Böyle insan olacağıma...
Hayvan olmayı yeğlerim...
Üzerine yazacak başkaca da bir şey yok aslında.
***
Her yıl aynı tiyatro.
Televizyonlardan, kadınların mukabele gezmeleri(!)nden, radyolardan, gazete köşelerinden, iftar sofralarından, şehrin meydanlarından ve hatta geçenlerde rastladım alışveriş merkezlerinden; velhasıl dört bir koldan "fetvacı geldi haaaanım" işgaline -biçare- teslim olmaktan başka şansımızın olmadığı şu günlerde;
- İlla ki milletin vergileriyle yayın yapan devlet televizyonundan,
- İlla ki Ramazan'ın -ay boyu tartışılsın diğer bütün ayıplar, günahlar gözden kaçırılabilsin diye herhalde- ilk yarısında,
- İlla ki delinin biri kuyuya bir taş atacak, kırk kişi de peşinden, taşı çıkarayım derken düşecek aynı kara deliğe...
Kural bu.
2016 Ramazan'ında ardından sürüklendiğimiz delilik alameti:
"Biz neyiz?"
İnsan mıyız? Yoksa, evrensel ölçütte bilim yuvası sayılan üniversiteden akademik unvan alabilmiş olmasına hayret edilesi zatın birinin "Alnı secdeye gelen bir varlık var mı insanın dışında? Yok. Secde eden tek varlık insan. O zaman ben düz söyleyeyim. Ayette de bunu söylüyor, ağır gelmesin. Yani namazı hayvanlar kılmaz. Namaz kılmayan da hayvandır" teorisi bağlamında -namaz kılmayan insanlarsak- hayvan mıyız aslında?
Benim önerim bu mantığı kurgulayan zat ortada, iddialarını genellikle "anırmak" metaforuyla ortaya koyan Engin Ardıç bir yanda, yeryüzünün gelmiş geçmiş tüm primatlarının gururu İsmet Berkan diğer yanda; üçü tartışsınlar...
Bizlik bir şey yok!
***
Şaka bir yana, her şeyden evvel "İnsanın alnı secdeye değer. Hayvanın değmez. O zaman alnı secdeye değmeyen hayvandır" mantığının sahibi zata kötü bir haberim olacak:
"Gavur icadı" bu işler hoca!
Halk arasında daha ziyade "Bütün biberler acıdır. Gerçek de acıdır. Öyleyse gerçek biberdir" örneğiyle bilinen bu yaklaşımın atası Aristo'dur. Kendisi de takdir edersiniz ki hiç öyle İslam alemi filan değildir, yani!
Onun için gel ben sana daha güvenli bir yol önereyim;
Beydaba oku fırsatını buldukça!
"Nasıl insan olunacağını" da, "tavşan ile kaplumbağa"dan, "tilki ile eşek"ten, "karınca ile ağustos böceği"nden öğrenmedik mi sonuçta!
Efendim?
Evet biliyorum o da "gâvur" ama hiç değilse "ilim Çin'de de olsa arayın" kontenjanından uydurursunuz onu kitabına!
***
Memleket yıkılırken uğraştığımız işlere bakın; "insan" olmaktan utanacak bir neden daha!..
Ne mutlu haramı, günahı olmayan hayvanlara...
*
Utanmasalar boynuna madalya takacaklar
İlhan Selçuk... Cumhuriyet'in başyazarıydı. Bir ekol. Bir neslin idolü. Sabaha karşı dayandı polisler kapısına; yaka paça gözaltına aldılar... İçlerinden bir kişi çıkmadı "Gülümse üstat" diyen...
Tuncay Özkan... Televizyoncuydu; bildiğiniz "ünlü kişi" yani... Gözaltına alındığında, kafasını ite kaka soktular polis aracına; görmedik, duymadık "abi bir selfi çekinebilir miyiz" diye kıyın kıyın yanına yanaşanı...
Mehmet Haberal; şöhreti dünya çapındaydı. Onca hayat kurtarmış... Bir Allah'ın kulu, "düşmez kalkmaz bir Allah, yarın bir gün belki de şifa dileyeceğiz ellerinden" deyip, hani "yatırım" babında filan... I-ıh... Yok... "Selfi" talibi çıkmadı!
Engin Alan; vatan kahramanı... Gözaltına alanlardan hiçbiri "ölümsüzleştirmek" çabası içinde olmadı bir "kahramanla yan yana geliş" anını!
İlker Başbuğ... Koca Genelkurmay Başkanı... Hiçbir şey için değilse tarihe geçmek için çeker insan değil mi; "selfi kuyruğu" olması lazım gelirdi, kimse teklif dahi etmedi!
Onca rektörler, yazarlar, Kardak kahramanları, Öcalan'ı sorgulayan subaylar, paşalar geldi geçti...
E sonra Deniz Seki... Yüz binlerce hayranı var... Hiç mi şarkısını dinlemedin? Hiç mi klibini izleyip "vay be" çekmedin? Onunla bile "selfi" çektirmedin...
Üç kişinin katili olduğunu itiraf eden, bir kişinin de "buharlaşması"ndan şüpheli Atalay Filiz'le, ağzın kulaklarında "selfi" çektirmek için sıraya girdin! Sonra bir de marifetmiş gibi yediğin haltı sosyal medyada afişe ettin...
Söyle bakalım şimdi polis amcası; nasıl anlatacağız biz çoluk çocuğa "suç"un kötü bir şey olduğunu? "Suç işleyenler"in toplumdan dışlandığını, polislerin onları cezalandırılmaları için yakaladığını?
Sen medyayla bir olup yerli bir "Karındeşen Jack" efsanesi yaratırsan Atalay Filiz'den; ilk üç beş oyuncağından biri zaten "silah" olan çocuklarımız da onun gibi olma hayallerine dalmazlar mı iç dünyalarında!
*
Madalyonun öbür yüzü:
Katil ile Trump "ruh ikizi"
Orlando'da eşcinsellerin gittiği gece kulübündeki 'katliam'ın failinin 'Müslüman' çıkmasını oya tahvil etmeye çalışan Donald Trump "Ben Müslümanların ülkeye girişi yasaklansın dememiş miydim" diye üste çıkma gayretinde...
Çok merak ediyorum acaba kimse "İyi de sen 'LGBT dünyasının da ABD'ye girişi yasaklansın' demiştin" demeyecek mi kendisine!
Madalyonun bu tarafından bakınca...
Katliama uğrayan kitleyi hedef gösteren "azmettirici" diliyle, bırakın puan toplamayı, neredeyse katille "ruh ikizi" bile sayılabilir Trump bence...
+++++
"Yolcuların çoğu tarafından istenilmek, insana kaptan olma niteliği kazandırmaz..."
Dündar Taşer
(Vefatının 44. yılında rahmetle...)
*
İntihal
Murat Bardakçı Habertürk'teki köşesinde "Hırsızlığın en seviyesizi, en berbatı ve en utanmazca olanı 'intihal', yani başkasına ait eserin üzerine imzasını koyup kendisininmiş gibi yayınlamaktır..." demiş. Bir de aynı gazetede yazdığı -eski Millî Eğitim Bakanı- intihalden sabıkalı Ömer Dinçer'e sormak lazım; Bardakçı haklı mı?
*
Tweet
Euro 2016'daki ilk maçımızı izleyenler ekran başında kahırdan saçlarını başlarını yolmuşlar, ne gam! Ozan Tufan'ın saçına bir şey olmasın!