Bozkurt yediği ayazı unutmaz
Deveye sormuşlar:
Neren eğri?
Cevap vermiş:
Nerem doğru ki?
***
Avusturya'ya laf etmeden önce, Avusturya'nın "bozkurt" işaretini, terör örgütü sembolleriyle aynı listeye alarak yasaklamasına tepki gösteren Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nı bir düzeltelim:
"Bozkurt", Avusturya'ya hitaben yayınladığınız kınama metninde ifade ettiğiniz gibi "Türkiye'de yasal bir siyasi partinin sembolü" değildir. "Bozkurt", Türk dünyasının her yerinde Türklüğün sembolüdür. Milattan önceye tarihlenen kurganlardan, tamgalardan, bengü taşlardan beri böyledir.
Kaldı ki, o siyasi partinin de sembolü bozkurt değil üç hilaldir.
"Cumhur İttifakı"nın yüzü suyu hürmetine değil de, savunduğunuz "sembol"ün neyi sembolize ettiğini bilerek ve ona layık bir tonda savunsaydınız keşke!
Hayır, "siz daha neyi savunduğunuzu bilmiyorsunuz" deseler; ne diyecekseniz bu uluslararası iftira heyetine!
***
Yine Avusturya'ya laf etmeden önce, bizim iktidar pek severdi bunu yapmayı bir zamanlar:
Tarihimizle yüzleşelim!
Ankara'da, Tunalı Hilmi Caddesi'nde, HDP standının önünde "bozkurt" işareti yaparken görüntülenen polis memuru açığa alındı.
Uşak'ta, Cumhurbaşkanı'nın konvoyuna "bozkurt" işareti yapan kadın, koruma polisleri tarafından savcılığa götürüldü, ifade verdi, hakkında soruşturma açıldı.
Ankara'da, Başbakan'ın konvoyuna "bozkurt" işareti yapan adam hakkında "devlet büyüklerine hakaret"ten soruşturma açıldı.
Diyarbakır'da, PKK başı Öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş yıldönümünde çıkan olaylara müdahale eden polislerden biri "bozkurt" işareti yaptığı için "provokasyon"la suçlandı.
Sivas'ta, 10 Nisan Polis Günü etkinliklerinde yürüyen özel harekat polisleri "Bozkurtlar" diye slogan atınca Sivas Valiliği haklarında soruşturma başlattı.
***
Tam Avusturya'ya okkalı iki çift laf edeceğim, aynı soru kurcalıyor kafamı... Adama sormazlar mı; Madem bozkurt bir suç, terör sembolü değil siz niye "yasaklı" muamelesi yaptınız kendi ülkenizde!
Şimdi hangi yüzle itiraz ediyorsunuz bize!
***
Bakın "bozkurt"la sembolize edilen Türklüğün başına gelenleri; "Türk'üm" demenin nasıl ırkçılık, faşistlik sayıldığını filan saymıyorum bile!
Hafızasız olan balıktır.
Bozkurt, bir şekilde en zor kışı bile geçirip yediği ayazı unutmayandır.
O ayazın Türk'ün yüreğine açtığı derin kesikler kapanmadıkça -ki kapanmaz öyle seçim öncesi yalan yanlış yazılmış iki satırlık güya sahip çıkma metniyle- isterseniz toplu uluma ritüelleri düzenleyin Çankaya yokuşunda nafile!
***
Avusturya'ya gelince de...
Halt etmiş.
Onlar insanlığa, Avusturya Nazilerinin estirdiği terörün hesabını versinler önce!
İlaç depolarını da basacak mısınız?
İlaç yokluğundan ölen çocukların ülkesinde biraz abesle iştigal gibi olacak ama düşünün el kadar yavrunuz hastalandı; en basitinden bir soğuk algınlığı, bir enfeksiyon vs. Doktora gittiniz. Doktor reçetenizi yazdı; enfeksiyonu kurutacak bir antibiyotik alacaksınız mesela. Eczaneye gittiniz; ilaç yok. Başka bir eczaneye gittiniz; yok. Bir başkasına; yok. "Depodan isteyelim" dediler. Cevap: Bir haftadan önce ilaç yok. Sırf depo ilacı zamlı fiyattan satmak istiyor diye, zammın uygulanmaya başlanacağı tarihe kadar bir hafta, on gün neyse -ilacı kullanma süreci zaten bir hafta- çocuğunuz ağrıdan kıvranacak, uyuyamayacak, gözünüzün önünde acı içinde ağlayacak. Elinizden gelen hiçbir şey olmayacak.
Zalimliğin boyutu, "sırada tanzim ilaç satış çadırı mı var" diye ti'ye almayı imkânsızlaştıracak kadar büyük.
Soğan deposu basar gibi ilaç deposu da basacak mı "sosyal devlet"imiz?
Miladi takvim: 2019
İnsani takvim: M.Ö. 10 bin!
SORU-YORUM
Ozan Arif'in MHP Genel Başkanı'na etmediği hakaret kalmadı da, AKP Genel Başkanı'nın kaldı mı? "Tavır ölçünüz" buysa 31 Mart günü, MHP'nin aday çıkarmadığı hiçbir yerde, hiçbirinizin, sandığa gitmemesi gerekmez mi?
Atı alan sınırı geçti
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Bilirkişilik Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada "sahte dijital deliller konusunda önlem alınması gerektiğini" söylemiş.
Sayın Cirit, bunu keşke misal 2015 yılında ziyaretinize gelen Hüsnü Çalmuk'a söyleseydiniz de, "Genelkurmay'dan maaş alan gazeteciler" diye linç edilmeseydi onlarca meslektaşımız!
Çalmuk ve benzeri birçok hâkim, savcı hedefine ulaştıktan sonra...
Atı alan, kumpası yapan çoktan firar ettikten sonra bu "tedbir" biraz geç olmadı mı?