CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, 6 Temmuz 2017 tarihinde TBMM Başkanlığı’na Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle, Cumhurbaşkanlığı'nın sağlık harcamalarına ilişkin yazılı soru önergesi verdi. Emir, önergesinde Başbakan Yıldırım’dan şu sorularına yanıt istedi:
“Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 2016 yılında sağlık için kaç lira harcanmıştır? 1 Ocak 2017 ile 1 Temmuz 2017 tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı bütçesinden sağlık için harcanan para kaç liradır? 10 Ağustos 2014 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı bütçesi kapsamında, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ödeme listesinde olmayan ilaçlardan ithal edilenler var mıdır? Varsa hangi ilaçlardır, kaç kutu alınmıştır, toplam kaç lira ödenmiştir?”
'CEVAP VERİLMESİNE YASAL İMKAN GÖRÜLMEDİ'
CHP’li Emir’in soru önergesini yanıt Başbakan Yıldırım adına Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’dan geldi. Bozdağ imzası ile gönderilen yanıtta Anayasa’nın ‘Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları’ kenar başlıklı 98’inci maddesinin ikinci fıkrası ile TBMM İçtüzüğü’nün ‘Soru’ kenar başlıklı 96’ıncı maddesi hatırlatılarak şöyle denildi:
“Anayasanın ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün belirtilen bu hükümleri çerçevesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgi edinme yollarından biri olan ‘soru’nun hükümet adına Başbakan ve Bakanlardan bilgi istemekten ibaret olması nedeniyle, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili konularda ‘soru’ sorulamayacağından soru önergesinde yer alan hususlara cevap verilmesine yasal imkan görülmemiştir.”
'DESPOTİK BİR ANLAYIŞ'
Cumhurbaşkanı ile ilgili verdiği soru önergesine Başbakan Yardımcısı Bozdağ’dan gelen yanıtı değerlendiren CHP’li Murat Emir, Cumhurbaşkanı’nın Meclis denetimi dışına çıktığını savunarak şunları söyledi:
“Bize gönderilen, yanıt niteliği bile taşımayan bu yazıda, ‘Cumhurbaşkanımızla ilgili konularda soru sorulamayacağı’ ifadesini bir an için doğru kabul edersek, bundan sonra Cumhurbaşkanı, Meclis denetiminin dışına çıkmış olacak. Oysa Cumhurbaşkanlığı, anayasal bir kurumdur, bütçesi de genel bütçeden karşılanmaktadır ve dolayısıyla Meclis denetimine her zaman açık olmak durumundadır. Şu haliyle Cumhurbaşkanını bütün devlet mekanizmasının dışında ve üstünde gören ve herhangi bir soruya dahi muhatap etmeyen, anayasa tanımayan, despotik bir anlayışla karşı karşıyayız. Burada ikinci önemli husus birinci neden, Cumhurbaşkanlığının sağlık harcamaları Meclis denetiminden ve Türkiye kamuoyundan kaçırılıyor. Buna neden ihtiyaç duyulmaktadır? Keyfine göre başdanışman atayan, keyfine göre çıkardığı kanun hükmünde kararnamelerle ülkeyi yönetenler, bir milletvekili bir vatandaş olarak vergilerimizden oluşan ülke bütçesinin nasıl kullanıldığını sormamıza bile tahammül edemiyor. Ne kadar yanıt vermekten kaçınsalar, gerçekleri gizlemeye çalışsalar da halkın parasını, nasıl har vurup harman savurdukları, bugün olmasa birgün mutlaka herkes tarafından öğrenilecek.”