini ayağımızın altına aldık" diyenler, senin bugün hizmetine girdiğin kişiler değil mi?
Önceleri "Türk" yerine "Türkiyeli" diyorlardı. Sonra "İbrahim milleti" dediler. En sonunda "Hepimiz Hazreti Âdem'in çocuklarıyız" deyip işin içinden çıktılar.
Onların sözlüğünde "Türk" yok!
Ayrıca aynı kafaların önderi, "Sayın Bahçeli sen bozkurtlarla mı dolaşıyorsun? Ben eşref-i mahlûk olan (mahlûkların en şereflisi) insanla dolaşıyorum" diyerek hem ona, hem de bütün ülkücü MHP'lilere hakaret etmişti.
Bir koltuk için, tüm bu aşağılamalara katlanılır mı?
Rahmi Turan Sözcü
***
Vur, kır, öldür!
Tehditle "Evet"
---------
Okurumuz Kastamonu'da bir binada asılı bez pankartın fotoğrafını çekip bize göndermiş. Pankartın sağ üst köşesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın resminin yanında, "Millet eğilmez, Türkiye yenilmez" yazısı... Sol tarafında pankartın sahibi Deyder adlı derneğin adı ve logosu yer alıyor.
Açık adı "Deniz Yıldızları Gençlik ve Eğitim Derneği" olan derneğin hedefi, "Dinamik, Güçlü ve Her Alanda Etkin Bir Gençlik Oluşturmak" mış. Ve üzerinde Tayyip Erdoğan'a hitap eden şu ibare yer alıyor:
"Emirlerinizin şiddeti ölümle sonuçlanır. Emredin Başkomutanım."
Vur, kır, öldür... Vatandaşı terörle, ölümle tehdit et...
Sonra da önüne geleni darbeci ve terörist diye suçla. İşte AKP siyaseti!
Melih Aşık Milliyet
***
"FETÖ'nün siyasi ayağı yok" mu!
-------
Başbakan diyor ki; FETÖ'nün siyasi ayağı yok, olanlarla ilgili temizliği yaptık..
CHP lideri de diyor ki; 120-180 arasında ByLock'çu siyasetçi var..
Var mı yok mu?
Elimizde belge bilgi yok ama siyasi ayağının da olması lazım..
FETÖ'nün..
Yargı ayağı varsa..
Polis ayağı varsa..
Asker ayağı varsa..
Bürokrat ayağı varsa..
Adli tıp ayağı varsa..
Öğretmen ayağı varsa..
Üniversite ayağı varsa..
Sağlık ayağı varsa..
İstihbarat ayağı varsa..
Esnaf ayağı varsa..
İş adamı ayağı varsa..
Siyasi ayağı da olmalı.. Mantık bunu söylüyor..
***
Savcılık da bu görüşte.. Karargâh iddianamesinde bu soruya imalı yanıt verildi..
Denildi ki; 17/25 Aralık'tan sonra Fethullahçılar iki yasa çıkarttılar..
Birincisi şuydu..
İktidar partisinin oylarıyla kabul edilen yasayla terfiler bir yıl öne çekildi...
Dört yıllık albaylarla, üç yıllık generaller bu yasaya dayanılarak YAŞ kapsamına alınıp terfi ettirildi..
Sonucu şu oldu..
O yıl general yapılan 10 albay da darbe girişimine katıldı..
***
İkincisi de şu..
Yasa 37 AKP milletvekilinin imzasıyla Meclis'e sunuldu...
28-30 yıl görev yapan albaylara emekli olurlarsa 70 bin lira fazla ikramiye hakkı tanındı..
Böylece, kenara atılan, psikolojik baskı uygulanan Fethullahçı olmayan albayların gönüllü tasfiyesi sağlandı..
Fethullahçı albayların önü açıldı..
(Küçük bir not; iddianamede bu iddiaya yer veren savcı görevden alındı, FETÖ soruşturmasından uzaklaştırıldı..)
***
Hal buysa.. Gerçek buysa..
FETÖ'nün siyasi ayağı yok diyebilir miyiz?
Mehmet Tezkan Milliyet
***
Ne konuşacaksanız şimdi konuşun
----------
Geçen Cumartesi akşamı Kanal D'deki röportajda Başbakan'a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "ekranda karşılıklı tartışalım" teklifi soruldu.
Binali Yıldırım bu soruya "Şimdi neyi konuşacağız, her şey Anayasa değişikliği maddelerinde yazıyor. Referandumdan sonra konuşalım... Memleket meselelerini konuşalım ama dürüst konuşalım" cevabını verdi ve oradan "3'üncü havalimanı"ndan söz etmeye geçti.
Doğru, her şey değişiklik maddelerinde yazıyor ancak...
Slogan gibi kalıplaşmış konuşmaların yapıldığı ve bu kadar hayati önem taşıyan bir süreçte; "Ailem için, evlatlarım için, gelecek için" diye konuşan seçmenlere "gel açıkla" dendiğinde çoğu hâlâ Anayasa değişikliğinin hangi düzelmeye veya olumsuzluklara yol açabileceğini bilmiyor.
Bu gerçek ortada dururken "Ana muhalefet lideriyle referandumdan sonra memleket meselelerini konuşalım" demek anlaşılır bir yaklaşım değildir.
En önemli memleket meselesi 16 Nisan referandumudur!
Güngör Mengi Vatan