Böke: Milliyetçilik üzerinden tiyatro oynanıyor

Böke: Milliyetçilik üzerinden tiyatro oynanıyor

Hükümetin milliyetçilik tiyatrosu oynadığını savunan CHP Sözcüsü Böke, Kürdistan paçavrasıyla ilgili yaşanan krizi değerlendirdi. Böke, hükümetin Barzani ile görüşmenin referandum stratejisi olduğunu iddia etti.

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Habertürk gazetesinden Kübra Par ile yaptığı söyleşide çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kürdistan paçavrasıyla ilgili krizi değerlendiren Böke, Milliyetçilik üzerinden tiyatro oynandığının altına çizerek, "hep sandık gelince bir ziyaret oluyor. Aynısı çözüm sürecinde de olmuştu" ifadelerini kullandı.

İşte Böke'nin değerlendirmeleri:

- CHP olarak referandum sürecinde parti bayrağı kullanmıyorsunuz, afişlerde çocuk var, pozitif bir dil hâkim... Neden böyle bir strateji benimsediniz?

Türkiye bir yol ayrımına getirildi. Bu yol ayrımında aydınlık ve umut dolu bir gelecek yazmak mümkün. Meselenin bir parti meselesi olmadığını, bir memleket meselesi olduğunu, çocuklarımızın yarınları meselesi olduğunu ortaya koymak istedik.

MHP, “Türkiye’nin beka sorunu var, onun için ‘Evet’ diyoruz” diyor. AK Parti terörden bahsediyor, “Hayır demek teröre destek verenlerle yan yana durmaktır” diyor. Bu söylemler karşısında CHP’nin kampanyası fazla naif kaçmaz mı?

Ben bunu naiflik olarak değil bilakis aşırı gerçekçilik olarak görüyorum. Bir çocuğa karşılaşacağı riskleri tarif ettiğinizde de fırsatları anlattığınızda da hepimizden daha doğal reaksiyon verir. Onun için aydınlık geleceği çocukların temsil ettiğini düşünüyoruz.

Peki, kampanya sürecinin arkasında profesyonel bir ekip var mı? Geçen sene Ali Taran ile çalışmıştınız...

Tek bir isimle çalışmıyoruz, memleket meselesi olduğundan herkesin katkıda bulunduğu, işi bilenlerin mutfakta olduğu bir süreç yaşıyoruz.

"Anlatacak hikayeleri kalmadığı için 'Hayır' diyenlere 'Terörist' diyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Referandumda ‘Hayır’ demek çukurdur” dedi. CHP, “Hayır” diyerek teröre destek mi veriyor?

Bunlara sadece gülüp geçesim var! Hayır, CHP bilakis Türkiye’nin terörsüz, şiddetsiz günlere kavuşması için siyaset yürütüyor. Yıllarca terörü bir Türkiye gerçeğine dönüştürmüş olanların artık anlatacak bir hikâyesi kalmayınca sadece suçlama üzerine siyaset yapmasını çok tehlikeli buluyorum.

"Ekonomik gidişat kötü"

"Ekonomik gidişat çok kötü, çok endişe verici. Son 2.5 yılda Türkiye’de işsiz sayısına 770 bin kişi eklenmiş. 3 milyon kişi zaten işsizmiş. Önceki gün enflasyon rakamı açıklandı. Türkiye 7 yıl sonra yeniden çift basamaklı bir enflasyonla karşı karşıya. Dolar 3.90’dan aşağı düştü diye Türk Lirası’na ‘Değerli’ demek doğru olmaz. Çünkü ekim ayında kur 3 TL’ydi, şimdi 3.70’lerde. Yani hiçbir ekonomik veri işlerin iyi gittiğine işaret etmiyor."

"Karargâh rahatsız" yorumu: Tam da referanduma giderken neden bu meselenin tartışması için zemin açıldı?

- “Karargâh rahatsız” haberi çok tartışma yarattı. Haberin içeriği, Genelkurmay’ın seküler kesimden gelen bazı eleştirilere cevabıymış gibi de yorumlandı. TSK’nın böyle bir açıklama yapmasını CHP olarak nasıl yorumluyorsunuz?

Türkiye’de siyaseti siyasetçilerin yapması gerektiği konusundaki ısrarımız, demokrasi mücadelemizin en önemli parçası. Genelkurmay’ın tanımlı bir görevi var; o tanımlı görev, içinde siyaseti barındırmıyor.

Barzani yorumu: Hep sandık gelince bir ziyaret oluyor

Mesud Barzani’nin ziyareti sırasında Kürdistan paçavrasının asılması tartışma yarattı. CHP olarak nasıl bakıyorsunuz bu meseleye?

Tam da referanduma bağlandığını düşünüyorum sorunun. Çünkü hep sandık gelince bir ziyaret oluyor. Aynısı çözüm sürecinde de olmuştu. Dış politikanın iç politikaya malzeme edilmesinin ne kadar tehlikeli olduğu görülmüşken yeniden böyle sahnelerin yaşanıyor olması, Türkiye için talihsizliktir. Milliyetçilik üzerinden ortaya konulan bu tiyatronun, Türkiye’nin geleceğine faydası olmadığını düşünüyorum.

"Hayır çıkarsa istikrar gelecek"

Devlet Bahçeli “Hayır” çıkarsa kargaşa olur, belirsizlik doğar” diyor.

"Hayır" çıkarsa istikrar gelecek. “Bu düzen devam etsin mi?” diye soruluyor. Bu düzen ne? Bir kişinin keyfiyle karar verdiği düzen. O koltukta kimin oturduğundan bağımsız, Cumhurbaşkanı’na öyle yetkiler veriliyor ki bir kişinin keyfine kaldığı zaman her şey olabilir. Bir sabah kalkıp “Ben işçilerin kıdem tazminatına el koydum” diyebilir. Öbür sabah kalkıp “Bırak Rakka’ya inmeyi, güney kutbuna kadar iniyorum” diyebilir. Oysa gerçek bir demokraside hep birlikte verilen karar istikrarı getirir. Çünkü o sürece herkesin dahil olması anlamına gelir. Belirsizliği ortadan kaldıracaksak “Hayır” dememiz gerekiyor.

İlgili Haberler