Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Bölünme tehlikesi hâlâ yok mu?

15 Temmuz 2013 tarihli Hürriyet gazetesinin ve daha birçok gazete ve ajansın haberine göre Lice’ye bağlı Yolçatı köyünde PKK şehitliği yapıldı. 170 PKK’lının mezarının bulunduğu mezarlık, 5000 kişinin katıldığı bir törenle açıldı. PKK’lıların anıt mezar dedikleri 250 mezarlık alana gelenlerin, önce Mermer Jandarma Karakolu tarafından, daha sonra BDP’liler tarafından kimlik kontrolleri yapıldı. Son olarak kendilerine KCK/Asayiş diyen, PKK giysili ve yüzleri poşulu adamlar tarafından kimlik kontrolü yapıldı. Alana toplananlar Abdullah Öcalan, Mazlum Doğan, Mahsum Korkmaz, Ertem Karabulut ve güvenlik güçleriyle çatışırken ölen daha birçok PKK’lının dev posterlerini astılar. Yüzleri poşulu adamlar örgüt flamalarıyla askerî bir düzen içinde alanda yerlerini alarak saf tuttular. Silahlı PKK’lılar çevredeki tepelere mevzilenerek törenin güvenliğini sağladılar. Zafer işaretleri eşliğinde Kürtçe marşların okunduğu törende yüzleri poşulu 15 kişi mezarda yatanların isimlerini tek tek saydı ve hazır bulunanlar Kürtçe olarak  “burada” diye bağırdılar. Daha sonra 15 poşulu adam sevgi gösterileri eşliğinde ve bir düzen içerisinde ormanlık alana doğru koşup izlerini kaybettirdiler.
Ülkenin bölünmesinden endişe edenlerin kanını donduran bu manzara karşısında hâlâ bölünme tehlikesi yok diyebiliyor musunuz? Manzara çok net ve açıktır. 5000 kişi toplanmıştır. Toplananlar jandarmanın yaptığı kimlik kontrolünden geçmiştir. Yani olay jandarmanın bilgisi dâhilinde cereyan etmiştir. Olayda PKK’nın kendi güvenlik güçleri vardır ve bu gücün adı KCK/Asayiş’tir; gelenlerin kimlik kontrolünü yapmıştır. Olayda PKK’nın askerî gücü de rol almıştır ve ellerinde silahlarla tepelerde mevzilenerek törenin güvenliğini sağlamıştır. Poşulu adamlar askerî düzen içinde töreni yönetmişlerdir. Ve olayın görüntüleri de gazetelerle internette boy boy yer almıştır. 
Hâlâ mı bölünme tehlikesi yok? Yazarlar, çizerler, televizyon bülbülleri, âkiller, mâkiller, AKP’liler, CHP’nin ulusalcı olmayan kanadı, Hizmet’çiler, liberaller!... Hâlâ mı bölünme tehlikesi yok? Siz mi çok safsınız; bizi mi aptal yerine koyuyorsunuz?
Bakın, süreç müreç diyenlere, süreci yürütenlere ve süreç karşısında sus pus duranlara sesleniyorum!
Süreç dediğiniz müzakere ve anlaşmalar işte bunlarla yapılıyor. PKK ölüleri için şehitlik kuranlarla yapılıyor. Şehitlik dedikleri mezarlığı askerî törenle açanlarla yapılıyor. PKK’nın yaptığı bu askerî törene jandarmanın bilgisi altında müsaade edenler ve Türk askerini PKK’nın bu silahlı gösterisine müdahale ettirmeyenler bu süreci yürütüyorlar. Memleketin bir bölümü açıkça PKK’ya teslim edilmiştir ve bunun adı süreçtir.
Bugüne kadar bizleri paranoya ile, Sevr paranoyası ile suçlayanlar! BDP’lilerin, KCK’lıların, Demokratik Toplum Kongresinin çeşitli toplantılarda aldıkları kararlara, verdikleri demeçlere iyi kulak verin ve bu manzaralara iyi bakın! Hâlâ mı bizi paranoyaklıkla suçlayacaksınız? Hâlâ mı utanmayacaksınız?
Eğer utanmıyorsanız: Bunun bir tek açıklaması var, siz de bu sonucu istiyorsunuz; siz de ülkenin bir bölgesinde, adı özerklik, federasyon veya bağımsızlık olan başka bir yönetim kurulmasını istiyorsunuz; fakat bunu açıkça söylemiyorsunuz ve milleti aldatmaya çalışıyorsunuz.
Üst paragraftaki taifeye bir diyeceğim yok. Onlar hedeflerini PKK’nın hedefi istikametinde belirlemişlerdir ve burada yazmak istemediğim sıfatı çoktan hak etmişlerdir.
Sözüm işin vahametini hâlâ anlamayan safdillere. Ülkenin bölünmesini istemediklerinden emin olduğum, fakat köşelerinde hâlâ mutedil yazılar döktürüp itidal tavsiye eden bazı yazarlara. Ülkeyi bölünmeye götüreceği, yukarıda bahsettiğim görüntülerden açıkça belli olan süreci yürüten iktidar partisine hâlâ destek verenlere. Ne zaman ayılacak ve desteğinizi ne zaman keseceksiniz? Ülke fiilen bölündükten sonra mı? O zaman çok geç olmayacak mı? Peki, Allah göstermesin, ülke fiilen bölünürse bunda sizin gafletinizin rolü olmayacak mı? O zaman oturup ah vah ederken bir an olsun kendi günahınızı düşünmeyecek misiniz? Çok geç olmadan uyanmaya ne dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları