Brezilyalı generallerle bizim komutanlar arasındaki fark
Sıcak örneği CHP lideri
Deniz Baykal verdi. Birkaç gün önce Brezilya’da Silahlı Kuvvetlere mensup bir personele siyasi yakıştırmalarla soruşturma açma teşebbüsü olmuş!
Bunun üzerine Brezilya Ordusu teyakkuza geçmiş!
Dahası...
Komutanlar önceki gün bir araya gelerek tam kadro istifa restini çekmiş!
Sonuç: Soruşturma teşebbüsünden anında vazgeçilmiş!
Gelin Brezilya’da yaşanan bu olayla Türkiye’deki malum tabloyu karşılaştıralım.
Türkiye’de Silahlı Kuvvetlere karşı bir operasyon var mı, yok mu?
Bırakın başka kaynakları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’a göre bile böyle bir operasyon aylardır devam ediyor!
Hem öylesine devam ediyor ki PKK’nın işlediği cinayetler bile artık TSK’ya mal ediliyor!
Evet Türk Ordusu için kendi mensuplarını katlettiği gibi rezil ve kahredici imalarda bulunuluyor!
Peki bunu yapan marjinaller ya da terörist güruh mu?
Ahh keşke öyle olsa!
İddia ve ima sahipleri ülkenin Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ı!
Sorarım size böyle bir tabloda olması gereken Türk Silahlı Kuvvetlerinin onur feryadını koparması değil midir?
Peki koparıldı mı?
Sakın defalarca Cumhurbaşkanı ile Başbakan’a gidildi ve rahatsızlık iletildi demeyin!
Somut tavırla ortaya konmayan rahatsızlığın kıymeti harbiyesi yoktur ve olamaz! Size savaş açana rica ile ateşkes kararını aldıramazsınız!
Diyeceksiniz ki darbe mi yapsalardı!
Kastımız elbette o değil!
Haksızlığa ve hatta tecavüze uğramanın isyanı ve itirazı sadece darbe ile ortaya konmaz ki!
İşte Brezilyalı generallerin yaptığı ortada!
Gerektiğinde istifa etmek en büyük tavırdır!
Emin olun ta işin başında böyle bir tutum sergilenmiş olsaydı, devleti kuran bu şanlı ordu bugünkü dramatik ve aciz görüntüsünde olmazdı!
Başınıza çuval geçirildiğinde hicap duyup gereğini yapmazsanız!
Ülke için cephede sakat kalan kahramanların intiharına sebep olan rezilliklere seyirci kalırsanız!
Çankaya Köşkü’ne sözde değil özde laik olan biri çıkacak diye muhtıralar yayınlayıp hemen sonrasında hazırola geçip Abdullah Gül’e selam durursanız!
TSK’nın kalbine yani Kozmik bürosuna suya tirit bahanelerle alay edilircesine girilirken güya demokrat görünme gerekçesi ile bu tabloyu umursamazsanız, kurumunuza yapılan psikolojik operasyona aslında katkı sunuyorsunuz demektir!
Son sözümüz şudur: Kıvrıkoğlu’nun sonrasındaki süreç TSK bakımından içler acısıdır.
Ekonomi tıkırında ise IMF neyin nesi?
Yahu siz alemi kör milleti sersem mi sanıyorsunuz!
Neymiş efendim?... Ekonomi tıkırındaymış!
Bu nasıl tıkırında olmaktır ki buhrana düşen devletlerin bile kapısını zor çaldığı IMF’nin kapısında aylardır iki büklümsünüz!
Bak battı denilen Yunanistan bile IMF ile hâlâ anlaşmış değil!
Onlar batıyor ama IMF’ye peşinen teslim olan nedense siz oluyorsunuz!
Üstelik siz değil miydiniz IMF’ye borçları ödedik diye böbürlenen!
Açın bakın arşivlere; Tayyip
Erdoğan mübalağasız en az yirmi kere bu minvalde nutuklar
atmadı mı?
Peki ekonominiz iyi ise borçlarını ödedik diye caka sattığınız IMF’ye şimdi ödediğinizin iki katını niye borçlanıyorsunuz?
Söyleyin iyi olan hangi ekonomi IMF’nin kaynağına ihtiyaç duyar?
İyi olan hangi ekonomide bizdeki gibi işsizlik rakamları var?
İyi olan hangi ekonomide bizdeki gibi eksi yüzde 7’ye yakın bir küçülme ya da daralma var?
İyi olan hangi ekonomide her gün iflaslar oluyor?
İyi olan hangi ekonomide vadeli piyasalar(çek-senet) bizdeki gibi çöktü?
İyi olan hangi ekonomide bizdeki gibi bütçe açıkları yüzyılın rekorlarını kırıyor?
İyi olan hangi ekonomide bizdeki gibi üretim çöküyor ve kapasite kullanımı minimuma iniyor?
Matematik yalan söylemez, işte rakamlar ortada! Ekonomimiz iyi falan değil, uçurumun kenarında!
8 yılda Türkiye’yi bütün Cumhuriyet tarihinde borçlandığından daha fazla borçlandıracaksınız, dahası Cumhuriyet tarihinde yapılan onlarca işletmeyi satacaksınız ve bunun karşılığı olarak da uyduruk duble yolun dışında tek bir mega projeye imza atmayacaksınız, ondan sonra da caka satacaksınız!
Hikayeyi bırakın bana 8 yılda duble yolun dışında ne yaptınız onu söyleyin!
Harcadığınız onlarca, yüzlerce milyar dolar nerede onun hesabını verin!
Bakın Atatürk, İnönü, Bayar, Menderes, Demirel, Özal, Ecevit dediğinizde ben size onlarca dev tesis sayarım, siz bana Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeye kazandırdığı tek bir mega eserden bahsedebilir misiniz?