Borsayı ve dövizi bırak 'gübre' vurgununa bak
Ülkemiz bunca netameli gündeme sahipken, ekonomiye el atmak, hele hele ‘gübre’ mevzusuyla giriş yapmak elbette şık değil.
Affınıza sığınarak itiraf edelim ki, mecbur kaldık. Yoksa ‘daha ciddi’, ‘daha öncelikli’ konulara eğilmek yerinde olur.
Malumunuz memlekette ‘ekonomi’ denilince akla hemen ‘borsa-döviz-faiz’ üçgeni geliyor. Aynen ‘Bermuda Şeytan Üçgeni’ gibi.
Bu işin de ehil kalemleri var.
Paranızı nereye yatıracaksınız, ‘hangi’ yatırım aracına ‘ne kadar’ ayıracaksınız, o ehil kalemleri takip ederek öğrenmeniz mümkün.
Bazen ‘sepet’ diye bir şey öneriyorlar.
Misal 100 liranız var, ‘40 lirasını’ borsaya, ‘25 lirasını’ dövize, ‘kalanı’ da faize yatırıyorsunuz. Böylece riski ‘paylaştırmış’ oluyorsunuz.
* * *
Şimdi ucundan kıyısından bulaştırsalar da, inançlı vatandaş için faiz hâlâ ‘marjinal’bir kazanç kapısı gibi. Onu bir kalem çiz.
Borsa, ‘ayıların ve ‘boğaların’ kapışma alanı. ‘İçeriden’ bilgi alma, ‘açığa’ alış-satış yapma konusuna hiç girmeyelim. ‘Bilançolar’ üzerinde oynama da aynı şekilde.
Yani vatandaşa ‘kağıttan’ da ekmek yok.
Geriye döviz kalıyor ki, bu ‘yeşile’ meyyal olmanın ‘insan ruhunda’ nasıl değişikliklere sebebiyet verdiği sokakları kaplayan ‘cip sevdalılarının’ durumundan aşikar.
‘Mısır’, ‘likit yumurta’, ‘acenta’ alanlarında ise atı alan Üsküdar’a geçmiş.
İşte tam vatandaşın ‘oynayacak yeri dar’ diyorduk ki, bir umut belirdi: ‘Gübre’. (!)
Fazla el atılmadığını sandığımız bu sektörden ‘iyi kazanç sağlamak’ pekala imkan dahilinde olsa gerek.
* * *
Zira bir milletvekilinin konuya ilişkin hükümetin başı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelttiği ‘soru önergesi’ hayli umut verici.
Şöyle ki, kompoze gübrelerden ‘20.20’ kodlu olanın fiyatı son üç ayda ‘yüzde 41’ artış göstermiş. Aynı dönemde ‘DAP’ gübresindeki fiyat artışı ise ‘yüzde 37’. Azotlu Sülfat ise ‘yüzde 45’lik fiyat artışı ile rekoru elinde bulunduruyor.
Bakmayın sağda solda yazılıp çizilene.
Üç ay gibi bir sürede ‘yüzde 40’ın üzerinde’ kazancı hiçbir yerde elde edemezsiniz.
Peki ‘mazota’ bile para bulamayan, ‘kredi borçlarını’ ödeyebilmek için altındaki traktörünü satmak zorunda kalan çiftçi ne yapacak?
Orasını da siz mi düşüneceksiniz canım.
Oy verirken kendileri düşüneceklerdi.
* * *
Borsa, döviz, faiz tamamen hikaye.
‘Paranın kokusu’ gübreden geliyor.
Kıymetini bilin, kaçırılmayacak bir fırsat.
‘Risk’ mi? E, var tabii ki. Her yatırım aracından olduğu gibi, gübrede de ‘bir miktar’ risk almanız gerekiyor.
Zaten Erdoğan’a yöneltilen soru önergesi de gözden kaçan bu riske dikkat çekiyor.
Milletvekili diyor ki:
- “Bu gübrelerde son aylarda yaşanan ve çiftçilerimizi ciddi derecede mağdur eden fiyat artışlarından haberdar mısınız?”
Hükümetin başı buna nasıl bir cevap verir, şimdilik bilmiyoruz.
Ama ‘narkozun’ etkisinden kurtulup da ‘perişan’ hallerini anlatmak için karşısına çıkmaya cesaret edenlere vereceği cevap şimdiden bellidir:
- “Ananı da al git.”
* * *
“Memleket yangın yeri, şu yaptığınız işe bakın” dediğinizi duyar gibiyiz.
Hakkınız var. Ama inanın amacımız ne size ‘ekonomi dersi’ vermek, ne de ‘gübre üzerinden’ bir vurgun planlamak.
Maksadımız ‘bir vurguna’ dikkat çekmek.
Ülkenin dört bir yanını talan eden iktidar sahipleri, ne yazık ki çiftçinin ‘anasını’ alıp da gidebileceği bir yer bir dahi bırakmadılar.